“Dünyaya örnek olacağız” deniyor, heyecanlanıyorum.
Çok istiyorum, bu küresel salgını en az kayıpla atlatmayı, hem de çok...
* * *
Adanın kuzeyinde değil sadece...
Bunu güneyde de istiyorum.
En az kayıp...
En az kırılmayla ayağa kalkalım...
* * *
Özellikle de Türkiye için endişeleniyorum... Çok da iyi bir Sağlık Bakanları var.
En azından basın toplantılarını izleğiniz zaman güven veriyor, bilgili, duyarlı, toplumcu bir portre sergiliyor. Türkiye’de sağlık ya da ekonomide yaşanacak olası bir yıkım, hepimizin canını acıtacaktır, biliyorum...
* * *
Ahmet Arif’in sözüyle, “Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten.
Olmazsa insan olmaz yüreğim...”
Öylesi bir duygu içindeyim...
* * *
Dünyaya örnek olacağız diyoruz ya...
Bir sorunumuz var tabii...
Dünya Sağlık Örgütü’nün istatistiklerine bakıyorum.
Adanın kuzeyi yok...
Yok rakamlarımız...
Dünyanın hiçbir istatistiğinde yerimiz yok ne yazık..
Bir salgında dahi “görünmez” olmak haksızlık...
* * *
Ne yapıp edip Kıbrıs ülkesiyle bağlanmalıyız dünyaya, buna adanmalıyız.
Covid gibi milliyetçilik salgınını da yenebilmeliyiz. Adanın tümünde başarabilmeliyiz bunu... Biliyorum, bu toplum ayaklansa eğer, kim varsa çözümün önünde engel, üzerine yürüse, yenecek. Bir araya gelse adanın tüm barışseverleri, yeni bir ülke yaratacak, çok daha güvenli...
* * *
Dünyaya örnek olalım.
Olalım da!
Hele bir dünyaya dokunalım önce!
Dünyada bir yerimiz de olsun...
Bu yersizlik yurtsuzluk bitsin.
Çünkü dünyanın kaynaklarından yoksun, uzak, yetim çok kolay değil yeniden başlamak...
Yalnızlık bir yere kadar...
Kamuda ‘çalışan-çalışmayan’ huzursuzluğu
Kendine göre bir hesabı var herkesin, anlarım...
Öyle de...
Özel sektörde bin beş yüz lira maaşa sahip olma umuduna kilitlenmiş dostlarımı düşününce... Kamudaki kimi maaş tartışmalarına içimdeki isyanın derinliğini anlatamam.
Tabii şöyle de bir adaletsizlik var.
Kamu kurumlarında, belediyelerde, gümrükte, sigortalarda, BRT’de...
Çalışan var.
Çalışmayan var.
Kimi risk üstleniyor, kimi pijamasıyla gün geçiriyor; kimi terliyor, kimi sosyal medyada geziniyor.
Önümüzdeki dört beş ay belki de hiç çalışmayacak olan var...
Tümüne de aynı oranda maaş kesintisi yapılmış...
Çalışana da...
Çalışmayana da...
Adaletsizlik bu.
Evdekiyle işyerindeki, hele arazideki mutlaka ayrılmalı birbirinden, aynı oranda kesinti, hem üretene, hem oturana büyük haksızlık...
Dünyada normalleşme adımları
Dünyada Covid-19'a dair olumlu gelişmeler de var.
Norveç'te, bir hastadan enfeksiyon bulaşan kişi sayısı ortalaması 1'in altına, 0,7'ye düştü. Mart ayında bu ortalama hasta başına 2,5 kişiydi.
O nedenle Norveç’te şimdi adım adım “normalleşme” sürecine geçiliyor.
Almanya da öyle...
Salgınla mücadelede en başarılı ülkelerden biri oldu Almanya, hem kayıp oranı anlamında, hem de ‘sosyal devlet’ özelliğiyle...
Almanya, yeni bir eylem planıyla 19 Nisan'dan itibaren normal hayata kademeli bir geri dönüş tasarlıyor.
Danimarka'da örneğin okullar 15 Nisan'da yeniden açılıyor.
Avusturya’da önlemler 14 Nisan'dan itibaren daha esnek hale getiriliyor, kimi küçük işletmeler için standartlar belirlendi, yeniden hizmete girecek. Mayıs ayında büyük mağazaların ve restoranların açılması bekleniyor.
Kıbrıs için de iyi bir ‘eylem planı’na ihtiyaç var. Şimdi gelişmiş ülkelerin deneyimlerinden yaralanmak önemlidir.
Özellikle Almanya örneğini yakında izlemeliyiz. Önce hangi sektörler açılacak ve bunun için hangi kriterler getirilecek? Danimarka’da örneğin okullar yeniden eğitime başlarken ne gibi önlemler alınacak?
Eylem planı ihtiyacını anlatırken bilerek “Kıbrıs için” dedim! Ayırmadan, bölmeden... Çünkü kuzey ya da güney bu süreci birlikte planlamak zorundayız.
Ada ekonomisinde bir “iç pazar”a ihtiyacımız var, Kıbrıs’ın kendi dinamiklerini harekete geçirmek şart...
Umarım gözlemler, planlar ve sürüklenmeden bu süreci yönetebiliriz.
( Dünyada normalleşme adımları varken, kimi bilim insanları da Çin’de virüsle ilgili bir ikinci dalgadan söz ediyor. Umarım bu senaryolar, tedbirleri elden bırakmamak adına uyarıcı bir yaklaşımdır. )
Şimdi gevşemeyelim, evde kalalım, uyarılara uyalım, en erken zamanda normalleşmek için bunu yapalım.
Az daha sabır!