Süper Lig'e çıkarken adından çokça söz ettiren Türk Ocağı, almış olduğu kötü neticelerden sonra, ligde beklediğini bulamayınca, hafta içerisinde Topaloğlu ile yollarını ayırdı.
İşte ülke futbolumuzun kanayan yaralarından bir tanesi de budur. Üç kez mağlup olan bir takımın teknik direktörü, her an görevden alınmak gibi bir durumla karşı karşıya kalmaktadır. Böyle bir psikoloji ile takım yönetmek veya verimli olmak hiç de kolay değil.
Futbolda başarısızlığın faturasının en kolay kesildiği yer teknik adamlardır. Bunun böyle olması doğaldır. Çünkü ilk akla gelen ve en kolay yol budur. Takımın motivasyonunu artırmak için birçok kulüp buna başvuruyor.
Doğru mu yanlış mı onu şimdi tartışmayacağım. Ancak bu kıyımın ilk dört haftada gerçekleşmesi, bence çok büyük yanlış ve hatadır. Bazen fikstür şansızlığı, bazen de yeni futbolcuların adaptasyon sorunu, takımların arka arkaya puan kaybetmesine neden olabilir. Futbol bir yarıştır ve sabırlı olunması gerektiğine inanıyorum.
Teknik adam değişiklikleri genelde takımların o hafta yaptıkları maçta puan kazanmalarına neden olur. Nitekim dünkü maçta da kural değişmedi ve Ocak, Yenicami karşısında üstelik de teknik direktörsüz bir puan aldı.
Karşılaşma güzel bir havada ancak kaygan bir zeminde oynandı. Erken gelen gol, Yenicami’yi rahatlatırken Türk Ocağı'nı hırslandırdı. Sol taraftan geliştirdiği ataklarla etkili olmaya çalıştı, ancak kaleyi bulan şut sayısı çok az olduğu için bir türlü eşitliği yakalayamadı ve ilk devre Yenicami’nin üstünlüğünde tamamlandı.
İkinci devre ilginç bir maç oldu. Maçın hakemi Kerem Eran sarı kart kılıcını eline alıp oyunu resmen katletti. Gereksiz çıkardığı kartlarla adeta Yenicami’yi doğradı. Maç boyunca 11 sarı iki kırmızı göstererek oyunun akışını bozdu.
Aslında bu kadar kartın gösterildiği bir oyunda, maçı izlemeyenler sahanın arenaya döndüğünü sanabilirler. Halbuki hiç de öyle bir durum söz konusu değildi. Oyuncular bir birlerine karşı iyi niyetli olurken, Kerem Eran’ın gereksiz çıkarttığı kartlar oyunun dengesini bozdu. Aslında ilk yarıda Ertaç'ın Erbay’a yaptığı dirsek hareketi direk kırmızıyı gerektirirken, sarı kartla cezalandırması filmin koptuğu andı.
Futbolun ruhunu bilmeyen kişilerin maç yönetmesi gerçekten ülke futboluna zarar verir. Bir başka hakem bu maçı yönetmiş olsaydı, iddia ederim ki, maç boyunca üç tane sarı kart göstermeyecekti. Fakat ne yazık, Kerem Eran nerdeyse havada uçan sineğe bile sarı kart gösterecekti.
Gösterdiği kartların içerisinde Adil'e gösterilen kırmızı kartın dışındaki bütün kartlar tartışılır. Hele Ünal'a gösterilen ikinci sarı kart, tamamen evlere şenlikti. Topsuz alanda kendisini yere attı ve hakemi yanılttı gerekçesi ile gösterilen ikinci sarı kart, futbolun felsefesini bilmediğini gösteriyor.
Hatırlanacağı gibi, geçen yılda, yine Kerem Eran Cihangir maçında, Yenicami’nin iki futbolcusunu oyundan atarak, müthiş eleştirilere maruz kalmıştı.
Her iki takıma gösterilen kartların neredeyse tümü de tartışılır. Sonuç olarak dün Girne’de bir hakem faciası yaşadık.
Dünkü maçta Yenicami, kırmızı kartların dışında, sakat futbolcularının fazlalığı da önümüzdeki haftalarda sıkıntıya sokacaktır. Dokuz kişi kalmasına rağmen, son dakikada bulduğu golle beraberliğe zor da olsa sevinmek zorunda kaldı.