Kıbrıs Cumhuriyeti ve Rusya’nın dışişleri bakanları Doğu Akdeniz’i konuştu. Avrupa Birliği Konseyi’ne hitap etti, Cumhurbaşkanı… Enerji Bakanı “yeşil enerji” projelerini anlattı ve enerji maliyetini düşürmek için yeni yol haritasını açıkladı; Kıbrıs ve Hindistan, yenilenebilir enerji, araştırma ve yenilik alanlarında işbirliğini teyit etti. Yenilik ve Araştırma Başuzmanı, Dubai’de çalışma yaptı. Kıbrıs ve Mısır, iki ülke arasındaki elektrik bağlantısının kurulması için mutabakat zaptı imzaladı. Polonya Cumhurbaşkanı, Baf şehrinin altın anahtarını aldı.
Böyle bir “yarısı” var adanın…
Bir de öteki yarısı ya da “yarası” var.
Panayır panayır geziyor Cumurbaşkanı ve “ırk” dersleri veriyor!
Anadolu’da “valilerce” kabul ediliyor (!)
“Valilik Şeref Defteri”ni imzalarken Hatay’da, “Kıbrıslı diye bir millet yoktur. Kıbrıs'ta ya Türk'sünüz ya Rum'sunuz” diye buyuruyor.
Kim bilir yeni Külliye’de “gaz odaları” da kurulacak yakında (!)
Siyasi ahlak çökerken ve yoksulluk büyürken adanın kuzeyinde, iyice görünmez ve bilinmez olurken gelecek, Cumhurbaşkanı’nın ve aslında onun temsil ettiği “ulusal” zihniyetin sözlüğü oldukça geniş: “Türklük, Rumluk, bayrak, ezan.”
* * *
Kıbrıslı Türklerin yerine Kıbrıs’ta Türklerin yılmaz savunucuları olarak kendi yarattıkları çirkefi görmezden gelenler, gelecek belirsizliği ve onca kirliliğin üzerini milliyetçilikle örtüyorlar.
Başka da bir sermayeleri yok çünkü!
* * *
“Geleceğimiz Türkiye’yle birliktedir.”
Niye Avrupa değil?
Niçin?
Son bir haftanın gelişmelerine bakalım örneğin!
"Kara Para Aklama" nedeniyle "gri listeye" alındı Türkiye.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi emsal bir kararla ifade özgürlüğü ihlaline -belki bininci kez- işaret etti.
“Dünya Sefalet Endeksi”nde 156 ülke içinde 21'inci sırada; Ermenistan, Etiyopya, Yunanistan, Pakistan'ın falan tümünden daha karamsar bir tablo var ortada…
Peki "hukukun üstünlüğü?"
Yine geçen hafta yayınlandı liste ve Türkiye 139 ülke arasında 117'inci sırada yer aldı.
* * *
Elbette üzülüyoruz bunun için ama demokrasi, ekonomi, özgürlükler anlamında Türkiye'nin "büyük derdi" başından aşkın!
Avrupalı bir gelecek hayali var oysa, Kıbrıs insanının…
Niye ısrarla yönümüzü değiştirmek ve bu adayı bir “alt yönetim” seviyesine getirmek istiyorlar?
Türkiye'yle gün gele Avrupa çatısı altında da buluşabiliriz.
Çok daha iyi olur böylesi…
Üretmezsek, yönetmezsek, gelişmezsek de kendimizle yüzleşiriz.
* * *
Ada yarısını içimizin yarası yaptılar.
Sızlıyor da sızlıyor.