Yönetmek için bilgi gerekli. İster devlet yönetimi, ister örgüt, isterse şirket... Doğru bilgi yoksa elde, doğru şekilde yönetmek mümkün olmaz.
Bu yüzdendir ki bilgi her zaman ele geçirilmek istenir. Egemen olmayı başaranların esas başarısı gerçek bilgiyi tekellerinde tutmalarıdır.
'Gerçek bilgi' dedim. Zira 'gerçek olmayan bilgi' de var.
İsterseniz ona 'yalan' da diyebilirsiniz.
Ancak bir sorun var: Geniş topluluklar 'yalan'ı 'gerçek' gibi algıladıkları zaman bunu kolay kolay ters yüz edemezsiniz.
Toplumların 'afyonu' gibidir bu 'yalan'lar ve egemen olanlar tarafından yayılırlar.
Örgün eğitim ve kitle iletişimi, yani medya 'yalan'ın en kolay öğretildiği iki mecradır.
Eğitimi ve medyayı iktidarlar/muktedirler bu yüzden kimseciklere bırakmazlar.
* * *
Dünya 'sahte haber' konusunu tartışıyor. ABD seçimleriyle popüler hale gelse de 'sahte haber'in tarihi çok eski... Hele bizim gibi 'çatışmalı' topraklarda 'sahte olmayan' bilgi neredeyse yok!
Sadece haberler değil, çok şeyimiz sahte...
'Sahte' listesini yazmak, 'gerçek'lerle ilgili listeyi yazmaktan çok daha uzun sürer, emin olun!
Kıbrıs sorunuyla ilgili o kadar çok 'yalan' var ki 'doğru' zannettiğimiz...
'Kayıplar' konusunda on yıllarca iki topluma da 'yalan' söylendi mesela... Bu yüzden sustu acılı insanlar... Ta ki gayrı resmi tarih, resmi olanda gedikler açana dek...
Bombalanmış camiler var Kıbrıs'ta... 'Kim' sorusunu sormak bile imkansızdı. Neymiş peki? Meğer 'bizimkiler'in işiymiş!
Sevgül Uludağ iki gün önce aktardı: Kıbrıslı Rumların önemli bir kısmı 1967'de Türk köyü Köfünye'de faşist Grivas'ın katliam yaptığından hala bihaber yaşıyor. Yarım asır geçti ama hala birçok Rum 'yalan'ı 'gerçek' gibi yaşıyor, 'yalan' yeni kuşaklara da aktarılıyor.
* * *
'Sahte' ya da 'yalan' bilgilere karşı ne yapılabilinir?
Medya alanında 'teyit' sistemleri geliştiriliyor. İnternette, TV'lerde, gazetelerde 'doğrulama' ekipleri 'şüpheli' bilgilerin, görüntülerin peşine düşüyor. Tespit edilen 'yalan'lar ifşa ediliyor.
Ama hangi birine?
O kadar çok 'sahte bilgi' var ve o kadar hızlı yayılıyor ki, 'teyit'çiler yetişmekte zorlanıyor.
Tarih alanında da 'alternatif tarih'çiler benzer bir çaba içinde. Ancak resmi tarihler hala toplumlar üzerinde belirleyici rol oynuyor. Zira onlar okullara da, evlere de rahatça girebiliyor.
Resmi olanın, ezberletilenin aksini söyleyenlere ise genelde 'hain' muamelesi yapılıyor.
Tıpkı 'Dünya dönüyor' diyen Galileo'nun başına geldiği gibi!..
Lakin dünya hala dönüyor...
Yani 'gerçek' gün gele 'yalan'ı yenecek.
Ama 'yalan'dan ölenler ve kaybedenler hep olacak.
En çok da toplumlar...