İlk kez bir parti başkanı ve milletvekilinin ağzından alenen “P...venk” lafını duydum.
Böyle “nokta nokta” değil, açık açık!
Arıklı “devlet”in halini özetledi.
Ve Türk Ajansı Kıbrıs, bu “tarihi” sözleri, dünya aleme servis etti, tarihe not düştü(!)
(Devletin ajansı siyasetçilerin her söylediğini yayınlamak zorunda mı buna emin değilim. Bunu kendi içlerinde tartışabilirler.)
“Pez....lerden gelen parayı halkla paylaşmayınız” dedi Arıklı, “Örtülü ödenek” olarak kullanılmasını istedi.
Tek örtülü ödenek var, Saray’da!
Bu ödenek de “KKTC” için “lobicilik” yapanlara gidiyor, bildiğimiz!
“P...gin parası”yla bu işi yapsınlar, gayrı!
* * *
Hiçbir “örtülü” meseleyi savunmam.
Ne parayı, ne yurttaşlığı!
Şeffaflık olmalı...
Arıklı “örtülü” yurttaşlığı seviyor.
Ödeneğe karşı!
* * *
Bakanlıklar için “hane halkı yardım bütçesi” diye bir ödenek var.
Örtüsüz!
Çünkü bu harcamalar “Resmi Gazete”de yayımlanmak zorunda.
Bana sorarsanız bu da gereksiz.
Sosyal Yardım Dairesi ne güne duruyor.
Başbakan, bu bütçeyi özellikle Surlariçi gibi yoksul insanların kümelendiği yerlerde değerlendireceğini söyledi.
Arıklı’nın tepkisinin sebebi belki de bu:
“Oy depoma karışma” diyor!
* * *
“Öğrenci” olduğu sırada hileyle “yurttaşlık” alan “vekili”ne ise sahip çıkıyor!
Orada bir “p” hali görmüyor!
Milliyetçilikte tavan yapsa da askerlikten kaytarmasına ses etmiyor.
Ama pervasız bir halde ve doymak bilmez bir arsızlıkla “kışkırtıcılık” yapmayı seviyor.
“Başbakan’ı Ankara’ya çağrıldılar ve orada 45 dakikalık kalın ayar verdiler” diyor.
Türkiye-KKTC ilişki düzeyi bu demek ki!
“Reis çağırıyor, ayar veriyor...”
Arıklı söylüyor.
“Türkiye elini yakamızdan çek” diye slogan atsa sözlerini bütünlemiş olacak.
İyi de bu söylem ilk değil!
TC Büyükelçiliği “sessizlikle” izliyor.
Arıklı “Türkiyelilerin sesi” edasında!
“Devlet”in halini özetliyor.
İyi de müzakere masasında niye “egemenlik” talebi dile getiriliyor.
Vaziyet buysa, “ayar” tutmuyor!