'Yanlış bir zamanda, yanlış bir hedefle'

Anastasiades, Kıbrıs Türk tarafının basit bir değinmeden dolayı korkularının haklı gösterilemeyeceğini ama aynı zamanda bunun yanlış bir zamanda ve yanlış hedefle yapıldığını söyledi

Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiades, 1950 ENOSİS referandumu kutlamaları ile Meclis kararı sonrası, Kıbrıs Türk tarafının gösterdiği tepkiler vesilesiyle cumartesi yaptığı açıklamalarda, Kıbrıs Türk tarafının basit bir değinmeden dolayı korkularının haklı gösterilemeyeceğini ama aynı zamanda bunun yanlış bir zamanda ve yanlış hedefle yapıldığını söyledi.

 Limasol Kazası Amirliğinde, Limasol limanı sorunlarının tartışıldığı büyük toplantıya başkanlık eden ve daha sonra açıklamalarda bulunan Anastasiades, Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı'nın görüşmelere katılmak amacıyla bu konunun yeniden Meclise götürülmesi gerektiği konusundaki açıklamalarını değerlendirerek, “Temsilciler Meclisi, Kıbrıs Cumhuriyetinin bağımsız bir yasama örgütüdür ve hiç kimseden komut ve istemler kabul etmez” dedi.

“Tüm bu söylediklerimle sorunlar yaratmak istemiyorum, sadece, herkes ne istediğini ve ne hedeflediğini bilmelidir” diyen Anastasiades, kendisinin Kıbrıs Türk liderinden hiç bir zaman “ortak çizgiye aykırı olan, ya da, farklı görüşleri olan yasa dışı yönetime empoze etmesi konusuna hiç bir zaman atıfta bulunmadığını belirtti.

Anastasiades, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerin çıkarlarının ön safhada bulunması gerektiğini vurgulayarak, bugüne kadar önemli bir ilerleme kaydedildiğini ve “en erken zamanda, iki toplumun da bir çözümü kabul etmelerine olanak sağlayacak görüş birliğine ulaşılması yönünde geriye kalan zamanı nasıl değerlendireceğimize bakmamız gerektiğini” kaydetti.

 “Bu korkuların nedeninin bizim tarafımızdan verilmiş olmasına rağmen, bunlar haklı gösterilemez. Çünkü çözümün iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon temelinde olacağına dair aramızda bir anlaşma var. Buna göre, bölünme ya da ayrılma tamamen yasaktır ve Anayasa maddelerince değişmez olacaktır. Dolaysıyla, bunun tersini yapmak isteyenler, BM’i ve kabul edilen tüm anlaşmaları karşılarında bulacaklar”.

Kıbrıslı Rum lider sözlerine devamla, “özellikle Britanya sömürgesine son vermek ve ENOSİS amacıyla, Kıbrıslı Rumların silahlı çabaları, 1 Nisanda büyük bir coşkuyla kutlanırken bile, kimsenin Enosis'den söz etmediğini anımsarsak  gerek zamanlama, gerekse hedef açısından yanlış olan basit bir değinmeye karşı bu kadar aşırı tepkiler haklı gösterilemez”.

“Hiç bir parti ENOSİS temelinde bir çözüm istediğimiz konusunu ortaya koymuyor. İki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözüme karşı olanlar bile, Kıbrıs Cumhuriyetinin göz bebeği gibi korunmasından söz etmektedirler”.

“Suçlamaları bir köşeye bırakarak, birbirimizin kaygılarını ciddiyetle müzakere etmeye hazır olup olmadığımızı açıklayalım” dedi.

Kıbrıs Türk toplumu liderinin, görüşme sırasında Kıbrıslı Rum lider Anastasiades'in uygunsuz davranışları konusundaki yaptığı açıklamalar vesilesiyle, Kıbrıs Türk basınında çıkan yazıları değerlendirmesi istenilen Cumhurbaşkanı, bu konuda bir açıklamada bulunmak istemediğini söyledi.

"Sayın Akıncı'ya karşı saygım biliniyor. Ancak ne yazık ki sigara içme gibi kötü bir alışkanlığım var. Sayın Akıncı kısa bir süre önce hastalandığı için doktorlar kendisine sigara içilen alanlarda bulunmamasını tavsiye etmişlerdi. Bunu bana ileti ve ben de saygıdan, sigara içmek ihtiyacı duyduğumda görüşme salonu dışına çıkıyorum. Bunun dışında söylenen her şey liderlere uygun olmayan dedikodulardan başka bir şey değil”.

 Son olarak, olayla ilgili AKEL tarafından yapılan açıklamaları değerlendirmesi istenilen Anastasiades, açıklamalarda bulunmak istemediğini söyledi ve her iki toplum tarafından kabul edilebilir bir çözüm yönündeki çabalara AKEL'in önemli yardımlarına saygı duyduğunu dile getirdi.

 “Ama özellikle olayların nasıl geliştiğini bildiğinde, sorunların doğru yönde göğüslenmesinde yardımcı olan "eşitlemeler ” değildir. Bizim arzumuz, garantiler ve işgal askerlerinin adadan ayrılmasıdır”.

Anastasiades, bunun dışında, özellikle iç cephede kendisinin bu tür bir diyaloğa girmek istemediğini “kendisine karşı eleştirilerde bulunanların bile, Kıbrıs sorununa bir çözüm istediklerine gerçekten inandığını” söyledi. “Söylemek istediğim tek şey, çok dikkatli olmamız gerektiğidir çünkü eşitlemeler gerekli olan yerlere sorumluluk yüklemeye yardımcı olmaz” diye konuştu.

 

Güney Haberleri