İşkenceden ölen Uğur Kantar’ı öldürenler Kolordu’da yargılanmaya başladı… İddialar korkunç:
“Komutan gardiyan erlere ‘Size stres topu getirdim, hadi oynayın’ dedi”
Kuzey Kıbrıs’ta askerlik yaparken “Disko” olarak tabir edilen disiplin koğuşuna konulan 25 Temmuz günü gardiyan olarak askerlik yapan erler Fırat Keser ve Ayhan Aslan tarafından ciddi şekilde dövülen, güneş altında sandalyeye kelepçelenerek tutulan ve daha sonra yaşama veda eden Uğur Kantar’ın ölümüyle ilgili dün ilk duruşması Kolordu Komutanlığı’nda yapıldı. Daha önce askerlik yapan, aynı yerde dayak ve şiddete maruz kalan askerlerin katılımıyla gerçekleşen duruşma 16 Aralık’a ertelendi.
AYDIN KANTAR: “OĞLUMA YAPILANLAR İNSANLIK DIŞI
Uğur Kantar’ın babası Aydın Kantar da duruşmada hazır bulundu. Kantar oğlunun iştimaya geç kaldığı için bu şekilde cezalandırılmasını insanlık dışı olarak gördüğünü söyledi. Kantar “canilerin yargılanması ve bütün Türkiye’nin onları görmesini istediğini” söyleyerek herkesin çocuğunun bu duruma düşebileceğini vurguladı. Kantar, “Başka Uğurlar burada ölmesin, başka kardeşlerimiz burada işkence görmesin” diye tepkisini dile getirdi. Çok acılı olan baba Kantar, uykularının kaçtığını ve hayatının altüst olduğunu söyledi. Çocuğunun banyoda üstüne su sıkılarak işkence gördüğünü, sıcağın altında susuz bırakılarak ölüme terk edildiğini söyleyen Kantar, “bunu bir insanın yapamayacağını” belirtti. “İnsan olmak için adam öldürmek mi gerekir” diye soran Kantar bunları yapanların insan olmadığını söyledi. Oğlunu başına haşlanmış su döktüklerini söyleyen Kantar, “Nöbette sigara içmenin suçu ölüm mü olmalıydı” diye isyan etti. Oğlunun sağlık raporlarını da gösteren Kantar askerliği sırasında “Gemi Adamları Sağlık Muayene Formu”nda sağlıksız hiçbir işaretin olmadığını söyledi.
KOZAĞAÇLI: “DAVANIN PEŞİNDE OLACAĞIZ”
Ailenin iki avukatından biri Selçuk Kozağaçlı mahkemenin sanıkları dinlemesini istediklerini söyleyerek sanıkları ve görgü tanıklarını ilk dinleyen yargıcın karar verme yetkisinin olduğunu vurguladı. Kozağaçlı, askeri mahkemenin Türkiye’de Sivil Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınmasına şimdilik ret cevabı verdiğini söyleyerek suçun ağır olduğunu ve müebbet hapis cezası alınması gerektiğini belirtti. Kozağaçlı, Uğur Kantar ile birlikte aynı hapishanede işkence gören yirmiye yakın askerin hapishanenin müdürünün “Haberim, bilgim yok” diye konuşmasının “kabul edilemez” olduğunu söyledi. Dişi kırılan, kemikleri kırılan birçok askerin aynı hapishanede olduğuna dikkat çeken Kozağaçlı, “Askerlikten içerdeki komutanlar soğutuyor” diye konuştu. İddianamenin okunmadığını söyleyen Kozağaçlı, 16 Aralık’a ertelenen davanın gardiyan er Ayhan Aslan’ın 13 Aralık’ta askerliğinin bitmesi ile çelişkili olduğunu söyledi. Davanın arkasında ve peşinde olduklarını söyleyen Kozağaçlı, Kuzey Kıbrıs’ın için önemli dava olduğunu ve başka canların yanmaması için çalıştıklarını sözlerine ekledi.
KARAMELEK: “ASKERE GÜVEN KALMADI”
Uğur Kantar’ın akrabası Mehmet Karamelek de bölük komutanının yalan söylediğini ve kendilerini oyaladığını söyledi. Kantar’ın GATA’ya geldiği zaman beyin ölümünün gerçekleştiğini söyleyen Karamelek, Uğur Kantar’ın bilinçli ve sistemli bir şekilde öldürüldüğünü belirtti. Komutanın gardiyan erlere, ‘Size stres topu getirdim, hadi oynayın’ demesinin insanlık dışı olduğunu söyleyen Karamelek, Uğur’a 80 gün işkence edildiğinin altını çizdi. Küçük bir erkek çocuğunun olduğunu söyleyen Karamelek, “Çocuğumu askere göndermemek için elimden geleni yapacağım gerekirse yurt dışına kaçıracağım” diye konuştu.
KANATLI: “VAHŞETE SON VERİLMELİ”
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnsiyatifi de Kolordu Komutanlığı önünde bir basın açıklaması yaptı. İnisiyatifi temsilen Murat Kanatlı, gençliğinin baharında hiç tanımadığı bir memlekete “zorunlu askerlik hizmeti” için gönderilen ve saatlerce güneş altında elleri kelepçeli bir şekilde bırakılıp ölesiye dövülerek öldürülen Uğur Kantar’ın ölümünün Genelkurmay’ın zabıtlarına “zayiat” olarak geçirilmesine tepki gösterdi. Kanatlı, “Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklamalarla askerliğini tamamlamış her vatandaşın bildiği bir gerçeğin üzerini örtmeye çalışıyor” diyen Kanatlı, askerin diskolarda yaşanan vahşete gözlerimizi yummamızı istediğini söyledi. Kanatlı şöyle devam etti: “İşkence ve kötü muameleyi onlara öğretildiği gibi diskoda uygulayan iki gardiyanı tutuklayarak kimse temize çıkamaz. Herkes biliyor ki komutanlarının izni olmadan hiçbir asker başka bir askere böyle bir işkenceyi yapamaz. Genelkurmay TSK’da işkencenin sistematik olmadığını ispat etmek istiyorsa bağımsız ve sivil denetime açık bir denetleme sisteminin kurulmasına engel olmaktan vazgeçmelidir.”
GATA’YA GÖNDERİLMİŞTİ
Uğur Kantar gördüğü işkenceden sonra birlik revirine götürüldü. Ancak gardiyanlar tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığı bilgisi verilmediği için ilk incelemede Uğur’un sadece aşırı sıcak ve susuzluğa bağlı olarak rahatsızlanmış olabileceği düşünüldü. Yapılan muayenede şuurunun kapalı, genel durumunun kötü ve reflekslerinin olmadığı görüldü. Durumunun aciliyeti üzerine Uğur, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Bilinci kapalı şekilde acil servise alınan Uğur’un ateşinin 42 derece olduğu, sürekli güneşe maruz kaldığı, idrar kaçırdığı ve atipik hareketler yaptığı tespit edildi. Durumunda iyileşme olmaması üzerine 26 Temmuz günü ambulans uçakla Ankara GATA’ya sevk edildi. Uzun süre yoğun bakım ünitesinde tutulan Uğur Kantar, 12 Ekim günü yaşamını yitirmişti.