Hem Yalova hem de Gönyeli için şampiyonluk yarışı içerisinde kalmak açısından büyük bir önem taşıyan bir maçtı. Üç hafta önce Yalova Ozanköy deplasmanına giderken ikinci sırada, rakibi Ozanköy ise iki puan gerisinde üçüncü sıradaydı. Altı puanlık maçın galibi Ozanköy olunca Yalova rakibinin gerisine düşmüştü. Dün yine benzeri bir durum sözkonusuydu. Yalova, rakibi Gönyeli’nin iki puan önünde bir konumla maça çıkmıştı. Ya rakibini yenip aradaki farkı beş puana çıkaracak yada aksi bir durumda Gönyeli’nin de gerisine düşecekti. Belki de böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda şampiyonluk yarışından da iyice uzaklaşmış olacaktı.
Böyle bir halet-i ruhiye içerisinde oyuna başlayan Yalova, oyuna taraftarlarını hayrete düşürecek ölçüde kötü başladı. Daha neyin ne olduğunu anlamadan henüz üçüncü dakikada kalesinde golü gördü ve kötü oyununu ilk devrenin sonuna kadar devam ettirdi. Aslında Yalova takımının sahaya yayılış şekline baktığınız zaman, teknik heyetin takıma ileride erken çoğalıp kolay gol yapacak bir anlayışla oynaması yönünde direktif verdiğini anlamak zor değildi. Dörtlü savunmanın önüne monte edilen çift önlibero ve onların da ilerisinde tek forvet Ertuğ’a destek verecek bir üçlü blok vardı. Yalova takımından beklenen başlama düdüğü ile birlikte topu önde basıp, alan daraltarak rakibi baskı altına almaktı. Bunu yapmayınca rakipleri Gönyeli ilk atakta golle buluştu.
Yenen golden sonra çift ön libero olarak görev yapan Burak ve Uluç ikilisinden Uluç dörtlü savunmanın gerisinde sarkık olarak oynamaya başladı. Yalova daha sonra rakibine fazla pozisyon vermese de fazla bir üretkenlik ortaya koyamadı ve gol bölgelerinde pozisyon bulmakta oldukça sıkıntı yaşadı. Kart cezalısı olduğu için takımdaki yerini alamayan Mehmet Alşan’ın yokluğu Yalova için handikaptı. Rakibe basan ve kazandığı topları olumlu kullanan Mehmet Alşan’ın orta alandaki yokluğu çok hissedildi. Yalova Maçın ikinci devresinde daha derli toplu bir görüntü çizmeye başladı. Özellikle Yusuf Özbahar’ın çalışkanlığı takıma pozitif bir ivme kazandırdı. Şüphesiz sahanın en çok koşan ve efor sarfeden isimlerinden biriydi. Takımına beraberlik golünü kaydeden isim olmasının yanı sıra kazanılan penaltının da yaratıcısıydı.
Gönyeli’nin de kötü bir takım olmadığının altını çizmek lazım. Oturmuş bir kadroları var. Bu sezonun başında Bostancı Bağcıl’dan kadrolarına kattıkları tabiri caizse yıllanmış bir şarap gibi olan Jacques’ın da tecrübesi ile takıma katkısı olduğu kesin. Bu yaşına rağmen hâlâ adam eksiltebiliyor ve rakiplerine karşı hava hakimiyetini elinde bulundurabiliyor. Yalova savunmasına ara sıra da olsa zor anlar yaşattığını söylemek yanlış olmaz.
Sonuçta sahadan galip ayrılan Yalova iddiasını devam ettiriyor, ancak Gönyeli’nin de havlu attığını düşünmüyorum.