‘Müzakere’ Arapça bir kelime!..
Türk Dil Kurumu, Türkçesini veriyor:
“Oylaşma”
***
Kıbrıs’ta ‘Cumhurbaşkanı’ dediğiniz zaman ilk yazılacak kelime bu:
“Müzakere...”
Son 40 senedir böyle!
***
Arapçası bir yana, bizimkinin ustalığı işin ‘Türkçe’sinde!..
Oy toplamakla ‘oy’laşıyor genelde...
***
“Müzakere ‘alternatif uyuşmazlık çözümü’ yollarının temelini oluşturur” diyor ansikopledi.
Ve asıl unsur, ikna etmek.
En az iki taraf gerekiyor elbette.
Herkes biraz ‘taviz’ veriyor
‘Orta yolda’ buluşuluyor neticede...
‘Hak iadesi’ tavize girmiyor tabii...
***
‘Müzakere’nin temeli, fikir alış-verişi.
Demek ki, ‘fikir’ gerekiyor önce...
***
Şimdi biz, beş yıl aradan sonra yine, ‘müzakereci’ seçeceğiz ya!..
‘Mr. No’ yerine...
İyi de, toplum önünde dahi ‘müzakere’ etmekten kaçınan birisi, nasıl ‘uzlaşacak’ acaba?
Bakışarak mı sadece?
***
Şu anda “kendine sorulmasını istediği soruları yanıtlayan” bir liderimiz var...
Farklı fikirlerle yan yana gelmekten kaçınan, ‘tartışmalara’ girmeyen, uzaktan laf yetiştiren ancak ‘yüz yüze’ gelmeyen, yalnızca ‘kendi gibi düşünenlerin’ karşısına oturan, ‘müzakere’ etmekle ‘suçlamayı’ sürekli birbirine karıştıran...
***
‘Oylaşma’ ile ‘oynaşma’nın farkına varmak gerekiyor önce.
Bu sorun var ya bu sorun, kaçınını binini yedi, bitirdi.
Böyle giderse, hepimizi de yiyecek.
Doymak bilmez bir ‘yam yam’ gibi dikilmiş duruyor tepemizde...
Biri bize ‘nasıl çözeceğimizi’ öğretecek...
“Nasıl çözemeyeceğimiz” yerine !..