“Yangınların en önemli sebebi ihmal”

İtfaiye Bölüm Müdürlüğü İtfaiye AR-GE Eğitim Şubesi Yangın Eğitmenleri, yangınlar konusunda kamuoyunu bilgilendirdi: “Yangınların en önemli sebebi ihmal”

Polis Genel Müdürlüğü (PGM) İtfaiye Bölüm Müdürlüğü İtfaiye Araştırma Geliştirme (AR-GE) Eğitim Şubesi Yangın Eğitmenleri, yangınların en önemli sebebinin ihmal olduğunu söyledi.

Ev yangınlarının genellikle yapılan hatalardan kaynaklandığını, yaz döneminde elektrik kaynaklı yangınların başı çektiğini söyleyen eğitmenler, su sebillerinin sıcak taraflarının açık kalması, tost makinesinin açık unutulması, ütü ve internet modemlerinin adaptörlerinde patlamaların, yangınların en yaygın sebepleri olduğuna dikkat çekti. 

İnsanlarda “yangın çıkmaz” düşüncesinin hakim olduğunu ve fişlerin sökülmemesi gibi alışkanlık bulunduğuna dikkat çeken eğitmenler, evde fişi açık kalması gereken tek şeyin buzdolabı olduğunu vurguladı.

Adaptörler konusunda da dikkatli olması gerektiğini ifade eden eğitmenler, uzatma kabloları üzerine soba, ütü gibi yüksek akım çeken aletlerin takılmaması gerektiğini vurguladı.

PGM İtfaiye Bölüm Müdürlüğü İtfaiye Araştırma Geliştirme (AR-GE) Eğitim Şubesi Yangın Eğitmenleri Umut Davulcu ve Selçuk Tabakçı yangınların çıkış sebepleri, önlemler, yapılmaması gerekenler ve yangın anında neler yapılması konusunda Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirinin sorularını yanıtladı.  

Davulcu: “İtfaiye ada genelinde orman, arazi ve ev yangınlarına müdahale ediyor. Trafik kazaları konusunda uzmanlaşmış ekipler var…”

PGM İtfaiye Bölüm Müdürlüğü İtfaiye Araştırma Geliştirme (AR-GE) Eğitim Şubesi Yangın Eğitmeni Umut Davulcu, Polis Genel Müdürlüğü çatısı altında görev yapan İtfaiye Bölüm Müdürlüğü’nün her ilçede şubeleri bulunduğunu söyledi.

İtfaiye’nin; Lefkoşa’da Çağlayan ve Sanayi Bölgesi olmak üzere iki, Güzelyurt, Gemikonağı, Girne, Geçitkale, Gazimağusa, İskele ve Yeşilköy’de şubeleri bulunduğuna işaret eden Davulcu, İtfaiye’nin ada genelinde tüm ev yangınları, arazi yangınları, orman yangınlarına müdahale ettiğini, özellikle trafik kazaları konusunda branşlaşmış ekipleri bulunduğunu anlattı.

İtfaiye’nin ayrıca trafik kazalarına müdahale için teknik teçhizatları bulunduğunu, bu aletlerin  Türkiye’de bile yeni kullanılmaya başladığını aktaran Davulcu, bunların KKTC’de 5 yıldır kullanıldığını ve kazalara hızlıca müdahale edildiğini kaydetti.

Gelişen teknolojiyle araçların da değiştiğini, çelik yapıda son model lüks araçlar üretildiğini, bunlara hızlı müdahale için de ekipmanların güçlendirilmesi düşüncesinden yola çıkılarak, yeni çıkan ekipmanların takibini yaptıklarını belirten Davulcu, bu amaçla yurt dışındaki eğitimlerinin devam ettiğini Almanya’da, İngiltere’de, Türkiye’de Ankara İtfaiyesi’nde özellikle trafik kazalarına müdahale ile ilgili eğitimler alarak kendilerini geliştirdiklerini söyledi.

Şu anda eğitim alanı çalışması yaptıklarını ve personellerini yetiştirmeye çalıştıklarını belirten Davulcu, yurt dışında aldıkları eğitimleri ülkede tüm itfaiye personeline uygulamalı olarak aktardıklarını kaydetti.

“Sadece şehir itfaiyesi olarak görev yapmıyoruz, arazi ve ormanlara da müdahale ediyoruz”

Umut Davulcu, itfaiyenin yangınlar dışında su, sel baskınlarına müdahale ettiğini, Orman Dairesi’ne bağlı Orman İtfaiyesi ile iştirak içerisinde çalıştığını belirterek, “Sadece şehir itfaiyesi olarak değil, arazi ve ormanlara da müdahale ediyoruz” dedi.  

En çok önem verdikleri konunun eğitimler olduğuna dikkat çeken Davulcu, tüm devlet daireleri, okullar, ilkokullar, ortaokul ve liselere, talep gelmesi halinde de özel şirketlere, firmalara yangın eğitimleri düzenlediklerini aktardı.

“Eğitimler çok önemli… 5. sınıf öğrencisi çocuk, bir çiftin hayatını kurtardı…”

Burada amaçlarının yangınların çıkmasını önlemek olduğunu vurgulayan Davulcu, bu konuda yıllardır yaptıkları çalışmalar bulunduğunu ve eğitimin faydasının gerçekten büyük olduğunu gördüklerini kaydetti.

Eğitimleri vermeye başladıkları yıldan bu yana yangınlarda ciddi bir düşüş olduğunu, insanların  bilinçlenip, gerekli tedbirler alındığında yangınların azaldığını söyledi.  

Yangın sebepleri başında ihmalin geldiğine dikkat çeken Davulcu, çocuklara verilen eğitimler sayesinde evde çıkabilecek yangında neler yapabileceğinin, nasıl söndürülebileceğinin öğretildiğini  kaydetti.

Davulcu, Girne’de bir İngiliz çiftin 5. Sınıf öğrencisi bir çocuk sayesinde hayatının kurtulduğunu, çocuğun çiftin evinin yandığını gördüğünü ve eğitimler sayesinde itfaiyenin numarası ile nasıl ihbar verileceği öğrendiğini, ilk ihbarı yaparak bu insanların hayatını kurtardığını anlattı.

Bu çocuk için bir tören düzenlenerek, çocuğa teşekkür belgesi takdim edildiğini, çocuğun onure edildiğini söyleyen Davulcu, bu tür olayların başka çocuklara da örnek olduğunu kaydetti.

“Zamanla yarışıyoruz… Yangına erken müdahale çok önemli”

Umut Davulcu, “Zamanla yarışıyoruz, bize ne kadar erken ihbar gelirse, biz de o kadar erken müdahale ediyoruz. Yangının çok büyümemesi bizim için çok önemli” dedi.

Tabakçı: “Ev yanınlarının çoğu elektrik kaynaklı”

TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan eğitmen Selçuk Tabakçı da, ev yangınlarının genellikle yapılan hatalardan kaynaklandığına dikkat çekerek, ev yangınlarında elektrik kaynaklı yangınların başı çektiğini söyledi.

Son zamanlarda çıkan yangınlara değinen Tabakçı, su sebillerinin sıcak taraflarının açık kalması, tost makinesinin açık unutulması, ütü, internetlerde kullanılan modemlerin adaptörlerinde sıcaktan dolayı yaşanan patlamaların sıklıkla yangınlara sebep olduğunu kaydetti.  

Tabakçı, insanlarda “yangın çıkmaz” düşüncesinin hakim olduğunu ve fişlerin sökülmemesi gibi alışkanlık bulunduğuna dikkat çekti.

“Elektrikli cihazı çıkarmanız yetmez, fiş açık kalmamalı”

Tabakçı şöyle konuştu:

 “Cep telefonunu şarj edersiniz telefonu sökersiniz ama fiş üzerinde ve açıktır. Aslında akım devam eder ve bazen o fişler arıza yapar, fiş açık olduğu için de yangın çıkar. Ya da cep telefonlarını yatak üzerinde veya benzeri bir yere atıp şarj ediyoruz. Cep telefonu şarjdayken çalar, telefonu elinize aldığınızda o yüksek ısıyı görürsünüz. Telefonlar ısındığı için aynı şekilde yangın çıkma riski orda da var. Alışkanlık haline getirilmesi gereken başka bir şey de fişleri sadece kapatmak değil, sökmek lazım.”

Evde fişi açık kalması gereken tek şeyin buzdolabı olduğunu vurgulayan Tabakçı, buzdolabının sürekli çalışması gereken tek şey olduğunu kaydetti.

Televizyonlardan da yangın çıkabileceğini anımsatan Tabakçı, televizyonların stand by modunda bırakılmasının da yangınlara sebep olabildiğini, diz üstü bilgisayarlar ve benzeri tüm elektrikli cihazların yangınlar için risk olduğunu vurguladı.  

Tabakçı, özellikle yaz aylarında bahçeler temizlerken otların yakıldığını, bunların zaman zaman kontrolden çıkarak, yangınlara sebep olduğunu, kuru otlar konusunda belediyeden destek almak gerektiğini söyledi.

Yangınların önüne geçilebilmesi elimizde…

Yangınların önüne geçilebilmesinin elimizde olduğunu vurgulayan Selçuk Tabakçı, istatistiklerde bakıldığında yangına en çok sebep olan şeyin ihmal olduğunun görüldüğünü, ihmal denilen şeylerin ise yüzde 70’nin bilinçsizce yapılan, “bundan yangın çıkmaz” dediğimiz şeyler olduğunu kaydetti.  

Bu konuda kendilerinden eğitim isteyen tüm özel kurumlar, devlet daireleri, okullara hizmet verdiklerini söyleyen Tabakçı, kendilerinden eğitim isteyen yerlerde önceden gidip inceleme yaptıklarını, yerin riskine göre de uygun eğitimlerin verildiğini söyledi.

Eğitimlerin ücretsiz olduğunu, eğitim sonunda sertifika verdiklerini belirten Tabakçı, eğitimleri özellikle son 10 yıldır arttırdıklarını, eğitimlerden önce bin olan yangın sayısının 700’e-600’e düşmeye başladığını kaydetti.  

Çocuklara verdikleri eğitimlerde amaçlarının hem yangınların çıkmaması için yapılabileceklerin öğretilmesi, hem çocukların nelerle oynamaması gerektiğini öğrenmeleri olduğuna dikkat çeken Selçuk Tabakçı, “Eğitimlerde, yangın sırasında saklanmaması gerektiğini, dumanın ne kadar tehlikeli olduğunu, insanların çoğunlukla yanarak değil dumandan zehirlenerek öldüğünü öğretmeye çalışıyoruz. Çocuklara olası bir risk durumunda dışarı çıkıp yardım istemeleri gerektiğini söylüyoruz.  hem basit basit şeyler öğretiyoruz, hem de itfaiyenin sempatisini kazandırıyoruz” dedi.  

Ülkede itfaiyecilerin çok popüler olmadığını dile getiren Tabakçı, çocuklara öğrettikleri temel konulardan birinin de siren sesi duyulduğunda, itfaiye, ambulans veya polise yol verilmesi konusunda ailelerini uyarmaları olduğunu söyledi.

Yol kenarlarında “Orman Yangını 177” diye tabelalar göründüğünü ama itfaiyenin sadece şehir veya orman itfaiyesi gibi düşünülmemesi gerektiğini vurgulayan Tabakçı, kendilerinin şehir itfaiyesi olmalarına rağmen, ihbar geldiği zaman hem orman, hem de arazi yangınlarına müdahale ettiklerini kaydetti.

Tabakçı, arazi yangınlarında, itfaiye,  Orman Dairesi ekiplerinin istişare içinde çalıştıklarını, yetersiz kalınması halinde Sivil Savunma’nın da göreve çağırıp destek istenebildiğini vurguladı.

AR-GE olarak kendilerinin görevlerinin fuarlara gidip yenilikleri takip etmek olduğunu, yeni teknoloji ekipman, cihaz, araçların araştırmalarının yapılarak, teknik şartnamelerin hazırlanması olduğunu da anlatan Selçuk Tabakçı, önleyici tedbirler üzerinde sürekli çalıştıklarını kaydetti.

Tabakçı, önleyici tedbirler çerçevesinde sürekli yangın çıkan yerler konusunda da çalışmalar yaptıklarına da işaret ederek, itfaiyenin trafik kazalarına da müdahale ettiğinin birçok insan tarafından bilinmediğini, aslında kazalara müdahalede itfaiyenin birinci sırada olduğunu, Almanya ve İtalya’da bu konuda eğitim aldıklarını anlattı.

Kazalarda kullanılan aletler hakkında da bilgiler veren Tabakçı, dünyada kullanılan araç gerecin ülkede 5 yıldır kullanıldığını, bu cihazların Türkiye’de bile yeni kullanılmaya başladığını kaydetti.

Trafik kazalarının ülkenin kanayan yarası olduğuna vurgu yapan Tabakçı, amaçlarının kazaya hızlıca ulaşarak, hızlıca müdahale etmek olduğunu söyledi.

Araçlar ve teknoloji geliştikçe bu konuda kendilerini yenilediklerini aktaran Tabakçı, araçların gittikçe güçlenmesi sebebiyle, yeniliklerin takip edilmesinin elzem olduğunu vurguladı.

“Bilmiyorsanız müdahale etmeyin…”

Tabakçı şöyle devam etti:

“Bir trafik kazası olduğunda alınacak tedbirler var. Örneğin, bir kaza oldu. O sırada hava yastığı (air bag) patlamadı. Ne yapılacak. Ya da bir benzin kaçağı oldu, ardından yangın çıkabilir. İnsanları bu konuda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. İnsanlara, bilmiyorsanız, müdahale etmeyin diyoruz. Özellikle sıkışma varsa, yaralıyı çıkarmaya çalışmayın. Kaza yerinde sigara içmeyin.”

Yangın çıktığında insanların yapması gerekenlere de değinen Selçuk Tabakçı, özellikle mutfakta yağ yangını varsa, kesinlikle su dökülmemesi gerektiğini, yağın 280 derecede yanmaya başladığını ve aslında tavanın veya tencerenin yerinden oynatılmasında çok büyük bir risk olduğunun bilinmesi gerektiğine dikkat çekti.

Tabakçı, “Tavanın alınması halinde yangın daha da büyüyebilir. Yapılması gereken gazın kapatılarak, tavadan veya tencereden daha büyük bir kapak varsa mutlaka mutfak eldiveni gibi bir şey giyilerek üzerinin kapatılması” dedi.  

Eğer elektrik kaynaklı bir yangın çıkmışsa, önce elektrik akımının kesilmesi gerektiğini vurgulayan Tabakçı, elektrik akımını kestikten sonra eğer yangın söndürme cihazı varsa müdahale edilebileceğine işaret etti.  

“Yangın söndürme cihazlarının bakımı zamanında yapılmalı”

Elektriğe köpükle müdahale edilememesi gerektiğini, karbondioksit veya kuru kimyevi toz barındıran cihazla müdahale edilmesinin uygun olduğunu aktaran Tabakçı, evlere alınan yangın söndürme cihazları için karbondioksit tercih edilmesini önerdi.

İnsanların yangın söndürme cihazlarının bakımını yapmayı ihmal  ettiklerine de dikkat çeken Tabakçı, cihazların bakımının düzenli yapılması konusunda uyarılarda bulundu.

Yangın esnasında yapılması gerekenlere de değinen Tabakçı, vatandaşlara; eğer bir yangın çıkmış ve ilerlemişse, yoğun bir duman varsa ve içeride yaralı  yoksa hiçbir şey almadan önce canlarını düşünerek evin veya yangın çıkan yerin dışına, dumanın gelmeyeceği bir noktaya çıkıp itfaiyeyi aramaları tavsiyesinde bulundu.

Yangın esnasında, eğer imkan varsa dışardan elektriğin kesilmesi gerektiğini söyleyen Tabakçı, itfaiye çağrılmış ve adres bilinmiyorsa, herkesin bildiği noktalar söylenerek adres tarifi yapılması gerektiğini kaydetti.

Tabakçı, “Bu bir okul olabilir, cami, market, ana cadde, sinema benzeri şeyler söylenebilir. İhbar vermekten çekinilmesin. Yangın başka bir evde bile olsa, başkası ihbar etmiştir düşüncesiyle davranılmasın. Vatandaşlar itfaiyeyi aramaktan kaçınmasın. İhbar ne kadar hızlı gelirse, biz o kadar hızlı müdahale edebiliriz” dedi.

“Uzatma kablolarına soba, ütü gibi cihazlar takılmamalı”

Adaptörler konusunda vatandaşlardan dikkatli olması gerektiğini ifade eden Tabakçı, uzatma kabloları üzerine soba, ütü gibi yüksek akım çeken cihazların takılmaması gerektiğini  sözlerine ekledi.

Davulcu: “Gaz kaçağı varsa elektrikle çalışan bir fiş açılmamalı…”

Yeniden söz alan Umut Davulcu da gaz kaçakları konusuna değinerek, vatandaşlara gaz kokusu aldığında kesinlikle elektrikle çalışan bir fişi açılmamaları çağrısında bulundu.  

Gaz kaçağı ihtimalinde kesinlikle eve girilmemesi gerektiğini ifade eden Davulcu, “Örneğin bir apartmanda ikinci katta oturuyoruz. Açtık giriş kapsını bir gaz kokusu geldi, hemen kapıyı kapatıp aşağı inip ana sigortadan şalteri kapatmamız lazım. Binaya gelen elektrik akımın kesilmesi, gazın patlamasını önler. Eve geldiniz fiş açmadınız ama her evde bir buzdolabı var, bu buzdolabının motorunun devreye girmesindeki kıvılcım bile gazın patlamasına sebep olabilir” dedi.

Şofbenlerin ve gaz bağlantılarının binaların dışında açık alanda olmasının önemine işaret eden Davulcu, gaz kaçağı halinde önce elektriğin kapatılması, kapı pencerelerin açılması, gazın kaynağının bulunup gazın kapanması, tüpten kaynaklıysa tüpün üzerindeki başlığın çıkarılması, evde biri varsa dışarıya çıkarılması ve süpürgeyle evin baştan aşağı süpürülerek, en az iki saat havalandırılması gerektiğini vurguladı.

Umut Davulcu, araçlarda mutlaka yangın söndürme cihazı bulunması gerektiğine de dikkat çekerek, araçlarda en az iki kiloluk kuru kimyevi toz bulundurulmasının önemine işaret etti.

Bu cihazların bakımının yapılarak, kullanımının bilinmesi gerektiğini vurgulayan Davulcu, her vatandaşın yangın eğitimi alması gerektiğini, toplumun bu konuda biraz daha bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Öte yandan yeniden söz alan eğitmen Selçuk Tabakçı, yapılan istatistiklerde insanların hayatları boyunca mutlaka bir veya iki sefer bir yangınla karşılaştıklarını söyledi.

Tabakçı şöyle devam etti:

“Örneğin bir otele gittiniz. O otelde yangın çıkmayacağını nerden garanti edebilirsiniz. Hangimiz otelde yangın merdiveni olduğunu ve kaçış yollarını kontrol ediyor. Yangına nasıl müdahale edeceksiniz, nasıl çıkacaksınız otelden bunların öğrenilmesi lazım” dedi.

Tabakçı, insanların biraz daha bilinçli olması gerektiğini ifade ederek, yangın konusunda bu bilincin kazandırılması gerektiğini, verilen eğitimlerin ciddiye alınması gerektiğini kaydetti.

Orman yangınları konusunda da uyarılarda bulunan Tabakçı, şöyle devam etti:

“Arabalardan sigara atılmaması gerek. Ormanlık bölgede ufak da olsa duman görülse muhakkak ihbar yapılması, 177 ya da 199’un aranması lazım. Hangisi olduğu hiç fark etmez, ne kadar erken ihbar gelirse o kadar erken müdahale edebiliriz. Ateş yakılması yasak olmasına rağmen gene de o bölgede ateş yakıldıysa, söndürmek için toprakla örtme yapılabilir. Araçtan atılan cam şişe veya su şişeleri mercek görevi gördüğü için yangın olasılığını arttırır. Piknik alanında ateş yakılmadıysa bile çöplerin toplanması gerek.”

Umut Davulcu, bu yıl Çamlıbel’de yaşanan yangının 1995’den sonraki en büyük orman yangını olduğuna dikkat çekerek, belediyelerin ve karayollarının zamanında temizlik yapmasının önemine değindi.

Davulcu, yolların kenarlarındaki otların zamanında temizlenmesinin önemine işaret etti. Selçuk Tabakçı da, ekinlerin yolun dibine kadar ekilmemesi gerektiğini vurgulayarak, ekinler için yoldan en az 2-3 metrelik bir alan bırakılması gerektiğini söyledi.

FOTO: ARŞİV

Haberler Haberleri