Yahudi Muhacirler bulabildikleri ve organize olabildikleri büyük gemilerle Akdeniz'in yolunu tutmaya devam ederler. 2. Dünya Savaşı'nın sonlanmasına rağmen olağanüstü hâl uygulamasının tüm Avrupa'da devam ettiği gibi Akdeniz de bu savaş travmasını atlatabilmek için söz konusu "hâl" içerisinde yaşamını geçirmekte. Böyle olunca da ister karada isterse denizde olsun bu gibi yoğunluklu tüm hareketler takip edilebilmekte ve gerekirse de müdahaleyle sonuçlanabilmekteydi. İşte böylesi bir "muhacir" hareketi yeniden tesbit edilmişti...
"26 Temmuz 1947-Hür Söz-s:1
BİRKAÇ SATIRLA
...
Yeniden 2000 Yahudi taşıyan 2 gemi Akdeniz sularında görülmüştür. Bu gemilerin Haifa limanına doğru yol aldığı söylenmekte ve İtalya'dan gelmekte oldukları sanılmaktadır."
Filistin'deki tedhiş olayları ise kan akıtmaya devam ediyordu. Britanya Ordusu'na karşı Yahudi silahlı örgütlerin yaptığı baskınlar, tuzaklar neticesinde dokuz gün içerisinde 10 İngiliz askerinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanıyordu...
"29 Temmuz 1947-Hür Söz-s:1
BİRKAÇ SATIRLA
.....
*Filistin'de dün de iki askerin ölümü ile neticelenen mainleme (mayın) vakasından sonra, geçen dokuz gün İngiliz işgal kuvvetlerince 10 ölü ve 74 yaralıya mal olmuştur.
*Dün Hayfa'dan Kahire'ye gitmekte olan trenin berhava olmasını isteyen Yahudiler, yerleştirdikleri mayınların patlaması yüzünden muvaffakiyetsizliğe uğramışlardır."
Hür Söz gaetemizin özellikle "Birkaç Satır" başlıklı köşesi, Filistin'deki olaylara yer vermekte, Yahudi Muhacirlerin gelişleri ile Filistindeki olayları aynı anda izleyip bir bütün olarak gazete sayfalarında yer vermekteydi. Zaman zaman bu köşeyi hazırlayan gazetecinin yorumlarına da rastlamaktayız...
"30 Temmuz 1947-Hür Söz-s:1
BİRKAÇ SATIRLA
*Bundan bir müddet evvel Kudüs'teki hapishaneye yapılan taaruz hareketinde yer alan 3 Yahudi tedhişcisi Filistin askeri hükümeti tarafından ölüme mahkûm edilmişti. Filistin'den gelen haberlerden anlaşıldığına göre bu 3 Yahudi dün sabah beşte idam edildiler.
*Yeniden Yahudi Muhacierleri taşıyan iki gemi Hayfa'ya yaklaşmışlardır. Bunlardan biri Şavei Zion adını taşımakta ve 400 Muhacir ihtiva etmektedir. Diğeri ise Victinas isminde olup 700 kişi taşımaktadır. Bu gemilerin de yakalanıp geriye gönderilecekleri tahmin olunmaktadır."
Özellikle Filistinde yaşanan tedhiş olayları karşısında bölgeyi kontrolü altında tutan İngiliz ordu ve hükümetinin, söz konusu tedhiş olayları karşısında yakaladıkları Yahudi militanlarının cezalandırılmasında en ağır yolu seçtiği de görülebilmektedir. İdam edilmek gibi. Elbette böylesi idamlar, Yahudi tedhiş örgütünün daha da şiddetli eylemlere gitmesine yol açmasına, daha bir provoke olmasına neden olmaktaydı.
Bir diğer taraftan, Hür Söz gazetesinin daha önce haber olarak okuruna sunduğu, "Kıbrıs'a Yahudi getirilmeyeceği" konusundaki bilginin yanlış olduğu ya da bu karardan vaz geçildiğini, Yahudi Muhacirlerin Kıbrıs-Mağusa'ya gelmelerinin sürdüğünü görmekle anlıyoruz...
"31 Temmuz 1947-Hür Söz-s:1
BİRKAÇ SATIRLA
.....
*Kıbrıs'a Yahudi getirilmeyeceğine dair geçenlerde yayılan haberlerden sonra dün gelen haberler yeniden 802 Yahudi'nin Karaoğlu'ya yerleştirildiğini bildirmektedir. Bunların 387'si erkek 228'i kadın ve 187'si çocuktur."