Yahudi Muhacirler-70

Eralp Adanır

İngiltere'nin Filistin'den çekilmesi süreci devam ederken, 1946-1948 yılları arasında bir organizasyon çerçevesinde yürüttüğü; Yahudi Muhacirlerin Filistin'e taşınması sürecine nokta konulmasıyla, bu taşıma organizasyon işini artık Yahudi makamları sürdürmeye başlamıştı. Bu durumda sürecin devamı için yeni gemilerin Mağusa'ya geldikleri görülmektedir.

 

"02 Haziran 1948-Hür Söz-s:2

Mağusa'ya Yeni Yahudi Vapurları Geldi

Kıbrıs'ta bulunan Yahudi mültecilerini Filistin'e nakledecek olan Yahudi vapurlarının Mağusa limanına gelerek alâkadar makamlardan limana girmek için izin istemiş bulundukları bildirilmektedir."

 

İngiliz Hükümeti, Yahudi Muhacirlerin Mağusa'dan Filistin'e taşınmaları işleminden kendilerini arındırmış olsalar da yine de söz konusu taşıma işinde olaya hükmettikleri bir başka konunun devam ettiği görülmektedir. Kendileri döneminde de uygulanan; Filistin'e savaşabilecek Yahudi Muhacirlerin değil, yaşlı, sakat ve çocukların gönderilmesine devam edilmesi için karar üretmeye devam ediliyordu. Bu durumda kampta sürekli huzursuzlukların da yaşanması kaçınılmazdı.

 

"05 Haziran 1948-Hür Söz-s:1

Kıbrıs'taki Yahudiler

Halen Kıbrıs'ta önemli bir miktara baliğ olan Yahudi Muhacirleri meselesi Londra'da dikkatle tetkik edilmiş ve İngiliz Dışişleri Bakanlığı bu hususta bir karara varmıştır. Bakanlık çıkardığı resmi bir tebliğde, Kıbrıs'ta bulunan ve askeri hizmet görebilecek vaziyette olan Yahudilerin Filistin'e girmelerine müsade edilmeyeceğini bildirmiştir. Yalnız ihtiyar çocuk ve sakat Yahudilerin Filistin'e girmelerine müsade edilecektir. İngiliz Hükûmetinin bu kararı Amerikan Hükûmetine de bildirilmiştir.

Bu mevzu hakkında ayrıca dün bir "Resmi tebliğ" de alınmıştır.

Özetle veriyoruz:

""Filistin'deki İngiliz Manda İdaresi'nin sona ermesinden sonra adamızda bulunan Yahudi mültecilerinin Kıbrıs'ta bırakılması bazı gazetelerde esassız yazılar çıkmasına sebep olmuştur.

Bu vaziyeti göz önüne alan Kıbrıs Hükûmeti bu hususta bir tebliğ neşrederek vaziyeti izah etmiştir. Yapılan izaha göre, 15 Mayıs tarihinden sonra, her ay 10.000 Yahudi'nin Filistin'e nakledilmesi için Yahudiler tarafından tertibat alınmıştı. Böyle olmakla beraber Yahudi makamları bu işe hasredilen Pan York ve Pan Crescent gemilerini kullanamamışlar ve Yahudilerin nakli teehhüre uğramıştır. Bu arada, İngiliz Hükûmeti mütareke yapılmak için görüşmeler devam ederken harp etme kabiliyetine haiz olan Yahudilerin Kıbrıs'tan ayrılmamasına karar vermiştir.

Yahudi makamları, bu mültecileri Filistin'e götürmek serbestisine tamamen sahiptirler ve bu hususta Kıbrıs Hükûeti bunlara her yardımı yapmaktadır."

 

Yukarıda da beirttiğim gibi böylesi bir karar karşısında, genç ve savaşabilecek Yahudi Muhacirlerin Filistin'e gitmelerine engel olunması, kamptaki huzursuzluğu tetiklemiş ve olay açlık grevine kadar gitmiştir. Bu olayın ardından sekiz gün sonra gazetede, Filistin'e gidiş engelinin kaldırıldığı yönünde tahmini bilgi verilmekteydi.

 

"09 Haziran 1948-Hür Söz-s:1

Kıbrıs'taki Yahudiler Açlık Grevi Yaptılar

İngiliz Hükûmetinin askeri hizmete yarayan Yahudilerin Filistin'e gitmelerine müsade etmeyişini protesto etmek üzere Kıbrıs kamplarında bulunan 24 bin Yahudi açlık grevi yapmışlardır. Grev Pazar günü gece yarısına kadar 24 saat sürmüştür. Bu açlık grevi esnasında kamp tamamen kapalı bulundurulmuş ve hiç bir nakliye vasıtasının içeriye girmesi menedilmiştir. Grev hadisesiz bitmiştir."

 

"17 Haziran 1948-Hür Söz-s:2

Kıbrıs'taki Yahudi Mültecileri

Dolaşan şayıalara göre, Kıbrıs'ta bulunan Yahudi mültecilerinin Filistin'e gitmelerine yakında müsade edilecektir."

Mağusa-Hayfa arasında ilginç bir olay gelişiyordu. Yahudilere ait Pan York ve Pan Crescent gemileri, Mağusa'dan herhangi bir Yahudi Muhacir kafilesi almadan limandan ayrılmış ve izinsiz olarak Hayfa limanına demir atmıştır. Bu durum karşısında İngiliz Deniz Kuvetleri gemilere müdahale edip arama yapılmış ve tek bir Yahudi Muhacirin gemide olmadığı görülmüştür.

 

"22 Haziran 1948-Hür Söz-s:1

İki Yahudi Gemisi Hayfa'ya Kaçtı

Hayfa'dan bildirildiğine göre, uzun bir müddetten beri Mağusa limanında olan Pan York ve Pan Crescent vapurları daha evvel haber vermeden ve liman makamlarından izin almadan Hayfa limanına gelmişlerdir. Gemiler Hayfa'ya vardıktan bir müddet sonra, İngiliz bahriye kuvvetleri tarafından muayeneye tabi tutulmuştur. Gemilerde hiç bir Yahudi muhaciri bulunmadığı görülmüştür. Bilindiği gibi bu vapurlar Kıbrıs'taki Yahudi Muhacirlerinin Filistin'e nakli ile vazifelendirilmişlerdi.

İsmi geçen bu iki gemi Yahudilere ait olup kaptan ve mürettebatı Amerikan tabaasıdır. Gemiler Liman İdaresi'nin iznini almadan habersiz olarak Hayfa'ya gitmişlerdir." 

 

Yahudi Muhacirler yazı dizimizin en ilginç konularından biri de kuşkusuz, Kıbrıs'a getirilen Alman Esirleriyle ilgilidir. Zaman zaman onlar hakkındaki bilgilere rastlar, bu ada'da neler yaptıklarını veya kendilerine neler yaptırıldığını, küçük haberler de olsa, satıraralarından bilgi edinebilmekteyiz. Onların da ada'dan ayrılma vakti gelmişti. Okuyacağınız bu haberde, Alman Esirleri'nin kamplarının bulunduğu yer hakkında da bilgi veriliyor.

 

"04 Eylül 1948-Hür Söz-s:2

Alman Esirleri İade Ediliyor

Mağusa'da Altın Kum denilen mevkideki kampta bulunan 300 kadar Alman harp esiri önümüzdeki Cuma günü memleketlerine iade edilecektir. Ayni kampta bulunan bazı sivil Almanlar orada kalacaklardır."

 

Yahudi Muhacirler için Mağusa ve yakınında bulunan bugünkü Dikelya bölgesinde iki kamp yer almaktaydı. Mağusa Karağulos Kampı ve Dikelya bölgesindeki Ksilotimbu Kampı. Bu kamplardan Filistin'e sürekli gidişler yer alırken kampların boşalmak üzere olduğu da bir gerçek. Bu gerçek yanında Mağusa'ya çok yakın bir yerde İngilizler tarafından yeni bir kamp oluşturulması için girişim başlatılması çok ilginç. Bu kampın oluşturulmak istenmesinin nedeni ve oluşturabilinip oluşturulamadığı konusu, gazetelerde haber olarak yer almışsa, birlikte öğreneceğiz.

 

"05 Eylül 1948-Hür Söz-s:4

Mağusa Civarında Yeni Bir Kamp Yapılıyor

Mağusa: Mağusa Komiseri, buradan takriben dört mil kadar uzak bir mevkide bulunan bir sahanın sahiplerine birer mektup göndererek o arazinin hükûmete lâzım olduğunu bildirmiş ve 12 Eylül'e kadar kendilerinden cevap istemiştir. Takriben 1012 dönüm kadar olan bu sahaya "Nikola Kampı" diye tanınacak olan bir kamp yapılacağı bildiriliyor. Bu kampın inşası için £20.800 masraf yapılacaktır."