VE HÜKÜMET RESMEN DÜŞTÜ!

Mert Özdağ

Mecliste ‘DP grubu’ artık yok

 

Eğitim Bakanlığı görevi yanından DP’den de istifa eden Özdemir Berova’nın istifasının ardından DP’nin meclis komitelerinde üye bulundurmasına yol açan ‘grubu’ da düştü.

Bir partinin mecliste grubu bulunması için en az 5 milletvekiline sahip olması gerekiyor.

Bu istifa ile DP’nin milletvekili sayısı da 4’e düşüyor.

Bu matematiksel durum, DP’nin komitelerden çıkmasına yol açıyor.

DP adına komitelerde bulunan Mustafa Arabacıoğlu artık komite çalışmalarında yer alamayacak.

Bundan böyle komitelerde sadece UBP ve CTP var.

Meclis çatısı altında artık “DP Grubu”ndan söz etmek hukuken mümkün değil.

Seçime kadar seçim kararı dahil birçok kararda artık sadece UBP ve CTP’nin söz hakkı bulunuyor.

Peki bu durum hukuken ve siyaseten ne anlama geliyor?

Özdemir Berova aslında “DP’den istifamı ne zaman yürürlüğe koyacağını DP’nin inisiyatifine bıraktım” dese de Serdar Denktaş dünkü açıklamasında istifanın fiilen yürürlükte olduğunu doğrularcasına  “seçim ve diğer konularla ilgili topun UBP ve CTP’de olduğunu” belirten bir yorum yaptı.

Denktaş’ın bu yorumu aslında DP’nin bundan böyle fiilen komitelerde yer alamayacağını, bu işi sürüncemede bırakmayacağını ima eden bir siyasi yorumdu.

                                                                         ***

Peki bu durumun komitelere etkisi ne olur?

Çeşitli yansımaları olur.

Şöyle ki; seçim tarihi konusunda zaten CTP ve UBP uzlaşısı var. Genel Kurul’a gelmeden önce meclis komitesinden geçmesi gereken seçim tarihi konusunda DP’nin var veya olmuyor oluşunun bir önemi yok, zira UBP ve CTP bu konuda uzlaşmış.

E diğer konularda, diğer yasalarda?

Örneğin 100’den fazla yasa çalışması kadük oldu, herkese geçmiş olsun.

Eğer acil yapılması gereken bir çalışma gelirse eğer seçime kadarki süreçte; bunu CTP ve UBP’nin beraber yapması gerekecek.

Eğer seçim tarihi belirlenmiş, meclisteki iki büyük parti bu konuda uzlaşmış olmasaydı ve bu istifa normal bir süreçte gündeme gelmiş olsaydı şunu çok rahat söyleyebilecektik: Bu hükümet artık düşmüştür!

Çünkü gündemde erken seçim olmasaydı, bu hükümet yasa geçiremeyen bir hükümet durumuna düşecekti, örneğin bütçeyi geçiremiyor olacaktı.

                                                                         ***

Bu durum hala geçerliliğini koruyor elbette, ancak ufukta seçim var!

Şu anki durumu ile bu hükümet bütçeyi meclisten geçiremez, bu kesin!

Bu hukuken mümkün değil.

Bütçe tartışmalarında da konu bir noktaya gelmiş oldu.

Bu hükümetin bütçeyi seçimden önce geçirme durumu yok, zira bütçenin meclis komitesinde hükümet partileri tarafından onaylanarak genel kurula gönderilmesi gerekiyor.

Bu durumda artık böyle bir şeyin olma ihtimali yok, çünkü DP’nin mecliste grubu olmayacak, dolayısıyla hükümetin de komitelerde bir yanı eksik…

Kısacası dostlar, Özdemir Berova’nın istifası ile hükümet siyaseten düşmüştür, koalisyon ortağının komitelerde grubu yoktur, bütçeyi geçirme şansı yoktur.

Bu durumun kısacası şudur: UBP-DP azınlık hükümeti siyaseten bitmiştir, tarih olmuştur.

Herkese geçmiş olsun.


 


Sizi unutmak mümkün mü?

 

AZINLIK HÜKÜMETİNİN UNUTULMAZ LAFLARI… ONLARI UNUTMAYACAĞIZ (!)
 

  • “Kıbrıslı diye bir şey yoktur. Yunanlılar vardır, Türkler vardır. Kıbrıs’ta mesele budur” (Hüseyin Özgürgün, Başbakan)
  • "KKTC’de ezan seslerinin susmaması adına Türkiye vatandaşı seçmenlere 'evet' çağrısı yapıyorum" (Kemal Dürüst, Ulaştırma Bakanı)
  • "Aleyhime karar verirseniz uygulamam. İstifa ederim" (Kamuda ikinci iş davası, Faiz Sucuoğlu, Sağlık Bakanı)
  • "Bir senede 2 bin 200 vatandaşlık verdik, gerekirse 27 bin de veririz"
    (Serdar Denktaş, Başbakan Yardımcısı)
  • "Siz hayatınızda saat üç buçuğa kadar çalıştınız mı?" (Ersan Saner, Çalışma Bakanı)
  • "Borular döşenene kadar Türkiye’den gelen içme suyu denize akacak" (Nazım Çavuşoğlu, Tarım Bakanı)
  • "Anafartalar Lisesi binası özel sektöre devredilirse, kendimi okulun önüne zincirle bağlarım"
    (Özdemir Berova, Eğitim Bakanı)
  • "KKTC topraklarında Rumların siyasi mesaj verme adına dini özgürlüğü istismar etmesine izin vermeyeceğiz..."  (Tahsin Ertuğruloğlu, Dışişleri Bakanı)
  • “En değerli makam kul olabilmek…” (Sunat Atun, Ekonomi Bakanı)
  • “Saat değişimlerinin yapılmasına, ileri veya geri alınmasına karşıyım. İçsel ritminizin adaptasyonu gerektirir. Yorgunluk, depresyon ve bir takım başka değişiklikler olur” (Özdemir Berova, Eğitim Bakanı)