Ya bu turistin giriş işlemini yapan memur?

Meltem Sonay

BİR KORKU

 

Uzunca bir süredir uzaktan baktığımız Corona virüs, artık aramızda… Panik, korku, endişenin yanı sıra, bir kesimde de ‘dalga geçme’ hâli hakim.

İkisinin de; yani hem paniğin, hem de hastalığı ciddiye almamanın daha fazla olumsuzluk yaratabileceğine ilişkin uzmanlar sık sık uyarıda bulunuyor. Şu anda durum ne bahar bahçe, ne de felaket aslında…

Ama ikisini de yaratmak büyük ölçüde bize bağlı, onu da çok iyi anladık.

Aşırı panik olmadan gerekli önlemleri önce ‘üstümüze düşenleri’ yaparak almaya başlamak, son derece önemli… Umarım hepimiz de bunu ihmal etmeyiz.

Öte yandan bir de yetkililerin alması gereken önlemler var tabii…

Bu noktada ilk vakanın tespiti ile hemen bir dizi önlem alan Hükümet’in hakkını teslim etmek gerek. Şöyle ki; İtalya gibi bir ülkede ‘zamanın alınmayan önlemler’ nedeniyle bugün gelinen nokta ortada.

Okulların kapatılması, bazı ülkelerden gelen uçuşların durdurulması, genel temizlik çalışmaları, korunma yöntemlerine ilişkin sürekli yapılan uyarılar… Dün Cumhurbaşkanı başkanlığındaki olağanüstü toplantı ve daha da artırılan tedbirler…

Hepsi bu işin ciddiye alındığının işareti ve bir nebze de olsa içimizi rahatlatıyor.

Ancak soru işareti de bitmiyor.

Evet, Sağlık Bakanlığı özellikle ‘ilk gün’ sıklıkla açıklama yaptı ama ne yazık ki ‘güven’ sağlayamadı.

Aslında Sağlık Bakanlığı’nda uzmanlara değil de; ekipman, altyapı ve siyasi erke bir güvensizlik olduğu ortada.

Salgının yayılmaması için gerekli tedbirlerin alındığına iknamız zor… Ne yazık ki bunda Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin etkisi de çok büyük.

Konunun çok da detayına in(e)meden ‘panik yapmayın’ mealinde açıklamalar yapan Sayın Bakan’ın bazı açıklamalarıyla Hükümeti dahi zor durumda bıraktığı biliniyor.

Şöyle ki; ilk vaka tespitinin yapıldığı günün akşamında basının karşısına geçen Sağlık Bakanı Pilli’nin Alman turist kafilesinin, Ercan’a gelecek uçakla geri gönderileceğine ilişkin açıklamasının ne doğruluk payı vardı, ne de oluru…

Nitekim, Sayın Pilli’nin bu açıklamasının ertesi günü, kabinenin başka bir üyesi Alman turistlerin 14 günlük gözetim süresinin ardından ülkelerine dönecekleri açıklaması yapmak durumunda kaldı.

O nedenle ‘alınan önlemlerin yeterliliği’ konusunda endişelerimiz baki…

Örneğin, Corona virüs pozitif Alman turistin, eşi, yakın temasta bulunduğu kişiler, birlikte hareket ettiği kafile, kaldığı otelin personeli tamam da, ya gezdiği, geçtiği yerlerde temas ettiği kişiler?

Bugüne kadar kimlere, kaç kişiye test yapıldığı hiç açıklanmadı. Bakanlık bu konuda ‘soru’ üzerine, ‘negatif çıktı’ der pozisyonda kaldı.

Alman turistin pasaport işlemini gerçekleştiren Ercan’daki memur tespit edildi mi mesela? Teste tabii tutuldu mu peki?

Ya bir de o memurun Alman turistin ardından daha kaç kişiden pasaport alıp verdiğini düşününce…

Önce içimde bir endişe ateşi alevleniyor, sonra kendimi sakinleştirmek için ‘yok artık eşinde bile çıkmadı’ diye düşünerek Başbakan gibi ‘o kadar da abartacak bir şey yok’ diyesim geliyor.

Akşama kalmadan ‘eşinde de Corona pozitif’ haberi geliyor.

‘Bir şüpheli vaka daha’ diye karantina bölümüne sedye üzerinde battaniyeye sarılı birilerinin girdiğine ilişkin fotoğraflar sitelere düşerken, Sağlık Bakanlığı ‘karantinaya alınan başkası yok’ açıklaması yapıyor.

İşte şimdi panik mi yapayım, dalga mı geçeyim, ben de karar veremiyorum…

 


BİR YANLIŞ

Bir fotoğraf, çok hesap…

Şu anda ihtiyaç, herkesin seçim hesaplarını bir kenara bırakıp bu krize odaklanması…

İktidarıyla muhalefetiyle, Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, Yardımcısıyla…  Ve hatta sivil toplumuyla.

Virüs ve virüsün etkilerine yönelik gerek sağlık, gerekse de ekonomik anlamda atılacak adımlar için ciddi bir işbirliği son derece önemli.

Tam da bu düşüncelerle memnuniyetle karşılanan Cumhurbaşkanlığı’nın başkanlık ettiği dün sabahki olağanüstü Bakanlar Kurulu toplantısından servis edilen fotoğraf, birilerinin böylesi bir durumda dahi seçim hesabı yapığını ortaya koydu.

Ama ‘Cumhurbaşkanlığı’nın servis ettiği; Cumhurbaşkanı Akıncı’nın gayet ciddi, Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın gülümseme, Başbakan Ersin Tatar’ın ise kahkaha anına denk gelen fotoğraf karesi aslında, beklendiği gibi de etki görmedi.

Yani, Başbakan Ersin Tatar’ın gülümsemesinden çok, Cumhurbaşkanlığınca yaratılmaya çalışılan algı eleştirildi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ‘basın ve propaganda ekibi’, aslında bir anlamda Sayın Başkan’a zarar vermiş oldu.

Nitekim Cumhurbaşkanı Akıncı toplantı ayrıldıktan kısa bir süre sonra servis edilen bu fotoğraf, başka bir fotoğrafla değiştirildi.

Bu bile, yaşanan bu kriz anında Cumhurbaşkanlığınca servis edilen bu fotoğrafın, hiç de masum olmadığını ortaya koymaya yetti.

Kullanılabilecek tek fotoğraf karesi o değilmiş, değil mi?


BİR ALINTI: Halk sağlığını korumak için hepimizin kenetlenmesi gereken bir dönemden geçiyoruz. Erken önlem almamız ve bireysel tedbirler almanız bizi daha büyük krizlerden koruyacaktır.(Jale Refik Rogers)