Suriye yine darmadağın!
Geçmişte Esad’a destek veren bazı güçlü grup ya da topluluklar, şimdi ekonomik yıkımla alakalı tepki vermeye başladı.
Karar gazetesinin iddiasına göre, Amerika da bölgede itibar kaybediyor…
-*-*-
İran’da, Türkiye ve bu ülkenin dışişleri bakanları görüşüyor…
Mutlaka Suriye de konuşulacak…
-*-*-
Rusya – Türkiye devlet başkanları bugün bir araya geliyor…
Suriye konusu, kesinlikle masadadır…
-*-*-
Türkiye ve haliyle çirkefe batmış uydusu KKTC, ekonomik anlamda yıkım ötesi bir pozisyonda; Türkiye Arap zenginlerine; KKTC, önüne gelene her an satılabilir durumda…
Hem de bu satış, sadece mal satışı anlamında değildir…
Siyaseten de satış olasıdır!
-*-*-
İsrail – Türkiye ilişkilerinin özellikle Doğu Akdeniz gazının Avrupa’ya nakli adına yakınlaştığı konuşulurken; bu ülkenin Başbakanı, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile bir araya geliyor…
Önemli bir buluşma!
Mutlaka, Doğu Akdeniz gazının Türkiye’den Avrupa’ya aktarılması konusu, en azından fısıldaşılacak!
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Baf ve Limasol’da çok ciddi ırkçı saldırılar yaşandı…
Ortam gergin…
Bu gerginlik, şimdilik “Kıbrıslı Türklere” veya “Kıbrıs Türk tarafına” hiçbir şekilde yansımadı…
-*-*-
Ama Limasol’da, ırkçılara karşı yapılan dev miting insanlık adına bir miktar yüreklere su serpmiş olsa da; korku ve kaos meydana hakim!
-*-*-
Yukarıda da yazdık; TC ve uydusu KKTC’de ekonomi iflasta…
Bu arada Eylül sonrası turizmden gelen sıcak paranın çok düşeceği ve Türkiye’de “döviz” bağlantılı krizlerin, pahalılıkların, zamların, enflasyon oranlarının artabileceği konuşuluyor…
KKTC’ye yansıması, “çarp iki”dir; unutmayalım!
-*-*-
Kimisi, ne olursa olsun, kısa saylan bir süre içerisinde, Kıbrıs’ta yeniden müzakerelerin başlayacağını anlatıyor…
Tabii, eli güçsüz, cebi delik, pazarlık gücü azalmış bir “Türk tarafı”; haliyle saçmalama ya da şiro siyasetinden uzaklaşmak zorundadır!
Bu zorunluluk halinden, koşarak, tekbir getirerek, daha yükseğe bayrak çekerek kaçılamayacağını da herkes biliyor.
-*-*-
Ve bütün bu gelişmeler yaşanırken, etrafımız resmen ateş çemberiyken, her an, her saniye yeni ve sürpriz bir gelişme beklenirken, KKTC’yi yöneten misyon, Pile – Yiğitler Yolu bağlantılı komiklikler yapıyor…
Başbakan Londra’da adeta naralar atıp, “bu yolu yapacağız” diye bağırıyor…
Oysa herkes biliyor ki; bu yolun yapımına “karar verilirse”; o kararda KKTC’nin Ersin’i ya da Ünal’ı veya Tahsin’i zerre rol sahibi olmayacak…
Ve yine herkes biliyor ki, BM – TC – KC anlaşır ve yol inşaatı başlarsa, ihalesi bile Ankara’dan çıkılacak!
-*-*-
Yokuz!
Hiçbir şekilde, bu dizinin yeni çekilecek bölümlerinde başrolde olamayacağız!
Hatta, filmin sonunda isimleri açıklanan yani “cast” denilen oyuncu veya öteki işlerle iştigal edenlerin isimlerinin yazıldığı kadrosunda da bulunmuyoruz, bulunmayacağız!
-*-*-
Biz neyiz biliyor musunuz?
Tam da geçen gün patlayan Ercan Havaalanı’ndaki İngilizce tabloyuz!
Finişd!
Bitmiş!
“Finished”in, KKTC ağzıyla yazıya dökülmüş şeklidir finişd!
Yokuz!
Rüşvet alma, eş aldatma, saçmalama, düğüne gitme, sünnette kirve olma, abuk sabuk sosyal medya paylaşımları yapma…
Haaa çekin bayrağı; açın ezanın sesini da tamamdır!
Korumalarım nerede?
-*-*-
Evet, ELAM beyinsizleri çok azdı…
Ve bu endişe vericidir…
Ama, unutmayın, ELAM’a karşı Limasol’da binlerce kişinin yaptığı miting de umut vericidir…
-*-*-
Ancaaaaak, şunu da aklınızdan çıkarmayın; birkaç güne kadar piyasaya sürülmesi beklenen Hristodulidis’in Kıbrıs Türk toplumu ile ilgili “açılımları” tutarsa; çocuklarımız başta olmak üzere, belki de tümümüz, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde çalışmaya ve insan gibi yaşamaya “zorlanacağız”…
Bilmem anlatabildim mi?
Tam finişd!
-*-*-
Dome Hotel’in sahibi Gatsellis’in 1974’te söylediğine geleceğiz!
Hatta geldik bile!
Gatsellis, o günlerde askeri zaferle gaza gelmiş ganimteçilerimize özetle ne demişti?
“Bre Turkkolar; tarihte Osmanlı’nın girdiği – aldığı hiçbir ülkeye refah getirdiğine rastlanmadı…
Bir gün, hepiniz, toplanıp, sizi kurtarmamız için bize yalvaracaksınız; unutmayın!”
İmece!
Alayköy İlkokulu’nda, son dört yıldır yapılanlar, okulu “çiçek” gibi duruma getirmiş…
Onlarca yıkılmak üzere olan veya eskimiş, dökülen okula karşı, Gıynık gazetesinden Devrim Demir, “bu okul yüz akı oldu” diye yazmış…
-*-*-
Türkiye’de depremde yerle bir olan bazı okulların yeniden ayağa kaldırılması için, çok sayıda hayırsever devreye girmiş…
Bunu da dün Milli Gazete yazdı…
-*-*-
Ve Yenidüzen’in bugünkü manşetinde, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Burak Maviş kardeşimin uyarıları vardı…
Yeni ders yılı kaosla başlayacak!
-*-*-
Aklın yolu birdir!
Mesele çocuklarımız mı?
Sahte devletin kasasında kuruş kalmadı mı?
O zaman, sendika, müdürler, okul aile birlikleri ve hayırsever zenginler…
Haydi!
İmece!
-*-*-
Sadece konuşmayla olsaydı; her sabah – tek başıma - onlarca sorunu çözmüş olacaktım!
Konuşmayla olmuyor!
Bilmem anlatabildim mi?
KKTC Cumhurbaşkanı ve Hükümeti, Türkiye’deki korkunç depremler sonrasında, ülkemizde bir araya gelen çeşitli örgüt ve derneklerle birlikte, en az 600 konteyner ev sözü vermişti… Dernekler, örgütler sözlerini tuttu… Kendilerine düşeni yaptı ve yaklaşık 520 konteyner ev Hatay’a teslim edildi… Ancak Tatar – Üstel – Ataoğlu – Arıklı ortaklığı, “600’de sıfır” çekti… Verdikleri söz, yalan oldu… Ve Tayyip Erdoğan geçtiğimiz gün Hatay’daki bir temel atma töreninde, “… depremzedelere bedava ev sözü verenler hem sözlerini hem de Hatay'la birlikte diğer şehirlerimizin de yolunu unuttu…” dedi! Yok, aman sakın korkmayın da üstünüze da işeyesiniz! Size demedi oğlum! Üstünüze almayın, rahat olun! CHP’lilere söyledi! Korkmayın, sakin olun… Tamamdııııır, size demedi!