Kıbrıs'taki Yahudi Muhacirler konusunu yazarken doğal olarak bu insanların "vatan" oluşturmak için gittikleri topraklardaki çatışmalar, savaşlar da yazımızın içerisine girmektedir. Bunları birbirinden bağımsız ele almak elbette mümkün değil. Bugün dahil İsrail-Filistin arasındaki sorunun kökenlerini bahsi geçen yıllarda katmerlendiğini görmek mümkün. Ama tüm bunların özüde ve özellikle bazı Yahudi ideolojisi içerisinde barınan inanç ve fikirlerin, bugünün İsrail-Filistin savaşının merkezi düşüncelerinden biri olduğunu görebiliyoruz. Yuval Noah Harari'nin (Sapiens'in yazarı) "21. Yüzyıl İçin 21 Ders" kitabında tam da bu "inanç"la ilgili bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Ardından da 1948 yılına yeniden döneriz...
"20. yüzyılın başlarında Siyonistlerin sıkça kullandığı sloganlardan biri, topraksız bir halkın (Yahudilerin) halksız bir toprağa (Filistin) dönüşünden dem vuruyordu. İşlerine öyle geldiği için yerli Arap nüfusunu yok saymışlardı. İsrail Başbakanı Golda Meir'in 1969'da sarfettiği şu sözler yankı uyandırmıştı: Filistin halkı diye bir şey yok, hiçbir zaman da olmadı. Bu tür görüşler, olmayan bir şeyle yıllardır süren silahlı çatışmaya rağmen, günümüzde bile yaygın bir şekilde kabul görüyor İsaril'de. Örneğin Şubat 2016'da milletvekili Anat Berko, İsrail Parlamentosu'nda bir konuşma yapıp Filistin halkının gerçekliğinden ve tarihinden şüphe duyduğunu ortaya koydu. Kanıtı? Arapçada "p" diye bir harf bile yok. "Palestinian" diye bir halk nasıl olsun. (Başka dillerde Filistin'e Palestine deniyor. Filistin adı Türkçeye, "p" yerine "f" kulanılan Arapçadan geçmiş.) s:216"
Günümüzdeki bu alıntıdan sonra Filistin topraklarında sıcak çatışmaların sürdüğü 1948 yılının Şubat ayına dönüyoruz. Ordular arasındaki savaş yer yer sürerken, sokak aralarındaki tedhiş hareketleri de hızından herhangi birşey kaybetmiyordu. İşte böylesi bir sokak kargaşası sırasında yapılan bir saldırı ve bu habere ek yapılan bir başka haberde yer alan, hâlâ Filistin'in taksimiyle ilgili olumsuz görüşlerin sürdüğü konusunda okuru bilgilendiren yazılar....
"21 Şubat 1948-Hür Söz-s:1
Bir İngiliz Askeri Vuruldu
Kudüs'te bir kalabalığı dağıtmağa uğraşan iki İngiliz askerinden birisi arkasından vurularak öldürülmüştür. İngiliz askerlerinin silâhları arkalarında asılı bulunmakta idi. Ateş açılınca yere düşen İngiliz askerinin silâhları alınmış ve vuran kalabalık arasından kaçmıştır.
Filistin'i Taksime Kalkışma Bilgisizliktir
Lake Success'de toplanmakta olan Birleşmiş Milletler Emniyet Konseyi'nin son içtimasında Filistin'in ve Kudüs'ün gelecekteki rejimi müzakere edilirken bir anlaşmazlıktan dolayı Irak temsilcisi Dr. Halidî bir protesto olmak üzere Meclisi terketmiştir. Sonradan bir demeçte bulunan Dr. Halidî, Filistin'in taksimine karar vermenin büyük bir bilgisizlik ve tamamen yanlış bir hareket olduğunu söylemiştir."
Filistin sokaklarındaki çatışmalar yoğunlukla Araplarla-Yahudiler arasında gerçekleşmeye devam ediyor. Ama bu arada az önce okuduğunuz haberden de görüleceği gibi, bazı Yahudi tedhişçilerin hedeflerinde geçmişe göre çok yoğun olmasa da İngiliz askerlerinin de olduğu bir gerçek. Birazdan okuyacağınız 2 haberden biri söz konusu çatışmalarla igili iken bir diğeri, özellikle Kıbrıs'ın o yıllardaki nüfusu ve ada'da barındırılmakta olan Yahudi Muhacirler'in sayısı hakkında önemli bir kaynak teşkil etmektedir. ..
"22 Şubat 1948-Hür Söz-s:1
Filistin'de Sokak Muharebeleri
Kudüs'ten bildirildiğine göre, Hayfa sokaklarında Araplarla Yahudiler arasında başlamış olan sokak muharebeleri gece geç vakite kadar devam etmiştir. Ateş teatisini durdurmak ve fazla insan kaybını önlemek için zırhlı otomobillerle techiz edilmiş bulunan İngiliz polis ve paraşütçü kıtaatine mensup kuvvetler bu muharebelere müdahale etmiştir.
Bir İngiliz Milletvekilinin Kıbrıs Hakkındaki Fikirleri
...................
"...Kıbrıs adasının nüfusu 450.000 olup bunun çoğu Yunanistana ilhâk istiyor...
... Şimdi ise adada 34.000 Yahudi mültecileri barındırlmaktadır.
(s:2 devam)
...17.000 kadar Yahudi daha gelmiştir. Kıbrıs kamplarında barınmakta olan Yahudilerin çoğu genç adamlar ve genç kadınlardır. Amerikan Yahudiler Birliği bu Yahudilerin iyi yaşatılması için günde £1.000 kadar masraf yapmaktadır. Kamplarda her ay bir çocuk doğmaktadır. Kampta bulunan Yahudiler teşkilâtlı olup bunların kendi şefleri vardır. Kamplarda bulunan Yahudiler arasında doktorlar da bulunmaktadır. Bana verilen malûmata göre bu kampların idamesi için 4-5 milyon lira masraf yapılmıştır. Bu masrafların hepsi de tamamen Filistin Hükûmetine aittir".
Görüleceği gibi Yahudi Muhacirlerin nüfusu neredeyse, Kıbrıs'ın nüfusunun dört birine kadar yükselmişti. İlk satıraraında verilen ve o yıllarda sıkça dile getirilen Yunanistan'a ilhâk konusuna da atıfta bulunulmaktaydı. Bu arada kamplarda yaklaşık 3 yıl içerisinde doğan Yahudi çocukların da o yıllarda bu adanın vatandaşı oldukları da ayrı bir not olarak bir yerlerde kalsın. 34 binlik Yahudi Muhacir nüfusuna günler içerisinde yenileri ekleniyor ve bir diğer yandan da Filistin'e gönderildikçe bu sayı da düşüyordu. İşte ada'ya yeni bir geliş haberi daha.
"22 Şubat 1948-Hür Söz-s:2
Memleket Haberleri
Yeni Yahudi Kafilesi
Dün Mağusa'ya uğrayan Ocean Vigour isimli vapur ile 398'i erkek, 178'i kadın ve 115'i çocuk olmak üzere 691 Yahudi gelmiş ve Karaoğlu kampına sevkedilmiştir."
Kudüs'te söz konusu yıllarda iki hotelin bombalanması bu savaşın içerisinde önemli bir yer tutmuştur. King David ve Semiramis Hotelleri akılda kalan büyük saldırılardan ikisiydi. Elbette bu saldırıları o yıllarda gerçekleştiren de Yahudi tedhiş örgütleriydi. Çünkü hedefleri İngilizlerdi. Ama bu kez en az King David hotelindeki şidddet kadar olduğu belirtilen bir başka patlama, haberden de anlaşılacağı gibi, Arapların Yahudilere yönelik yaptıkları bir saldırı sonucunda meydana geliyordu.
"24 Şubat 1948-Hür Söz-s:1
Kudüste Büyük Bir İnfilak
Birçok İnsan Öldü ve Yaralandı
Geçen Pazar günü sabahın erken saatlerinde Kudüs'te "King David" ismindeki otelin berhava edilmesinden beri emsali görülmemiş bir infilâk olmuştur. Bu felakete sahne olan yer Kudüs'te Yahudi ticaret ve iskân sokağı olan Ben Yehuda'dır. Sabahın erken saatlerinde vaki olan infilâk bütün mahalleyi toz dumana boğmuş ve evlerinde bulunan birçok Yahudi'nin ölme veya yaralanmasına sebep olmuştur. Vaki olan zararın pek fazla olduğu ve birçok eşyanın sokaklara döküldüğü haber verilmektedir. Bu sokakta bulunan 6 apartman tamamen ve diğerleri de kısmen harap olmuştur. Ölenlerin 42 ve yaralananların da 120 olduğu bildirilmektedir. "