Amerikan başkanı Trump'ın "İsrail'in Başkenti Küdüs" açıklamarının ardından ortadoğunun bu bölgesi yeniden ateş topuna dönmek üzere. 1947 yılında Yahudi tedhiş örgütlerinin Filistin topraklarında başlattıkları saldırılardan bahsederken, aradan geçen 70 yıl sonrası bu kez, Filistinli direnişçilerin, İsrail askerlerine karşı gösterdikleri mücadeleye tanık oluyoruz... Ve biz yine 70 yıl öncesine dönüyor, Yahudi Muhacirler'in, Filistin topraklarını yurt edinmek için gösterdikleri mücadele ve Mağusa ile Ksilotimbo bölgesindeki Yahudi Muhacir kamplarındaki yaşanmışlıkların Hür Söz gazetesine yansıyan şekliyle yol almaya devam ediyoruz...
20 Haziran 1947 tarihli gazetede Yahudi direnişçilerin Filistin'de gerçekleştirmeye çalıştıkları bir saldırı haberi yer almaktaydı yine...
"20 Haziran 1947-Hür Söz-s:1
Yahudiler Yeniden Faaliyete Geçtiler
Filistin Yahudileri son günlerde sabotaj hareketlerini artırmış bulunuyorlar. Akşam gelen bir habere göre bu sefer de Telaviv'deki İngiliz İstihbarat Dairesini berhava etmek maksadı ile 17 ayak derinliğine bir tünel kazılmış ve binanın altına dinamit tertibatı yapılmıştır. İyi bir tesadüf neticesi plânın neticesiz kalmasına sebebiyet vermiştir."
Yahudilerle ilgili sorunlar sadece Filistin'de değil, Kıbrıs'ta geçici olarak kendileri için oluşturulmuş kamplarda da artık ölümle sonuçlanabilecek olayların gerçekleştiği görülmektedir. Olayların ve gösterilerin yatıştırılması için İngiliz ordusunun kamp görevlileri tarafından gerçekleştirilen müdahalesi sonucunda yaşanan ölümlerin, günümüz deyimiyle "orantısız güç" kullanımından dolayı olup olmadığı yetkililerce soruşturulmuş ve şu karara varılmıştı...
"20 Haziran 1947-Hür Söz-s:2
Memleket Haberleri
Kara Oğlundaki Hadise
Karaoğlunda 18-19 Nisan 1947'de çıkan hadiseler neticesi bir mülteci ölmüş ve altı mülteci de yaralanmıştı. Bu hadiseyi tahkik Hey'eti askeri makamlar tarafından kullanılan şiddet derecesini haklı bulmuş ve şayet bu önleyici tedbirler alınmamış olsa daha ciddi hadiselerin zuhur edileceği neticesine varmıştır. Tahkik heyetinin bu neticeye varması yüksek makamat tarafından tasvip edilmiştir."
Daha önce de belirttiğimiz gibi, Yahudi Muhaciler için kamp kurmak ve başka işlerde çalıştırılmak için ada'ya getirilen Alman esirlerinden oluşan futbol takımının etkinlikleri de devam etmekteydi. Az sonra vereceğimiz gazete haberinden de anlaşılacağı gibi, bu türden karşılaşmaların süreklilik arz ettiğini, Omorfo'ya (Güzelyurt) üçüncü kez gitmiş olduklarından da anlaşılıyor...
"5 Temmuz 1947-Hür Söz-s:1
Dikelyadaki Almanlar
Geçen Pazar Dikelya'da bulunan esir Almanlar üçüncü defa olarak Omorfo'yu ziyaret etmişler ve sporcularla karşılaşmışlardır. Karşılaşmanın neticesinde Almanlar 5-2 galip gelmişlerdir."
20 Haziran'da yetkililerce yapılan, "orantısız güç" kullanılmadığı ve müdahalenin doğal bir hal içerisinde gerçekleştiği açıklamasından yaklaşık 20 gün sonra, iki büyük Muhacir kampı olan Mağusa'daki Karağulos ile Ksilotimbo kamplarında Yahudi Muhacirlerin açlık grevi başlattıkları belirtilmekteydi. Elbette sebep olarak standart şekilde "kampların yetersizliğinden" bahsedilecekti ama gerçek acaba öyle miydi?..
"8 Temmuz 1947-Hür Söz-s:2
Yahudiler Gene Grevde
Lefkoşa'daki Royter muhabirinin bildirdiğine göre Karaolos ve Dikelya'daki askeri Kamplarda bulunan 1100 Yahudi Pazar günü gece yarısından sonra 24 saat sürecek bir açlık grevine başlamışlardır.
Söylenenlere göre kamplardaki hayatın müsaitsizliği bu greve karşı gösterilen yegâne sebeptir."