Artificial Intelligence…
Yapay zeka…
AI…
-*-*-
Çağımızın kolaylığı!
Teknolojinin geldiği inanılmaz bir nokta!
-*-*-
İstediğin soruyu sor, yanıt versin!
-*-*-
Ben de bazı sorular sordum!
-*-*-
Mesela birinci soru:
“… Sevgili AI ya da sevgili Yapay Zeka, bugüne kadar devletim, eşit egemenliğim tanınmazsa hiçbir temas yapmam, masaya oturmam, yemek yemem, selam bile vermem diyen Ersin Tatar, 15 Ekim’de New York’a, sırf Antonio Guterres ve Nicos Christodoulides’in masa muhabbetlerini çok sevdiği için mi gidiyor?”
-*-*-
Soru 2: “Sevgili Yapay Zeka, Antonio ve Nicos’un içki alemleri, masa muhabbetleri, Çatalköy eski Belediye Başkanı Mehmet Hulusioğlu’ndan daha mı iyidir?”
-*-*-
Gelelim 3’üncü soruya: “… Yapay Zeka gardaccığım, tamam Guterres Lefkoşa’da ya da ne bileyim, Girne veya Larnaka’da, Ledra Palace Hotel’de bir yemek organize edip, haydi şerefe içelim dostlar diyecek bir vakte sahip değildir ve meşgul bir adamdır… Ama sırf sadece sohbet etmek, sosyalleşmek, Ersin beyin meyhane sohbetinden keyif almak için mi taaaa New York’ta bir yemek organize etmektedir?”
-*-*-
Soru 4: “Dear AI, pardon Türkçe sorayım sevgili Yapay Zeka… Canım kardeşim, büyük yardımcım… Sence, Recep Tayyip Erdoğan onaylamasa, Ersin Tatar, bu yemeği, bundan öncekiler gibi reddetmez miydi? Yanıtların için şimdiden teşekkür ederim…”
-*-*-
Ve Yapay Zeka’nın yanıtı: “Bana sorma, git geri zekalılara sor!”
-*-*-
Yapay Zeka bu yanıtı verdikten sonra, son bir soru daha sordum, tabii ki affına sığınarak ve dedim ki; “… Peki gardaccığım, Ersin Tatar, KKTC’de ne kadar faşo örgütçük ya da adamcık varsa, hepsini topladı ve bilindik nakaratı tekrar etti; bu nedir?”
-*-*-
Yapay Zeka’nın yanıtı şöyle:
“… Ersin Tatar adlı kişinin Kıbrıs sorununun çözümü veya devletin sorunları ile alakalı zerre kadar derdi yoktur… Bu kardeşimizin tek derdi, bir kez daha cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmak ve Türkiye’nin bir kez daha kendisini seçtirmesidir… Ancak partisinin ilk cumhurbaşkanlığı seçimindeki olası adayları sıralamasında, üçüncülük için Zorlu Töre ile yarışmaktadır… Selam Aleyküm…”
KKTC’de kimsenin umurunda olmayan MİK işleri!
Okullarımızdaki güçlendirme rezaleti hala tamamlanmadı…
KTOEÖS yöneticilerinin açıklamalarını bir daha yazmama gerek var mı bilemem!
-*-*-
Güçlendirme ihaleleri, Kamu İhale Yasası’na aykırı yapıldı ve yapılıyor…
-*-*-
Peki bu konuda Merkezi İhale Komisyonu veya Rekabet Kurulu ne yapıyor?
-*-*-
Hiç!
-*-*-
MİK!
Merkezi İhale Komisyonu!
Üç üyesinin görev sürelerinin dolduğu belirtiliyor ve bu konuda çok ağır ithamlar var!
Yarın bu konu mahkemeye düşerse ve üç üyenin imzalarının geçersiz olduğuna hükmedilirse – ki olasılık dahilindedir – pirincin taşını kim aklayacak?
-*-*-
Bu devleti ciddi, iyi, dürüst yönetmek için yasalar yeterlidir!
Önemli olan yönetenlerin iyi ve dürüst, aynı zamanda yasalara uymayı hedef edinmiş kişiler olmasıdır!
Kimsenin mi umurunda değildir bu konu?
Bilmem anlatabildim mi?
İğrenç olayın coğrafyası!
Köyümüzün adını da, 65 yaşındaki adamın adını da yazmak istemem…
Geçen haftaya damga vuran bir olaydı…
-*-*-
Olay polise ve mahkemeye de yansıdı…
Ve medyada, adamın ismi ile açık bir şekilde yer aldı…
-*-*-
İddialara göre, 65 yaşındaki bir adam, oğlunun nişanlısının 9 yaşındaki kızına cinsel tacizde bulunmuştu…
-*-*-
Mide kaldırmayan iddia…
-*-*-
Bu çirkin iddiada bir köyümüzün adı geçmişti…
Olaya o köylüler ve muhtarı ciddi tepki gösterdi…
“Bizim köyümüzde böyle bir olay yaşanmadı, adı geçen 65 yaşındaki kişi de köylümüz değildir…”
-*-*-
Bu tür inanılmaz çirkin olaylar elbette Dünya’nın bir çok ülkesinde olmaktadır…
Her gün öğleden sonra Türkiye televizyon kanallarının programlarında ve haber bültenlerinde, günlük yaşamın ana parçası olarak görüyoruz bu olayları…
-*-*-
Ve hem televizyonda gördükçe hem de bu ülkede tanık oldukça, aklıma bir slogan geliyor: “Türkiye’de ne varsa, KKTC’de de olacak…”
Derviş’e sormuşlar; “Deve türkü söyler mi?”… “Dinleyecek eşek bulursa gazel bile okur” demiş…