Son günlerin malum konusuydu hükümet kurma çalışmaları.
Hükümeti kurma çalışmalarını yürüten siyasi liderler, parti programları veya kırmızı çizgileri üzerinde durup hassasiyet belirtseler de kurma sürecinde halkın konuştuğu tek konu bakanlıklardı.
Ve hangi bakanlığı kimin alacağıydı…
Her şey netleşti.
Spor Bakanlığı’nı CTP-BG ile hükümet ortaklığı yapacak olan DP-UG aldı.
Hayırlısı olsun.
***
Şimdi konuşulan konuların başında ise bakanların kim olacağı, “kadroları kimler” oluşturacağıdır.
Buda birkaç gün içerisinde netleşecek.
Ancak Spor Bakanlığı kadrosuna geçecek isimlerin telaffuz edilmeye başlandı bile.
Kırk dervişiz bir birimizi bilmişiz noktasından yapılan dedikoduların ve haberlerin doğruluk payının yüksek olduğunu tahmin ediyorum.
***
Görevi kim alacaksa alsın.
Bakan kim olacaksa olsun.
Kadrosunu kimlerden oluşturacaksa oluştursun.
Benim için önemi yok.
Önemli olan mevcut düzene çomak sokmayı becerecek kadar “marifetli” ve “vizyon” sahibi kişilerin o makamlara oturmasıdır.
***
“Kısıtlı düşünceye sahip, ufku dar ben benim” havalarının sporun dinamizmine ayak uydurmadığı bir realitedir.
Bu nedenle, gençliğin ve sporun “yönetim erkini” eline alacak kadroda temel unsur alışılmışın dışına geçmek olmalıdır.
Öyle yazda serin, kışta sıcacık odalarda oturmak, telefonlara bakmak, “X” sahaya tel, “Y” sahaya çimento dağıtmak, ara sıra basını alıp boy boy resimlerle kamuoyunun önüne çıkmak gibi davranışların dönemi kapatmayı becerecek kişilere ihtiyaç vardır.