Yarım asırlık yalan!

Serhat İncirli

TAK Ajansı’nda bir haber… “… Türkiye-KKTC 2024 Yılı İktisadi ve Mali İş birliği anlaşmasının yürürlüğe girdiği bildirildi…”

Neymiş bu anlaşma?

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıklamış ne olduğunu!

Ve demiş ki, “…  Anlaşma ile ulaştırma, altyapı, turizm, sanayi, eğitim, sağlık, enerji, tarım, modern sulama, girişimcilik gibi birçok alanda sürdürülen projeler kapsamında, 2023 yılından devirlerle birlikte yaklaşık 16 milyar lira ödenek tahsis edildi…”

Peki başka?

Yine Yılmaz demiş ki; "… KKTC ile birlikte Kıbrıs Türkü'nün ekonomik ve sosyal açıdan daha güçlü bir seviyeye gelmesi için işbirliği ve dayanışma içinde çalışacak ve anlaşmada yer verdiğimiz projeleri gecikmeksizin tamamlayacağız. Kıbrıs Türkü'nün hürriyeti ve güvenliği nasıl milli davamız ise üreten, büyüyen, müreffeh, mali yapısı güçlü bir KKTC de bizim milli meselemizdir. Bugün tüm süreçleriyle yürürlüğe giren anlaşmanın ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum."

-*-*-

1974 sonrasında, Kuzey Kıbrıs’tan, Kıbrıs Türk Federe Devleti’nden ve akabinde de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adını alan “şeyden” sorumlu her TC ilgilisi yani kimisine göre bakan, kimi zaman başkan yardımcısı ama gerçekte “Genel Vali”ler; hep aynısını söylemişlerdir!

-*-*-

Kıbrıs Türkü’nün güvenliği!

Kıbrıs Türkü’nün ekonomik ve sosyal açıdan daha güçlü bir seviyeye gelmesi falan!

Ne bitmek bilmez bir yalanmış!

Her göreve gelen, aynı cümleleri hep tekrar ediyor!

Hep aynı anlaşmalar imzalanıyor, aynı sözler, aynı vaatler!

Yarım asırlık yalan!

-*-*-

Bitmeyen, bitirilemeyen projelere bakarsanız (külliye hariç maşallah); sadece elektrik ve nüfus meselesine göz atarsanız; bu sözlerin gerçekten yalandan ibaret olduğunu anlarsınız!

-*-*-

Sayın Cevdet Yılmaz, dün sabah 01.20’de bile bizim mahallede elektrik kesildi!

-*-*-

Nüfusu bilmiyoruz!

Neye göre plan yapıyor ve para gönderiyorsunuz?

Hikaye anlatmaktan vazgeçin lütfen!

-*-*-

Kimin güvenliği?

Allah aşkına vazgeçin bundan!

Kıbrıs Türkü’nü tehdit eden yok!

Haaa Kıbrıslı Türkler mi?

Kimin umurunda!

Onları zaten bitirdiniz!

-*-*-

Efendim, bunları ben mi yazıyorum sadece?

Yooook!

Sadece dün yayımlanan birkaç gazetemize bakın, ortadaki manzarayı göreceksiniz!

Elektrik yok!

Gemi denizde bozuldu, yolcular limanda rezil oldu!

Bütçede kara delik!

Bu arada bir ekleme yapayım; sizin külliyeyi bitreceksiniz de, bizimkilerin o külliyeye lamba alacak parası olmadığı gibi; o lambayı yakmak için harcayacağı elektrik bütçesi de olmayacak!

-*-*-

Bilmem anlatabildim mi?

Atma Cevdet biz kardeşiz!

Yoksa Recep miydi O!

Neyse!


Sahte devletin çökme meraklısı sahte milliyetçileri!

Her türlü riski göze aldı, ne isterse olsun, adam geldi parasını KKTC denilen bu devlete yatırdı!

Hem de ne para!

Hem de ne yatırım!

-*-*-

Şimdi, bu adama yani KKTC’ye yatırım yapan Simon Aykut’a, O’nun gibi olan diğer yatırımcılara, normal bir KKTC milliyetçisi, mesela Ersin Tatar gibiler ne yapmalıydı?

Sahip çıkmalıydı!

Çıkmadılar!

Bırakın çıkmamayı, hiç utanmadan adamın malına çökmek için tinyozluk ediyorlar!

-*-*-

Aynı şey, Karpaz Gate Marina’yı inşa eden David Lewis ve öteki İsrailli iş insanları için de geçerliydi…

“KKTC sonsuza dek yaşatılmalıdır, yaşatılacaktır” diyen herkes, normal şartlarda KKTC’ye milyarlar yatıran bu insanlara sahip çıkmalıydı!

-*-*-

Biz ne yaptık?

Daha doğrusu Ersin Tatar’ın ahbabı faşist gronkçular ne yaptı?

“İsrail topraklarımızı ele geçiriyor” diye bağırıp çağırmaya başladı…

Propaganda saçmalığında ve rezaletinde o kadar ileri gittiler, o kadar yalanlar söylediler ki, 2011’de yaşamını yitiren David Lewis’i, hiç çekinmeden İsrail ajanı, Mossad elemanı falan yaptılar!

-*-*-

Efendim Kıbrıs Cumhuriyeti, Simon Aykut’u tutuklamış!

Rumların yaptığına da “adamlık” denmez ama bizimkilerin yaptığı, tam ısgartalıktır!

-*-*-

Rumlar, “topraklarımızı çaldı üzerine inşaat yaptı ve satıyor” diyerek Simon Aykut’u yargılayacak!

Peki, “KKTC sonsuza dek yaşayacakçı yavşaklar” ne yapıyor?

Adamın malına çökme derdinde!

Pis hırsızlar!

Ahlaksızlar!

-*-*-

Bunların, neden çözüm düşmanı olduğunu şimdi anladınız mı?

-*-*-

Herkesi Rumcu, Rum yanlısı ilan eden bu faşist güruh; şu anda Rum faşistlerle iş birliği yapar durumdadır!

-*-*-

Simon Aykut Kıbrıs Cumhuriyeti’nde tutuklandı!

Simon Aykut gibilere “yürüyün, arkanızdayız” diye çığlık çığlığa destek sözü açıklayan Ersin Tatar, panayır panayır geziyor; adamları da Rumların hapse soktuğu masum yatırımcıların mallarına çökmek için salya akıtıyor!

Yerim sizin KKTC’ciliğinizi!

-*-*-

Ve şunu da ekleyeyim…

İsrail Devleti’nin Gazze’de yaptığı vahşet ve soykırımla, bu meseleleri karıştırmayın sakın…

İsrail’de on binlerce insan, kendi devletlerinin yaptığı utanmazlığın ve işlediği suçun karşısındadır…

Sakın, “çökme çabanızın” ırkçılık ve gronkçuluk temelli olduğunu bu konuyu öne çıkarıp da örtmeye çalışmayın!


Fidias bile sizinle dalga geçti!

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki ilk bağımsız milletvekili olan sosyal medya masgarası Fidias Panayiotou (Fotoğraf), Kayıp Şahıslar Komitesi'nin Kıbrıslı Rum üyesi Leonidas Pandelidis ile bir youtube yayını yapmış!

-*-*-

Haziran ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sürprize imza atarak bağımsız milletvekili seçilen Fidias, bu yayında, Kıbrıs'ın kuzeyindeki nüfusun, güneydeki nüfusa yaklaştığına dair resmi olmayan veriler olduğunu belirtti…

-*-*-

Güney’de nüfus 1 milyona dayandı…

Resmi bilgidir bu…

Resmi ve sağlam sayım yapılarak açıklanan rakam bunu gösteriyor…

-*-*-

Oysa Kuzey Kıbrıs coğrafyasında kaç insan yaşadığını kimse bilmiyor!

-*-*-

Neden kimse bilmiyor?

Neden kimsenin bilmesi de istenmiyor?

Çünkü ortada savaş suçu var!

-*-*-

Neyse!

Fidias bile, "Kıbrıslı Türkler azınlık durumuna geldiklerini gördükleri için Kıbrıs sorununun çözümünü isteyebililirler" diyor!

-*-*-

Yani, bir şaka insan, bir internet maskarası bile gerçeği görebilirken; bizim göremiyor ve tükeniyor olmamız, bana çok üzüntü veriyor!

Budur aslında anlatmaya çalıştığım!

-*-*-

Pandelidis de bu konuda şunu söylüyor:

“… Sözde hükümetin kendisi bile nüfusu tam olarak bilmiyor. Mevcut cep telefonu kartlarının miktarına göre hesaplama yapıyorlar"…

-*-*-

Peki bizde utanan var mı?

Mesela bir hükümet üyesi ya da Ers kardeş?

Utanıyor musunuz?

Toplumun da mı umurunda değil?

Siz de haklısınız!