İngilizlerin Filistin'den tam olarak çekilecekleri gün yaklaştıkça, neredeyse doğru orantılı bir şekilde şiddet olayları da bu bölgelerde artmakta. Daha önceleri İngiliz-Yahudi çatışmaları ağırlıktayken, İsrail devletinin kurulacağı günlerin ilk adımına yaklaşırken, savaş Yahudi'lerle Araplar arasında çok daha belirgin ve kanlı olmaya başlıyordu...
"14 Şubat 1948-Hür Söz-s:1
5 Arap Yandı
Kudüs'ten bildirildiğine göre içerisinde 14 Arap yolcu bulunan bir otobüs Yahudiler tarafından konan elektrikli bir bomba ile berhava edilmiştir. Yolcularından beş tanesi yanmış ve 5'i yaralanmıştır."
Filistin topraklarında kan ve barut kokusu artarken, diğer yandan Kıbrıs'ın Yahudi Muhacirleri konusundaki yaşam ve gidiş gelişleri de İngiltere'nin planları çerçevesinde yol almaya devam ediyordu. Bir yandan ada'ya gelmeye devam eden Yahudi Muhacirler, diğer yandan bekleme zamanı dolanların Filistin'e götürülmesi sürmekteydi.
"14 Şubat 1948-Hür Söz-s:1
Yeni Yahudi Kafilesi
Resmen bildirildiğine göre evvelki gün Kıbrıs'a gelen "Ocean Vigour" vapuru ile 411'i erkek, 213'ü kadın ve 52'si çocuk olmak üzere 676 Yahudi gelmiştir."
Savaşın iğrenç yüzünden biri olan çocuk ölümleri de kendini göstermeye başlıyordu Filistin topraklarında. Sadece ölüm değil, Stern Gang Yahudi teşkilatının bir yandan savaşı sürerken diğer yandan özellikle de yabancı diplomatlar üzerinde tehditkar tutumları da, gelişmekte olan sıcak ve şiddet dolu günlere doğru gidildiğinin göstergelerinden biriydi. Biraz sonra okunacak haberde görüleceği gibi, bunlar yanında savaş taktikleri içerisine yıllardır yer alan, "yanıltma" hareketleri içerisinde Yahudi tedhişçilerin İngiliz ordusuna ait üniformalarla giriştikleri bazı eylemlerin haberi de gazete satırlarında yerini buluyordu.
"18 Şubat 1948-Hür Söz-s:1
Filistin'de Kıtal, Hırsızlık ve Tehditler- Yahudiler İşi Azıttı
Filistin'deki tedhişçi Yahudi teşkilatı Stern Gang, ecnebi konsoloslarına birer tehdit mektubu göndererek, diplomatik masumiyetlerinden istifade ederek, Araplara yardım ettikleri takdirde düşman ve casus tellaki edileceklerini kendilerine bildirmiştir.
Ellerinde cep feneri taşıyan bazı Araplar Yafa ile Tel-Aviv arasında bir Yahudi mahallesini ateşe vererek yağmacılık yapmışlardır.
Diğer taraftan bir çarpışma esnasında 11 Arap çocuğu ölmüş ve İngiliz askeri elbisesi giyinmiş olan Yahudiler askerî eşya çalmışlardır."
Az önce belirttiğimiz gibi, ada'ya gelen ve ada'dan ayrılan Yahudi Muhacirlerin sirkülasyonu da tüm hızıyla devam etmektedir. Buradan giden özellikle genç Yahudilerin, Filistin'de kurulan Yahudi Ordusu'nda yer alacak olmaları düşünüldüğünde, böylesi katılımlarla sürekli gelişen bir Yahudi Ordusu'nun var olduğu gerçeği de ortaya çıkıyor. Biraz sonra okuyacağınız bu haberde önemli bir istatiksel bilgi de yer almaktadır. Ada'ya son günlerde gelen Yahudi Muhacirler'in hangi memlektten ve kaç kişi olarak geldiklerinin bir saptaması.
"18 Şubat 1948-Hür Söz-s:2
İÇ HABERLER
609 Yahudi Gitti
Şubat ayında Filistin'e gitmesi kararlaştırılan Yahudi kafilesinden 609 kişi evvelki gün Mağusa'dan Filistin'e hareket etmiştir.
Son Yahudi Kafilesi Nereden Geldi
Yahudi kamplarını idare otoritelerin yaptıkları istatistiklere göre geçen Ocak ayında Karadeniz'den gelen Yahudilerin bu memleketlerden geldikleri anlaşılıyor. Rumanya'dan 13.349, Bulgaristan'dan 339, Rusya'dan 36, Polonya'dan 25, Çekoslavakya'dan 12, Avusturya'dan 3, Almanya'dan 3, Fransa'dan 1."
Bugünün deyişiyle Birleşmiş Milletler askerlerinin üstlendikleri görev anlamında Filistin'in ikiye bölünmesine giden bu kanlı yolda, büyük devletlerin Emniyet Konseyi tarafından oluşturulan Filistin Komisyonu, bu coğrafyadaki vahim duruma dikkat çekerek bir önlem alınması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. Ve konu uluslararası bir polis gücünün gerekliğini ortaya çıkarıyor. Diğer taraftan haber içerisinde, aslında Filistin'in bütünselliği için Arapların savaş vermediği, bu bölünmüşlükten Yahudilerle kendilerinin nasıl toprak paylaşımında olabileceklerinin niyeti konusunda da mesaj vermekteydi.
"19 Şubat 1948-Hür Söz-s:1
Filistin'e Beynelminel Bir Polis Kuvveti Gönderilecek
Filistin'in iki devlete ayrılmasına nezaret etmek için Emniyet Konseyi tarafından ayrılan Filistin Komisyonu Konseye, İngiliz Kuvvetleri çekildikten sonra doğacak vahim vaziyeti belirten bir rapor vermiştir. Anlaşıldığına göre asırlardan beri hem Araplar ve hem de Yahudiler tarafından kendilerine mal edilmek istenen bu memleket gittikçe daha kanlı hadiselere şahit olacaktır.
İngilizlerin Filistin'den çekilme tarihi olan 1 Ağustos'tan sonra, mutlaka beynelminel bir polis kuvveti gönderilmesi Filistin komisyonu tarafından açık olarak tavsiye edilmektedir.
Komisyon'un verdiği rapor, Filistin'de şimdi vaki olan kanlı hadiseleri incelemekte ve şimdiki yarı sulh ve sükûnun, ancak İngiliz kuvvetlerinin mevcudiyeti ile kabil olduğunu açıklamaktadır. "