VİCDANİ RET... VE ASKERLİK...

Türkiye’de gündeme gelen, askerlik yapmak istemeyenlere yasal düzenleme ile alternatif yaratma konusundaki yasal düzenleme hazırlıkları Kıbrıs’ın kuzeyinde de konunun konuşulmasına neden oluyor. Dün bu köşede “ilk Kıbrıslı paşa” o

 

 

 

Türkiye’de gündeme gelen, askerlik yapmak istemeyenlere yasal düzenleme ile alternatif yaratma konusundaki yasal düzenleme hazırlıkları Kıbrıs’ın kuzeyinde de konunun konuşulmasına neden oluyor.

Dün bu köşede “ilk Kıbrıslı paşa” olarak da bilinen ve Güvenlik Kuvvetleri (GKK) Komutanlığı’nda “en üst rütbeye” ulaşarak tarihe geçen emekli general Salih Cengaver Cem’in görüşlerini okudunuz.

Cem “Konu enine boyuna tartışılmalı” diyor özetle…

Biz bunları konuşurken Türkiye’deki çalışma da yavaş yavaş netleşmeye başlıyor.

Son olarak basında yer alan bilgiler göre; profesyonel orduya geçilmediği için Türkiye zorunlu askerliği kaldıramıyor. Bu nedenle de vicdani ret için hazırlanan tasarı da kapsam bir hayli dar tutuluyor.

Türkiye’de vicdani ret ile ilgili yapılan hazırlıklarda kısa dönem yükümlülerin 12, 12 aylık yükümlülerin 24, uzun dönemlerin ise 30 ay kamu hizmeti yapması ön plana çıkıyor.

Tabii çalışma hâlâ net değil, ve top Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın elinde…

Peki bizde durum ne?..

Bizdeki vicdani retçiler ne düşünüyor?..

Kıbrıs’ın kuzeyindeki vicdani rettin ‘simge ismi’ Murat Kanatlı’ya sordum:

 

·        Bilmeyenler için nedir bu "vicdani ret" ve neden gündemdedir? Türkiye'deki vicdani ret düzenlemesini takip ediyorsun, sence böyle ya da bu düzenlememin de ötesinde bir düzenleme bizde de gündeme gelmeli mi, neden?

 

En kısa tanımı ile Vicdani ret; dini, ahlaki ya da politik gerekçelere dayalı olarak “zorunlu askerlik hizmeti”ni reddetmektir, Avrupa Konseyindeki birçok ülke zorunlu askerlik hizmetini yapmayı reddeden vicdani retçiler için alternatif sivil hizmet seçeneği sunuyor… Eğer kişi, alternatif sivil hizmeti de reddediyorsa o bir “total redci”dir….

Bugün, 47 üyesi olan Avrupa Konseyi içindeki ülkelerinin dördünde Andorra, İzlanda, Liechtenstein ve Monaco’da hiçbir silahlı kuvvet yoktur. 28 ülkede ise zorunlu askerlik yoktur. Zorunlu askerlik olan 15 ülkeden yalnız Türkiye vicdani ret hakkını tanımamakta, Azerbaycan ise anayasada bu hakkı tanımasına rağmen henüz yasal düzenlemeye gitmemiştir. Hatta dört ülke Almanya, Hollanda, İsviçre ve Birleşik Krallık profesyonel orduda bile vicdani ret hakkını tanımaktadır.

Bunların da üzerinde Avrupa Konseyinin bir organı olan AİHM Büyük Dairesi tarafından 7 Temmuz 2011 tarihinde açıklanan “BAYATYAN v. ERMENİSTAN kararı vicdani ret hakkı uluslararası hukuk açısından tanınması anlamında konuyu yeni bir noktaya getirmiştir…

AİHM Büyük Dairesi, Bayatyan davasında devletlerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. maddesinde öngörülen düşünce, vicdan ve inanç özgürlüğü haklarına itibar edilmesi yükümlülüklerinin bir parçası olarak, bireylerin vicdani ret haklarına da saygı göstermeleri gerektiğini karara bağlamıştır.

AİHM Büyük Dairesi kararından “Avrupa Konseyi üye Devletlerinin ezici çoğunluğu yasalarında ve uygulamalarında vicdani ret hakkını çoktan tanımıştırlar. (…) Üye Devletlerin yasaları – ilgili uluslararası sözleşmeler ile birlikte – bu nedenle evrilmiş ve bahsi geçen zamanda Avrupa ve ötesinde bu sorun hakkında fiili bir konsensüs halihazırda oluşmuştur” denmektedir.

Bu noktada özellikle Türkiye’nin vicdani retçileri hala daha mahkûm ediyor olması, mahkûmiyetlerin emre itaatsizlik temelinde olduğu için bir döngü şekilde daime olması üzerinden Osman Murat Ülke AİHM’e gitmiş ve davayı kazanmıştı. Vicdani Retçi İnan Süver hala gözaltındadır.

AİHM'de 22 Kasım salı günü ele alınacak davaların biri de, TC'den bir Yehova Şahidi vicdani redci Yunus Erçep davasıdır. Erçep 14 yıldır vicdani reddi sebebiyle çeşitli sözlü ve fiziksel tacize maruz kaldı, "dinsel paranoya" teşhisiyle psikiyatri kliniğinde yatırıldı, para cezalarına çarptırıldı ve 5 ay askeri cezaevinde kaldı. Erçep bugüne kadar 25 kez “askerlik hizmetine” çağrıldı ve 21 kez hakkında dava açıldı. Askeri Yargıtay, en son “Yehova Şahidiyim” diyerek askere gitmeyi reddeden Erçep'in 2 ay 15 günlük hapis kararını onamış ve Erçep'e zorla askerlik yaptırılması kararını vermişti.

Mahkûmiyetlerin emre itaatsizlik temelinde olması belli bir yaşa gelen herkesi “doğal” asker kabül eden anlayıştır. Otomatik askere alınanların retleri askerliği değil emri ret olduğu için askeri yasalar üzerinden yargılanıp mahkum olmaktadırlar. Ayni durum Kıbrıs’ın kuzeyinde de geçerlidir.

Türkiye bu konuda defalarca Avrupa Konseyi organlarınca uyarıldı. En son Osman Murat Ülke konusunda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Eylül toplantısında Aralık ayına kadar Türkiye’ye süre vermişti. Bu uyarılar etkili olduğu anlaşılmaktadır. Ama Gün Zilelinin yazısında söylediği gibi vicdani ret konusunda Türkiye vicdanı ret ettiği için konun kolay kolay çözüleceğe benzememektedir.

Her Türk asker doğar anlayışından vazgeçmeyen bir kurumun vicdani reddi tanıyıp yasalarında uygulanabilecek bir hale dönüştüremez, yapsalar sırf Avrupalılara hoş gözükmek için bir yasal düzenleme yapılır ama çalıştırılmaz ve bir zaman kazanılır…

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri