04.07.2013
Sn. Faika Kişi;
Yenidüzen Gazetesi;
Yenidüzen Gazetesinde bugünkü köşenizde “Bir okurun İsyanı” başlığı ile ele aldığınız yazınızda şahsım ile ilgili gerçek olmayan ifadelerden dolayı, cevap hakkımı kullanmak istiyorum.
Öncelikle belirtmem gerekir ki, CTP yayın organı dahi olsa Yenidüzen Gazetesi’nin, meslek ilke ve ahlakı çerçevesinde, kişisel saldırıdan uzak yayım yapmasını beklemekteydim. Keşke böylesi bir habere ya da sizin tabirinizle, Okur Görüşüne yer verirken şahsım ile ilgili konularda bana da söz hakkı tanımış olsaydınız. Yine de gazeteniz bünyesinde bir okur temsilcisine (Ülkenin seçkin üniversitesi DAÜ İletişim Fak. Dekanı Sn. Süleyman İrvan’a) sahip olmanızdan dolayı, yazdığım cevap hakkımın değiştirilmeden bir tamam yayınlanacağı inancındayım.
Şöyle ki;
22 yıldır özel sektörde çalıştığını iddia eden, sözde size bu yazıyı yazan ancak sizin tarafınızdan, kendi isteği doğrultusunda isminin saklı tutulduğu belirtilen, okur yazısının sahibi umarım vardır. Var ise de şahsım ile ilgili yanlış ve kamuoyunu yanıltıcı yazı yazan bir kişi niye kimliğini, ismini gizleme gereksinimi duyar ki? Adını verme cesaretine dahi sahip olmayan bir kişinin süslü sözcükler kullanarak şahsımı hedef almaya çalışması tarafımca kabul edilemez.
Kaldı ki bugüne kadar yaklaşık 10 yıl özel sektörde bir fiil çalıştım. Genç Tv ve First Fm de gerek programcı gerekse haber sorumlusu olarak görev yaptım. Ada Tv’nin kurucu genel müdürlüğü ve Yayın Yönetmenliğini yaptım. Türkiye’nin en önemli Tv kanallarının ve gazetelerinin temsilcilikleri görevinde bulundum. VOA (Voice Of America) Kıbrıs temsilciliğini yaptım. Ülkenin iki dilde yayın yapan ilk haber dergisi Denge’yi çıkardım ve Genel Yayın Yönetmenliğini yaptım. Hayatım boyunca da özel sektörde çalışanların yanında oldum ve hiçbir zaman memur olmayı hedeflemedim. Bu sebep ile yaklaşık 3 yıldır çalıştığım ve branşım ile ilgili olan Basın Danışmanlığı görevini sözleşmeli personel olarak yürüttüm. Yani geçici memur yada işci olmayı red ederek bu görevde bulundum.
Şahsımı hedef alan yazınızda belirtildiği gibi, işe gitmeden maaş alan bir kişi olmadığımın en iyi ispatı ise 3 yıllık görevim içinde hiç izin kullanmamam ve devlet dairelerinde çalışan personel sabah 8.00- 15.30 çalışırken, benim sabah 7.00-akşam 20.00’ye kadar çalışmamdır. Üstelik bir fiil odamda mesai yaparak bu görevi yürütmemdir. Şu ana kadar ise tam 87 gün izin hakkım bulunmaktadır. (her çalışan personel gibi)
Gelmiş geçmiş hükümet dönemlerinde işe gitmeden düzenli her ay 3.500-4.500 TL arası maaş alan tüm bürokrat ve müşavirleri gündeme getirmeniz gerekirken, şahsımı karalayan ve kamuoyu nezdin de küçük düşüren yayımlar yapmanız ise düşündürücüdür. En komiği ise söz konusu yazınızda, şahsımın maaşı kesilirse devlet memur maaşlarının %60’ı değil %80’i ödenir hale gelecektir demeniz. Eğer geçici hükümetimiz benim yüzünden maaşları zamanında ödeyemiyor ve eksik öder duruma geldiyse, (ki aldığım maaş en düşük sözleşmeli bir personelin aldığı maaştır) yarın bu hükümete yardımcı olmaya ve maaşımı bağışlamaya hazırım. Yeter ki geçici hükümetimiz maaşları gününde ödeyebilsin.
Geçici hükümetin Sn. Başbakanı Sibel Siber ise gerçekten şeffaf ise lütfen CTP-UBP-DP dönemlerinde, görev yapmış ve müşavir olan tüm bürokratların her ay işe gitmeden kaç para aldığını, isimleri ile bu halka açıklasın.
Nazmi PINAR
/ 0548 888 14 14
DAĞITIM; -Okur Temsilcisi SN.SÜLEYMAN İRVAN -SN.CENK MUTLUYAKALI - SN. SAMİ ÖZUSLU