VE MANZARA DEĞİŞTİ!

Kıbrıs’ın kuzeyinin kanayan yarası, ekolojik tahribatta başı çeken taş ocaklarında manzara içler acısı…

Kıbrıs’ın kuzeyinin kanayan yarası, ekolojik tahribatta başı çeken taş ocaklarında manzara içler acısı…1975’ten bugüne kadar toplamda 341 taş ocağına ruhsat izni verilirken, mevcut 56 taş ocağının 36’sı AKTİF olarak hizmet veriyor, dağlar günden güne oyuluyor…

SAHİR: “MEVZUAT GELİŞTİRİLMEDİ, KAYNAKLAR KORUNMADI, İHTİYAÇLAR BELİRLENMEDİ”…Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir ihtiyaçlar belirlemeden dağların oyulduğunu belirterek, bu konuda yasal mevzuat geliştirilmediğini, ihtiyacın azaltılmasına, kaynakların korunmasına yönelik yeterli önlemlerin alınmadığını dile getirdi

ULUĞ: “KAPASİTE ÜSTÜ DEĞİL”…Taşocakları Birliği Başkanı Metin Uluğ, geçmişte ihtiyaç fazlası olan taş ocağı sayısının şu anda normal seviyeye çekildiğini savundu,  “Geçmişte iş azdı, taş ocağı sayısı fazlaydı… Ancak şimdi kapasite üstü değildir” dedi

Ayşe GÜLER

Ekolojik tahribatta başı çeken, ‘ihtiyaç fazlası’ olduğu yönündeki tartışmalarla da gündemden düşmeyen taş ocaklarında manzara korkunç…

1975’ten bugüne kadar toplamda 341 taş ocağına ruhsat izni verilirken, mevcut 56 taş ocağının 36’sının AKTİF olduğu ortaya çıktı.

Dağları TÜKETMEMİZE neden olan taş ocaklarında niteliklerine ve çıkarttıkları ürüne göre başı ‘mozaik taşı’ çıkartan taş ocakları çekiyor.

RAKAMLARLA TAŞ OCAĞI GERÇEĞİ:

  • 1975’ten bugüne 341 taş ocağı ruhsatlandırıldı,
  • 1975-1984 yılları arasında 112 taş ocağı izinlendirildi,
  • Bu sayı 1985- 1994 yılları arasında 149’a çıktı,
  • 1995-2004 yılları arasında ise 63 taş ocağı izni verildi,
  • 2005-2014 yılları arasında izinlendirilen taş ocağı sayısı 17
  • Şu anda mevcut taş ocağı sayısı 56,
  • Faal olan taş ocağı sayısı ise 36.

 

İzinlendirilen taş ocağı sayıları…

Verilere göre; 1975-1984 yılları arasında 112 taş ocağı izinlendirildi, bu sayı 1985- 1994 yılları arasında 149’a çıktı.
1995-2004 yılları arasında ise taş ocağı izinlerinde ciddi gerileme görüldü.
Söz konusu dönemde 63 taş ocağı izni verildi. 2005-2014 yılları arasında izinlendirilen 17 taş ocağı olduğu belirtildi.
Öte yandan 2015 ila 2016 yılları arasında herhangi bir taş ocağı izninin verilmediği ifade edildi.

56 taş ocağının 21’i mozaik taşı

Taş ocaklarının niteliklerine ve çıkarttıkları ürüne göre başı ‘mozaik taşı’ çıkartan taş ocakları çekiyor.
Mevcut durumda olan 56 taş ocağının 21’i mozaik taşı, 19’u kırma kum ve çakıl, 12’si yapıtaşı, 3’ü alçıtaşı, 1’i de dere kum ve çakılı çıkartıyor.

Çevreciler de yurttaş da tepkili

Taşocaklarının doğaya yaptığı tahribat, çevre örgütlerinde de tepki görüyor.
Özellikle Değirmenlik bölgesinde yaşayan birçok vatandaş, taş ocaklarından yayılan toz bulutu nedeniyle kapı pencere açamaz duruma geldiklerinden dert yanıyor.

 

Taşocakları Birliği Başkanı Metin Uluğ:
“Geçmişte iş azdı, taş ocağı sayısı fazlaydı… Ancak şimdi kapasite üstü değildir”

Taşocakları Birliği Başkanı Metin Uluğ, geçmişte ihtiyaç fazlası olan taş ocağı sayısının şu anda normal seviyeye çekildiğini savundu.
Uluğ, kırma, kum ve çakıl taş ocağı sayısının 14 olduğunu, diğer taş ocaklarıyla ilgili net bir bilgisi olmadığını da dile getirdi.
Genellikle Değirmenlik bölgesinde yoğunlaşan taş ocaklarıyla ilgili “Geçmişte iş azdı, taş ocağı sayısı fazlaydı… Ancak şimdi kapasite üstü değildir” diyen Uluğ, tüm ocakların yoğun şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.

 

Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir:
“İhtiyaçlar belirlenmeden dağlar oyuluyor”

Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir ise ihtiyaçlar belirlemeden dağların oyulduğunu söyledi, bu durumun plansızlıktan kaynaklandığını vurguladı.
Sahir, yasal mevzuat geliştirilmediğini, ihtiyacın azaltılmasına, kaynakların korunmasına yönelik yeterli önlemlerin alınmadığını ifade etti.
Kıbrıs’ın kuzeyinde taş ocaklarına dayalı ihraç ürünlerin bile bulunduğuna işaret eden Sahir,bu ürünlerin yasaklanması gerektiğini söyledi.
Sahir, sözlerini özetle şöyle tamamladı: “Ülkenin ihtiyaçları asgariye indirilmelidir. Çok meyilli arazilere inşaat izni vermemek gerekiyor. Dağınık yapılaşmanın önüne geçmek gerekiyor. Bir saniyelik patlamada, faaliyet sırasında da her türlü canlı yaşamını yitiriyor. Tozlarla, patlatmalarla yaratılan etkiler, toprak örtüsünde değişime neden oluyor. Yer altına da olumsuz etkileri var.”

 

 

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri