Yalnızlık içinde çokluk ya da çokluk içinde parçalanmış bir yalnızlık…

Cenk Mutluyakalı

Hakikat mi, hiçlik mi?
Gözlerimize saplanan buzlu bir cam kesiği gibi duruyor an’lar…

Bir adam, bir morg, bir yokluk!
İnsanın var oluşundaki karşıtlıklar ve soğuk bir yüzleşme…
Çıplak ve ürpertici…

Hüseyin Özinal, teninden ruhuna yürüyen imgelerle zihnimizi ve hislerimizi dürtüyor… Yıllardır içinde biriktirdiği onca ışığı, çığlığı, figürü, tonu, hasreti ve isyanı yüzümüze çarpıyor.
Direniyor, ölüme karşı yaşamı savunarak ya da “ölüm de var” diyerek belki…
Sanatın hayatı anlamlandırma niteliği sanatçının hissiyle kökleniyor, biçimleniyor, ifadeye dönüşüyor.
Firari bedenlerin ardından bu kez ruhunu parçalıyor.
Yalnızlık içinde çokluk ya da çokluk içinde parçalanmış bir yalnızlık…
Sınırların dışına taşan bir olağanüstülük hali; ne kadar sınır varsa bedene, coğrafyaya, cinsiyete, hayata, kimliğe, insana dair…

Todd May “Ölüm/Felsefi Bir Deneme” kitabında, şöyle der, Ölmemiz iyidir, ama asla henüz değil.” O uçsuz “henüz”ün üzerine yürüyor Hüseyin Özinal, korkmadan ama korkutarak, ürkmeden ama ürküterek…

"Nothing is Going to Hurt You" sergisi Art Rooms galeride harika bir buluşmaya ev sahipliği yaptı, yapıyor.

Açılış günü nitelikli bir kitle vardı, sanatçısından siyasetçisine, akademisyeninden öğrencisine… Sanatından bağımsız Hüseyin Özinal’ın samimi, masum, tertemiz kişiliğine karşı da bir saygı duruşuydu bu…


Özinal'ın son üç yılda farklı tekniklerle üretilen toplamda 4 bin 749 çalışması arasından seçilmiş eserler…
Sanatsal bir cinnet hali bu!
Yüzlerce resim, mask, heykel, fotoğraf…

İşte böylesi bir “kalabalık” içerisinde iş küratörün ustalığına kalıyor ve Oya Silbery harika bir projeye imza atıyor.

Sergiye dair konuşurken "kuratöryal harika" dedi, Kıbrıs ülkesinde resim sanatının en iyilerinden Emin Çizenel...

“Duyarlı bir Hüseyin Özinal sergisi, hassas, kırılgan, içtenlikli, samimi…"

“Bir boy ayna…”

Usta sanatçı Emin Çizenel’den özlü bir sergi yorumu istedim, anlattı…
“Özinal'ın sergisi bir ‘boy ayna’ görüntüsünde kendini gören bir sergi. Yani Hüseyin'in oto portresi gibi. Bu ‘sahici’ sergiyi çok doğru okuyan Oya Silbery, harika bir küratoryal mesafeye çekiyor. ARTROOMS GALLERY'nin parçalı mekanlarında bu denli bir bütünsellik yakalamak kolay değil. Sonuçta çıtası yüksek bir sergi...”


“İnsanı kendi ölümlü bedeniyle yüzleştirmek”

Hüseyin Özinal’ın eserlerini bir başka boyuta taşıyan, serginin küratörü, sanatçı ve ArtRooms Gallery Direktörü Oya Silbery neler söylüyor?
“Nothing is Going to Hurt You” sergisini Oya Silbery’le konuştuk.

● Bu sergiyi senin için özel kılan neydi? Bu proje nasıl bir his ve estetik duruşla öne çıktı?

● Hüseyin Özinal’ın 2018’deki Firari Bedenler sergisinden öncesine dayanan hermafrodit bedenler üzerindeki araştırmaları, ölüm, keder ve yas kavramlarıyla gelişerek ya da evrilerek Nothing is Going to Hurt You sergisine kadar geldi. Sanatçının derdini anlatabilmek, aktarabilmek için farklı disiplinlerin ve tekniklerin arayışında olması, üretiminin çizimden fotoğrafa kadar geniş bir yelpazeye yayılması, yaratma gereksiniminin baskısını yaşayan, ancak yaratarak iyileşebilecek obsesif ruhlar için olağan bir süreç, kaçınılmaz bir sonuçtur.

● Sergideki eserler birbiriyle nasıl tezatlar ya da bağlantılar içeriyor ve en temelde yarattığı etki nedir?

● Sergideki eserler birbirlerine tezatlık oluşturmaktan çok birbirleriyle karşılıklı diyalog içindedirler. Serginin yaratmak istediği etkiler arasında insanı kendi ölümlü bedeniyle yüzleştirmek ve bu sayede yitirdiklerimizin geride bıraktığı boşluğu ve sonrasındaki yas sürecini hissettirmek ayrıca hatırlatmaktır.

● Hüseyin Özinal’ın farklı disiplinlerden oluşan eserlerini sanatseverlerle buluşturmak nasıl bir süreçti?

● Sergi mekânının (Art Rooms) boyutu düşünülünce, Özinal’ın çalışmalarından ancak çok özel bir seçkiyi bir araya getirebildik. Serginin küratörü olarak elimden geldiğince izleyiciye neredeyse bir ‘trans halinde’ gerçekleşen bu yaratım ve sonrasındaki seçme ve sergileme sürecinin devasalığını anlatmaya çalıştım. Art Rooms, Arkın Group bünyesinde yer alan özel bir galeridir. Kurulduğumuz ilk günden beri amacımız - ki bu konuda önemli bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum - öncelikle kendi adamızda, ardından da Türkiye ve dünyada bilinen, prestijli bir galeri seviyesine gelmek olmuştur. Bu ise çok meşakkatli ve masraflı bir süreçtir.

Ülkemizde koleksiyonerlerin, sanata yatırım yapan varlıklı insanların bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olması, gerek sanatı üretenler gerekse üretilen bu sanatı izleyicilerle buluşturmak için yola çıkanların hareket alanını fazlasıyla kısıtlıyor. Bizim şansımız ve ayrıcalığımız, Art Rooms’un, Sayın Erbil Arkın tarafından kültür ve sanatı desteklemek amacıyla kurulmuş olması ve onun bitmek bilmeyen desteğidir. Bütün bunlardan bahsediyor olmamın nedeni, Art Rooms’un Kıbrıs çağdaş sanatı için önemli ve dünya standartlarında olduğuna inandığı sanatçıları sergiliyor ve onları temsil ediyor olmasıdır. Nothing is Going to Hurt You sergisi de bu bağlamda değerlendirilebilir.

------

Sanatçının "Nothing is Going to Hurt You" başlıklı sergisi, 22 Haziran’a kadar Girne Art Rooms'da izlenebilir.

------