Yalan söyle, çal, rüşvet al, eşini  aldat ama asla federal çözüm isteme!

Serhat İncirli

KKTC’de her türlü yalanı söyleyebilirsiniz!
Mesela hastane, yol, havaalanı gibi yatırımların “bitiş tarihi” ile ilgili olarak dilediğiniz kadar sallayabilirsiniz!

-*-*-

Haaa bütün bu yatırımlarla ilgili olarak her türlü rüşvet de caizdir!
Hatta bu yatırımların bitirilmemesi de sıkıntı olmaz!

-*-*-

Örneğin, Güzelyurt Hastanesi tamamen atıl durumda…
Girne Yeni Hastanesi muamma!

-*-*-

Lefkoşa’daki alkol ve uyuşturucu ile mücadele etmek için ayrılan yarım inşaat da olduğu gibi kaldı… İçinde otlar büyüdü, ağaçlar türedi ve beton çürüdü…
Ama televizyon programına çıkıp, “sağlık için yaptığımız yatırımlar…” diye sıralayabilirsiniz.

-*-*-

Mesela son on yıldır KKTC’ye 500 yataklı hastane yapılacağı sözleri veriliyor!
Yapan yok ama sıkıntı hiç yok!

-*-*-

KKTC’de Anayasa’ya ve yasalara aykırı işler de yapabilirsiniz!
Acil Durum Hastanesi, Külliye, Ercan Havaalanı mesela!
Üçü de yasadışıdır!
Ama asla sorun olmaz!
Devlet mi inşa ediyor mafya mı yapıyor belli değil!

-*-*-

KKTC’de, “eşit egemen devlet” diye de sık sık sallayabilirsiniz!
Sizi tutan yok!
Hiç bir işe yaramadığını bildiğiniz halde, Türki Devletlerin gözlemcisi olmakla övünebilirsiniz…

-*-*-

Ülke uyuşturucu, insan kaçakçılığı merkezine döndü; ama siz “KKTC bir başarı öyküsüdür” diyebilirsiniz…

-*-*-

Hatta girmeyecektim bu konuya ama artık AKSA’nın Kıbrıs Gazetesi bile yazıyor; aşk ilişkileri ayyuka çıkmış durumda; KKTC’de en üst düzeyde devlet insanısınız ama bu kaçamak ilişkiler de sıkıntı olmayacaktır!

-*-*-

KKTC’de vergi vermeyebilirsiniz; yeter ki her bayram bir adet TC ve bir adet KKTC Bayrağı asmayı ihmal etmeyin!

-*-*-

Liste uzar ve de gider…
Yazmaya gerek yok…
Sadece şunu ekleyelim; KKTC’de devlet bankalarından kredi ayarlayıp geri ödemeyebilirsiniz de ama asla “federal çözüm” demeyeceksiniz!
Federal çözüm dediğiniz anda, aslında bunun ne olduğunu bilmeyen bir yığın insan ve yukarıda yazdıklarımı başarı öyküsü diye yutturanlar anında “hain” ilan eder!


Recep İvedik mi Ersin Tatar mı?

Hiç aklımdan çıkmaz…
Recep İvedik filmlerinden birinde, Recep kardeşin de içinde olduğu tekne, misafirlerini dalmaya götürüyor…
Ve teknenin kaptanı, aynı zamanda rehber dalgıç, dalacakları noktada yüzlerce balık çeşidi olduğunu söylüyor…

-*-*-

Recep anında müdahale ediyor!
“Say ulan!”…
Rehber – kaptan sayıyor, “... işte barbun, lüfer, kefal falan” en fazla 8 ya da 9 çeşide ulaşabiliyor…

-*-*-

Ersin Tatar da İngiltere’de, her geçen gün dünyanın KKTC gerçeğini daha iyi anlamaya başladığını söyledi...
Hatta aynı Ersin Tatar, İngiltere’de de iki devletli siyasete desteğin arttığını iddia etti...
“Say!” desek, Recep İvedik’teki kaptanın ulaştığı 7 veya 8 rakamına dahi ulaşamaz!
Aslında destek sıfır ya neyse!
Tatar “işkembeden sallama” yaptığı konuşmada belirttiği gibi, “... İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw” diyecek ve kalacak!

-*-*-

Recep İvedik mi Ersin Tatar mı?
İkisi de aynı; (Özellikle eşofmanlar...) 
Hiç ciddiye almadan ve asla düşünmeden, izleyip eğlenmeye bakacaksınız!


Tatar ve Üstel’in
Londra tatili kaç para?

“Ersin Tatar ve Ünal Üstel Lodra’ya gitmesin mi?”...
Dün biri aradı ve bu soruyu sordu!
Daha önce giden cumhurbaşkanı ve başbakanları örnek verdi...

-*-*-

Sim Tv’de bugün konuğum Özdil Nami’ydi...
Dışişleri eski bakanlarından, eski müzakerecilerimizden...
Ve diplomasi denen “işi” en iyi bilenlerden...

-*-*-

Evet, geçmşite de gidildi...
Özdiil Nami anlattı...
Örneğin Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı, “resmi muamele görmeyecekse, asla gitmediler” dedi...
Ki, Talat’ın Avustralya ziyareti bu nedenle iptal edilmişti...

-*-*-

Hatta ben eklemiş olayım; Derviş Eroğlu, “muadil seviyede davet almadığı” için Türkiye’de Tatar’dan alışık olduğumuz muhtar veya kır bekçisi seciyesindeki abidik gubidik toplantılara hiç gitmezdi...

-*-*-

Özdil Nami, “... bizler gitmeden önce buradaki İngiliz yüksek Komiserliği’ne bilgi verirdik, ona göre program yapılırdı...” dedi...

-*-*-

Efendim, koskocaman festivale gittiler, oradaki vatandaşlarımızla buluştular...
Gerçekten bir diyeceğim yok!
Gitsinler!
Ama ceplerinden ödesinler!
Devletin parası ile artistlik yapmasınlar!
Benim paramla şov olmaz!

-*-*-

Ayrıca Londra’daki festivalin önemli orandaki masraflarının KKTC Hükümeti tarafından karşılanmış olması da mevcut ekonomik koşullarda rezaletin dik alasıdır!

-*-*-

Bu arada Sterlin 34 TL civarında...
Tatar ve Üstel’in kaç para harcadığını, ne aldıklarını, kimleri beraber götürdüklerini, günlük harcırahın kimlere ödendiğini ve KKTC Hükümeti’nin Londra’daki festival için ne kadar harcadığını merak ediyor muyuz?
Yoksa Meclis tatil mi?
Soran olmayacak mı?

-*-*-

Memlekette ilaç yok, parasızlıktan ve döviz felaketinden devlet ihaleleri tek tek iplatl ediliyor ama efendiler atla gidiyor kişnemeye!
O atasözü öyle değil miydi?
Anladınız siz ne demek istediğimi!

-*-*-

Bu arada belirteyim; 2020 Şubat ayında Tatar ile ben de İngiltere’ye gittim ve bana üç günlük harcırah borcu var, ödenmesini talep ediyorum...
Ayıptır be! 
Ne yani biz evrodoyuk?

Hastasıyım… Şahan Gökbakar… Recep İvedik 9’u umarım KKTC’de çeker! Malzeme çok!