Toplumsal karakter, özel yapıdaki bir ruhsal karakterdir.
Yani toplumun kendi enerjisidir.
Bizler, sevdiğimiz ve özlediğimiz Kıbrıs'a ulaşabilmek adına;
Bu enerjiyi toplumsal hedefler için kullanmak istiyoruz...
Oldu-bitti türü gelişmeler yerine,
Kendimizin yönlendirebileceği yöntemlere başvurmamız gerektiğini söylüyor!
Bizim kim olduğumuza dış etkenler karar vermesin,
Biz, hem sanatçı hem de sanatın objesi olalım diyor!
Hak yiyip, göstermelik bir biçimde ve dini duyguları siyasallaştırarak beş vakit namaz kılanlardan olmayalım diyor!
Popülizm ile ayar bulmayalım diyor!
Avanta dağıtıp, rantını yemeyelim diyor!
Çünkü ; bu hareketleri toplumsal refleksler durumuna soktuk,
Bu refleksler, toplumsal kültürün alt yapısını oluşturuyor, bunlara son verilmelidir diyor...
Yanlış mı ?
Eksik mi söylüyor?
Bu reflekslerin her biri, bir diktatorya muhafazakârlığı örgütledi...
Akılcılığa,
Farkındalığa,
Donanımlı insanlarımıza karşı...
Artık bunları yıkmanın zamanı gelmiştir.
Bizler, bedeli karşılığında insan olabilen insanlar olamayız...
Hayatımızda sahici ilkeler olmalı...
Yüreğimiz daralmamalı ,
Ufalmamalıdır...
Bizler bu ülkenin yurtsever insanlarıyız...
Bizim vicdanlarımız cimrileşemez...
Yanlış yerlerde susamaz!..
Bizler tüm toplumu kucaklamaya ve vicdanı cimrileşmeyen herkesle birlikte ülkemizi daha insanca ve daha yaşanılır bir ülke durumuna getirmeye hazırız...
Yeni yılla birlikte yeni yılda hep birlikte...