BİR HABER
Lefkoşa- Girne Anayolu’nda sona gelindi!
Benim gibi hemen her gün Girne- Lefkoşa Anayolu’nu kullananlar için iyi haber nihayet geldi.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre yol, Kasım sonuna doğru tamamlanıp açılacak.
Yenileme çalışmalarında ikinci etapta üç tabaka asfalttan ikinci tabaka asfaltın serimi tamamlandı. Bu hafta içerisinde 3. Tabaka asfalt seriminin başlaması hedefleniyor.
İkinci etabın yatay-dikey işaretlemeleri ve yol çizgileriyle birlikte kasım ayının sonuna doğru tamamlanıp trafiğe açılması planlanıyor.
Şubat sonu başlamıştı…
4,8 kilometrelik yolda 27 Şubat’ta başlayan yenileme çalışması için hedef 3 ayda tamamlanmasıydı. İlk etapta hedef tutmuş, yolun birinci etabı 1 Haziran’da tamamlanarak tek şeritten verilen trafik bu yeni yola aktarılmıştı.
Yol çalışmasının ikinci etabı için ise çalışmalar 22 Haziran’da başlamıştı.
Bu kez işler pek de planlandığı gibi gitmedi…
Kriz yolu da vurdu, ödemelerini alamayan çalışanlar işi durdurdu. Bakanlığa göre projedeki gecikme, TC yönetim sisteminde yaşanan değişim nedeni ile alt komitelerin oluşturulamaması ve hak edişlerin ödenememesinden kaynaklandı.
Bu da işin bitmesi için planlanan hedefte biraz sapmaya neden oldu.
Dediğim gibi bu yolu her gün, günde iki kez hatta belki de daha fazla kullanmak durumunda olanlar, özellikle belirli saatlerde ciddi mağduriyetler yaşadı. Gideceğimiz yere vaktinde gidebilmek için daha erken yola çıkmak zorunda kaldık ama hep de geciktik…
Kuyruklar uzadıkça uzadı, bekleme süreleri bezdirdi... Çalışmalar sırasında irili, ufaklı hasarlı birçok kaza meydana geldi, çokça araba yolda kaldı.
Ve nihayet beklediğimiz haber geldi.
En azından bundan sonrasında daha kaliteli ve güvenli bir yol ve bu yoldaki yolculuk çektiğimiz eziyete değecek!
BİR SİTEM!
Resmen kanlı hobi!
Hayvanları ve doğayı çok seven biri oldum hep… Hiçbir zaman çok aktif bir koruyucu olamadım ne yazık ki ama hep duyarlı oldum.
Çocukken en yakın arkadaşım bir kuzuydu… Ve omzumdaki iki beyaz güvercin… Ata binmeyi öğrendim çok küçük yaşta, sonraları bir köpeğin bakımını üstlendim, en son da ‘nankör’ denen bir kedi öğretti hayvanların ne kadar akıllı ve vefalı canlılar olduğunu… Bugün 2 yaşındaki oğlumu da hayvan ve doğa sevgisi ile büyütmeye, canlılara zarar vermemesi gerektiğini öğretmeye çalışıyorum.
Ve yine bir av sezonu açıldı, sosyal medya ‘ölü hayvanlarla’ doldu.
‘Ava meraklı’ hatta kendilerini ‘Av hastası’ olarak tabir eden kişilerin, bu ‘hobileri’ için bekledikleri saygı, doğaya ve canlılara saygısızlık olarak bir kez daha yüzümüze vurdu.
Şiddetin bu kadar arttığı, insanların psikolojilerinin darmadağın olduğu bu günlerde, hele de ellerinde tüfek, önlerinde ölü hayvanlarla çocuk fotoğraflarına dayanamıyorum!
Avcılık Federasyonu veya yetkili her kimse, avcı dostları bu konuda da uyarsa, hatta bu konuda bir duyarlılık yaratılması için öncülük etse ne iyi olurdu.
Lütfen hobinizi, sporunuzu veya adı her neyse bu zevkinizi yaparken beklediğiniz saygıyı başkalarına da gösterin. Çocukları silahtan, canlılara zarar vermekten uzak tutun. Sosyal medyadan ‘öldürdüğünüz’ canlıların fotoğraflarını paylaşmayın.
Emin olun, ne kadar çok canlı öldürdüğünüzü görmek, ‘ne kadar iyi bir avcı olduğunuzu’ değil, ‘ne kadar cani olduğunuzu’ düşündürüyor!
BİR YORUM
KATİL KAPI KOMŞUMUZ!
Bir kadın cinayeti daha yaşandı geçtiğimiz hafta bu toraklarda…
Bir ‘adam’ gözünü kırpmadan planladığı cinayeti işledi, ‘sevdiği’ kadını acımasızca öldürdü.
Televizyonlardan izlediğimiz, ah vah ettiğimiz olaylardan biri daha, yine yaşandı. Bu kez Gönyeli’de…
Bizim için olayın vahameti, katilin kapı komşumuz olduğunu öğrenince daha da arttı.
Katilin, Yenidüzen’in Organize Sanayi Bölgesi’ndeki binasının komşu işletmelerden birinin çalışanı olduğunu öğrenince, daha da ürperdik.
Hani hiç başıma gelmez, bizden uzakta olur biter diye düşündüğümüz şeylerin hemen yanı başımızda olmasında, başımıza gelmesinde duyduğumuz his… Korku ve endişe…
Katil, kapı komşumuz!
Sanayinin hır gürü, pisliği, düzensizliği için yaşayan onlarca işçiden biriydi kim bilir... Bir girip çıktığınızda bile düzensizliği ve pisliğinden rahatsız olduğunuz bu bölgede, yaşamını sürdüren insanlar var…
Çalıştıkları iş yerlerinin ‘lojman’ diye kendilerine sundukları kötü koşullarda ‘hayatlar’…
Öyle ‘hayatlar’ ki, kaybetmeyi göze alamayacak standartlardan oldukça uzak!.. Belki de gözlerini kırpmadan, sonunu düşünmeden suç işlemelerinde etken olabilecek ve engellemeye etken olamayacak kadar kötü koşullardaki hayatlar…
İşte bu yüzden daha iyi çalışma ve yaşama koşulları, işte bu yüzden tedbir ve işte bu yüzden artık ETKİN DENETİM!
ALINTI: Çocukları cumartesi günü kaldırıp okula götürdüğünüzde ne kazanacaksınız? Çok net söyleyeyim: Ailelere ve çocuklara eziyet. Biz küçükken birden fazla kere 10 Kasım’da anmadık. Çevremde de 10’unda anmadık diye fikirsel olarak “Cumhuriyet Düşmanı”na dönüşen olmadı. (Yusuf OSMAN)