Elbette Filistin topraklarının bölünmesi ve bölünmüşlük üzerine bir devlet kurma projesi en fazla Yahudi halkını memnun etmişti. Bir taraf memnun olurken diğer taraftan Arap Birliğinin bu konuda neler yapacağı, verdikleri "tehdit" mesajlarının gerçeğe nasıl dönüşüp dönüşmeyeceği o gün itibarıyla düşünüldüğünde, merak konusuydu. Bugüne baktığımızda ise, o günlerde alınan kararların ve gerçekleşen uygulamaların, halkları birbirine nasıl düşürdüğü, nice kanların nice sorunlar yumağı içerisinde aktığı görülmektedir...
"15 Ekim 1947-Hür Söz-s:1
Yahudiler Memnun
Filistin'in bölünmesi kararı Yahudiler üzerinde müsbet tepki uyandırmış ve memnunlukla karşılanmıştır."
Aylar öncesi Mağusa limanında bağlı olan ve Yahud Muhacirler'in yurtdışından ada'ya, ada'dan ise Filistin'e götürme görevini üstlenen "Ocean Vigour" gemisine sabotaj düzenlenmeye çalışılmış ve suçlu yakalanmıştı. Suçlu yine bir Yahudi Muhacir idi. Bu eylemin detaylı bilgileri verilmemekle birlikte, gemiyi batırmak istemesinin nedeni bir muamma olarak kalıyordu. Bazan böylesi eylemlerin, bir konuya dikkat çekilmek için yapıldığı da görülmüştür. Ama bir diğer yanda, gemi personelinin, dolayısıyla İngilizlere karşı yapılan bir tedhiş hareketi de olabilirdi...
"17 Ekim 1947-Hür Söz-s:1
"Ocean Vigour" Gemisinde Sabotaj Yapan Yakalandı
Bilindiği gibi bir mülteci Yahudi bundan aylarca evvel Mağusa Limanına gelen Ocean Vigour adlı gemiyi infilak maddeleri ile havaya uçurmak istemiş ve bunda muvaffak olamıyarak polis tarafından yakalanmıştı. Viesel ismini taşıyan bu Yahudi kendisine kitap kabında gönderilen aletlerle Mağusa hapishanesinin parmaklıklarını kesmiye muvaffak olarak kaçmıştır.
Son bir malumata göre Kıbrıs'tan kaçarak Almanya'ya gitmiye muvaffak olan bu baltalayıcı Yahudi'yi Almanya'daki İngiliz askeri polisi yakalamıya muvaffak olmuştur."
Zaman zaman Hür Söz gazetemizde, Kıbrıs'taki Yahudi Muhacir kamplarında ne kadar kişinin barındığı konusunda haberlerin yer almasıyla, bugün, Yahudi Muhacir akınının boyutlarını da anlayabilmekteyiz. Bazan Ada'ya getirilen Yahudi Muhacir sayısının beklenenden fazla olmasının, yerleşke açısından sıkıntılar yarattığı da görülmekte. İşte az sonraki haberde hem kamplardaki Yahudi Muhacir nüfusunu hem de bazan yetersiz kalınan yerleşkelerin durumunu görüyoruz...
"17 Ekim 1947-Hür Söz-s:1
18.000 Yahudi
Kıbrıs kamplarındaki mülteci Yahudilerin sayısı 18.000dir. Bu mültecilerden ancak her ay 750 kişisinin Filistin'e girmesine müsade edilmektedir."
"19 Ekim 1947-Hür Söz-s:1
Yahudiler İçin Çadır
Beklenmedik bir Yahudi akınını nazarı itibara alan makamlar Ksilotimbo kampına 800 çadır kurmıya başlamıştır."
Bugünün kanlı Filistin-İsrail sorununun ilk adımları atılmaya başlanıyordu. İngiliz hükümeti, daha önce de belirttiği gibi Filistin'den çekilme konusunu bir takvime oturtmaya başlıyordu. Elbette bir anda olabilecek birşey değildi ama çekildikten sonra gitgide tırmanacak bir sorunun da temellerini atıyordu...
"21 Ekim 1947-Hür Söz-s:1
İngilizlerin Filistin’den Çekilme Kararı
Nivyork: Alınan malûmata göre İngiliz Hükümeti Filistin’deki İngiliz Makamları ile, Filistin’i boşaltma tarihini tesbit için temas halinde bulunmaktadır. Filistin’i boşaltma işinin altı aydan fazla süreceği, buradaki salâhiyettar makamlar tarafından söylenmektedir."
Aynı tarihli gazetemizin 2. sayfasında ise, zamandır pek haberi yapılmayan, belki de etkinliklerin bir durgunluk safhasında olduğundan dolayı, Mağusa bölgesinde bulunan ve çeşitli bölgelerden getirilmiş Alman Esirleri'nden oluşan futbol takımının, Kıbrıs'taki takımlarla yaptıkları karşılaşmalar hakkında bilgiye yeniden rastlıyoruz. Bu kez Alman Esirleri'nin rakibi, 1947 Kıbrıs Şampiyonu Apoel idi...
"21 Ekim 1947-Hür Söz-s:2
Memleket Haberleri
.....
Futbol
Geçen Pazar günü Alman Esirlerinin futbol takımı ile 1947 Kıbrıs Şampiyonu Apoel Lefkoşa Stadyumu’nda karşılaşmış ve Alman Esirleri takımı Apoel’i 3-2 mağlub etmiştir.
Maçı 2000 kişiden fazla meraklı bir halk kalabalığı heyecanla seyretmiştir."