Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Voni hakkında yazdıklarınızı okudum. Ben de bildiklerimi size anlatmak istedim.
Voni köyünün dışında zeytinlikler vardır. Burası bildiğiniz gibi askeri bölgedir… Köyün içinden Voni deresi geçer… Derenin sağ tarafında bir ev vardı…
Yaralı bir Kıbrıslırum, bu eve girip mutfak dolaplarının altına saklanmış. Sonra orada ölmüş… Cesedi şişmiş…
Voni’de bu eve giden bazı Kıbrıslıtürkler, bu Kıbrıslırum’u mutfak dolabının altından çıkarmayı başaramamışlar çünkü ceset şişmişmiş…
Bunun üzerine evi üstüne yıkmışlar…
Bu konuyu da lütfen Kayıplar Komitesi yetkilileri araştırsın…
Bu bölgede derenin son tarafında da tuvalet gibi bir yer varmış… Oraya da birisi saklanmış, bir Kıbrıslırum… Ateş edip öldürmüşler… Adam o tuvaletten çıkamamış… Onu da bu bölgeye gömmüşler.
Lütfen bu bilgiyi de Kayıplar Komitesi yetkilileri araştırsın…”
Bu okurumuza verdiği bu bilgiler için sonsuz teşekkürler…
Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi okurlarımızı, isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefondan beni veya 22 83607 numaralı telefondan Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Yardımcısı Mine Balman’ı aramaya davet ediyorum.
--------------------------------------------------------
“Druşa mezarlığının dışına bir “kayıp” Kıbrıslıtürk gömülmüş…”
Bir Kıbrıslırum okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Yaşlı bir adam bana Druşa mezarlığı dışına bir “kayıp” Kıbrıslıtürk’ü gömdüklerini anlattı. O bölgeden “kayıp” edilen bir Kıbrıslıtürk, bir beze sarılı olarak kendisine gömmek üzere verilmiş. İki diğer Kıbrıslırum’la birlikte bu şahsı Druşa mezarlığı dışına gömmüşler. 1963-64 yıllarından bahsederiz… Ancak buradaki sorun şudur anladığım kadarıyla… Birkaç yıl önce, Druşa mezarlığını genişletmeye karar vermişler. Şiroyu kullanan bir adam, mezarlığın dışını kazınca insan kemikleri bulmuş. Bu kemikleri ne yaptığını bilmiyoruz… Bu konuda araştırma yapıp tekrar size ulaşacağım…”
Bu okurumuza verdiği bu bilgiler için çok teşekkürler.
--------------------------------------------------------------
*** KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…
Voni’de kazılara devam, Tekke Bahçesi’nde 17 “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı…
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk üye ofisinden aldığımız bilgilere göre, Kayıplar Komitesi’nin Voni askeri bölgesinde başlatmış olduğu kazılara dün de devam edildi.
Voni’yle ilgili olarak son on yılda çeşitli dönemlerde bize ulaşmış olan bilgileri geçtiğimiz gün bu sayfalarda paylaşmıştık.
Kayıplar Komitesi’ne bu kazılarda yardımcı olabilecek şahitler konusunda da bazı okurlarımızın yardımları sonucu edindiğimiz bilgileri Komite yetkilileriyle paylaştık.
Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi okurlarımızın bize ulaşmalarını rica ediyoruz…
Kayıplar Komitesi’nin Tekke Bahçesi’nde yürütmekte olduğu kazılarda da 17 “kayıp” şahıstan geride kalanlara ulaşılmış bulunuyor.
Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıs’ın güneyinde Çite’de (Kiti) 1964 “kaybı” bir Kıbrıslıtürk’ten geride kalanları aradığı kazı, bir su kanalında devam ediyor.
Köydeki dereye yakın bu su kanalı, yıllar önce çimentoyla kaplanmış. Şimdi Kayıplar Komitesi kazı ekibi bu çimentoyu kırarak, alttaki toprağı kazmayı sürdürüyor.
Kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.
-----------------------------------------
*** Gazeteci Andreas Paraskos, KATHİMERİNİ gazetesinde açıkladı:
“Birleşmiş Milletler Barış Gücü Maraş’ta bazı “kayıplar”ı gömmüştü… Bunu 2003 yılında açıklamıştık…”
“Kayıplar” konusunda önemli katkılarda bulunan Kıbrıslırum gazeteci Andreas Paraskos, KATHİMERİNİ gazetesinin 17 Temmuz 2016 tarihli Pazar günkü sayısında, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün de bazı “kayıplar”ı gömmüş olduğunu, bu konuda 2003 yılında POLITIS gazetesinde yayın yaptıklarını yazdı.
BM Barış Gücü’nün arşivlerine ilişkin yayınlarını sürdüren Paraskos, 2000-2003 yılları arasında BM Genel Sekreteri’nin görevlendirmesiyle Kıbrıs’a gelerek BM Barış Gücü arşivlerini “kayıplar” konusunda bilgi edinmek amacıyla tarayan ve bir rapor sunan Anita Graves’le o dönem kendisinin de görüşmüş olduğunu açıkladı. Paraskos, geçen haftaki yayınında bu raporun dönemin Kayıplar Komitesi Üçüncü Üyesi Gouberain’a verilmiş olduğunu ancak ne Gouberain, ne de ondan sonra gelen Birleşmiş Milletler ve Kızılhaç tarafından atanmış olan Kayıplar Komitesi Üçüncü Üyeleri’nin bu raporu Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum üyeleriyle paylaşmamış olduğunu yazmıştı.
Bu yayınlar üzerine Kayıplar Komitesi Üçüncü Üyesi Paul Henri Arni’nin kendisine bir mektup göndererek BM Barış Gücü’ne ilişkin raporun 2001-2003 yılları arasında araştırılıp sonuçlandırılmadığını, ondan sonraki 11 sene içinde konunun hiç gündeme gelmediğini söyledi. Arni, konunun 2014 yılında tekrar gündeme gelmesiyle birlikte, “Kayıplar Komitesi üyelerinin 1963-74 arasında Kıbrıs’ta bulunan güçlerin tüm ilgili kayıtları konusunda ortak bir yaklaşım için anlaşamadıklarını, bu yüzden kendisinin Şubat 2016’da tek başına Kayıplar Komitesi’nden BM kayıtlarına ulaşmak için yetki istediğini” yazdı. Böylece Şubat 2016’da kendisinin BM’nin New York merkezinde Kayıplar Komitesi’nin diğer iki üyesiyle Lefkoşa’da tutulan BM Barış Gücü kayıtlarını paylaşma yetkisi” aldığını ve bu çalışmanın devam ettiğini kaydeden Arni, yakında BM’nin New York’taki kayıtlarına da ulaşacaklarını belirtti.
“BM BARIŞ GÜCÜ DOSYALARININ KANITI…”
Paraskos, KATHIMERINI’deki yazısında, BM Barış Gücü arşivlerinden BM Barış Gücü askerlerinin 1974’te Maraş’ta bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ı bizzat gömmüş oldukları hakkında bir raporu 28 Temmuz 2003 tarihli POLITIS gazetesinde yayımlamış olduğunu hatırlattı.
Paraskos’un sözünü ettiği BM Barış Gücü’ne bağlı UNCIVPOL (BM Barış Gücü polisi) tarafından kaleme alınmış.
Buna göre 1974 yılında Mağusa bölgesinde konuşlandırılmış olan BM Barış Gücü görevlileri, Maraş’ta sokaklarda ve kaldırımlarda bazı ölü Kıbrıslırumlar bulmuşlar. Geriye dönerek o dönemin Mağusa Kıbrıslıtürk liderliğinden, bu ölüleri defnetmeleri konusunda yardım istemişler. Paraskos’a göre UNCIVPOL raporunda şöyle deniliyormuş:
“17 Ağustos. Maraş. UNCIVPOL …….. Sokağı’nda ölü bir insan buldu, ….. Sokağı’nda ise birisi kadın, birisi erkek olmak üzere iki ölü sivil insan gördü. Ölüler sokaklarda ve kaldırımlardaydı. Bunlar vurulmuşlardı. Mağusa’nın Kıbrıslıtürk liderliğinden bu ölü insanları defnetmelerini istedik.
18 Ağustos’ta oraya gittiğimizde ölüler hala oradaydı. Bu nedenle UNCIVPOL olarak onları gömdük. Bu insanların üzerlerinde kimliklerini gösteren herhangi bir belge yoktu…”
Paraskos yazısının devamında “UNCIVPOL raporlarında böylesi pek çok detay vardır. O nedenle bunların iki tarafa (Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum tarafına) gömüldükleri yerleri bulmalarına yardımcı olmak üzere verilmesinde ısrar ediyoruz. Hiç kimse bu bilgileri herhangi bir gerekçeyle gizlememelidir…. Hele de Birleşmiş Milletler… Aradan 42 yıl geçtikten sonra böylesi şeyleri saklamak, bunu hasıraltı etmek anlamına gelir…”
(Kathimerini-Andreas Paraskos-17.7.2016)
------------------------------------------
*** BASINDAN GÜNCEL…
“Kayıplar konusunun çözülmemesinin sorumlusu Türkiye’dir…”
Kıbrıs Cumhuriyeti İnsani Konular Komiseri Fotis Fotiu, kayıplar sorununun çözülmediğine işaret ederek, bunun sorumlusunun devamlı engeller ortaya koyan ve sorunun çözülmesi için kararlar almayı reddeden Türkiye olduğunu söyledi.
Simerini gazetesine göre katıldığı bir anma töreninde konuşan Fotiu, Türkiye’yi uygar bir toplumun üyesi olarak hareket etmeye çağırdı.
Kıbrıslırum Hükümeti’nin, tüm zorluklara rağmen kayıpların akıbetlerinin belli olması için Kıbrıs içinde ve dışında çaba göstermeye devam edeceğini ifade eden Fotiu, Kıbrıs’ta yeni bir dönemin başlaması için Türkiye’nin gerekli kararları almasını beklediklerini söyledi.
(TAK Ajansı Rumca Haber Bülteni’nden – 18.7.2016)