Anadolu'dan Kıbrıs'a "yasaklı" şarkılar
-----------------------------
Büyük öğrenci hareketlerinin, ideolojik kamplaşmaların, olaysız geçmeyen günlerin, sokak çatışmalarının, üniversite boykotlarının, tutuklamaların, idamların, muhtıraların, 12 Mart’ların ve daha sonra da 12 Eylül’lerin yaşandığı döneme YASAKLI ŞARKILAR da damgasını vurur.
Cem Karaca… Emrah: Sözlerinde ‘Ak memeler...” var / Namus Belası : (Kötü örnek.)
Tamirci Çırağı: Komünizm propagandası / Zülfü Livaneli... Şarkışla Türküsü: Sözlerde ‘Deniz’ adı geçiyor. Deniz Gezmiş için yapıldığı açık... HEPSİ YASAKLI...
-----------------------------
Erdinç GÜNDÜZ
Türkiye tarihinde bir dönem vardır ki bu dönemin nasıl bir dönem olduğunu, yaşayanlar bilirler. 1965 ile 1980 yılları arasındaki yaklaşık on, onbeş yıllık süreyi kapsar bu dönem. Büyük öğrenci hareketlerinin, ideolojik kamplaşmaların, olaysız geçmeyen günlerin, sokak çatışmalarının, üniversite boykotlarının, tutuklamaların, idamların, muhtıraların, 12 Mart’ların ve daha sonra da 12 Eylül’lerin yaşandığı dönemdir bu dönem. Herkesin birbirine kuşkuyla baktığı “Sonunda ne olacak acaba ?” dediği yıllardır bunlar. Bir yanda ‘Devrim’ çığlıkları atanların; bir yanda ‘devrim’ isteyenlere “Komünistlere ölüm...” diye saldıranların; ama en önemlisi “Memleket elden gidiyor..” diye ağlayanların, “Bunları tutup meydanlarda darağacına çekeceksin, süt-liman olur her taraf” diyenlerin yıllarıdır.
‘Yasakların’ yıllarıydı bu yıllar. Her tür sakalın, her tür bıyığın, her tür giysinin bir ‘anlamı’nın olduğu yıllardır. Aslında, akla gelebilecek herşeyden ama herşeyden ‘kuşkulananların’ yıllarıdır. Okumak için satın aldığınız bir kitap veya bir gazetenin bile tutuklanmanıza neden olabileceği yıllardır. Hatta dinlediğiniz bir plak, gittiğiniz bir konserin bile başınıza dert açabileceği yıllardır.
***
Söz konusu yıllarda TRT, Türkiye’nin tek yayın kuruluşudur. Zor, hem de çok zor bir görev bindirilmiştir ‘kurum’ üzerine. Bir yandan günlük ‘olağan’ hale gelmiş öğrenci hareketleri ile dolu haber bültenleri, bir yandan durumu kontrol altına almaya çalışan yöneticilerin baskıları, TRT’de, bırakın Haber, Haber Programları’nı, diziler, sinema filmleri, hatta ve hatta müzik programlarını bile inanılmaz bir şekilde etkilemektedir.
Tüm bunlar olurken, Türkiye müzik endüstrisi de, ağır aksak adımlarla da olsa gelişme süreci içindedir. Birşeyler üretilmeye çalışılıyor, üretilenler için tüketici arayışı da sürmektedir. İdeolojik akımların temsilcileri de ‘tüketiciler’ arasındadır ve büyük bir potansiyeldir müzik yapımcıları için. Öyleyse onlar için de birşeyler üretilmelidir. Üretilir de.
Tek yayın kuruluşu olan TRT, üretilenlerin müzikseverlere aktarılması için en önemli araçtır. Bu nedenle de müzik üreticilerinin çoğunluğunun hedefi, TRT’nin, televizyonu ile radyoları ile yayınlayabileceği şeyler üretmektir. Bu durumda TRT, kuruluşa ulaştırılan eserleri kendi değerlerine göre bir elekten geçirme kararı alır. Bir Müzik Denetleme Kurulu oluşturulur. Müzik dünyasında üretilen herşey bu kurula ulaştırılmakta, orada inceden inceye değerlendirilmekte bir karar verilmektedir: “Yayınlanır” veya “Yayınlanamaz”.
Böyle bir yetkiyle donatılan TRT Müzik Denetleme Kurulu astığı astık, kestiği kestik bir ‘tek otorite’ haline geliverir müzik piyasasında. “Sözler kötü’, “Bozuk Türkçe”, “Prozodi hatası var”, “Müzikalite bakımından yeterli değil”, “Siyasi mesaj içeriyor” ,”Müstehcen” , “Yoz Müzik” ve benzeri gerekçelerle “Yayınlanamaz’ damgası yiyen şarkılardan oluşan büyük mü büyük bir liste oluşuverir kısa süre içinde. Bu şarkılar, plaklar yapılmakta, piyasaya sürülmejkte ama TRT’nin radyo ve televizyonunda çalınamamaktadır.
***
İşte tam da o dönemde, “yasaklı” ilan edilen birkaç örnek şarkı ilişiverdi gözüme internet sitelerinden birinde. ‘Yasaklı şarkılar’ beni aldı taa o yıllara götürdü.
Barış Manço :
Arkadaşım Eşşek : İnsanın arkadaşı eşek olamaz. (Manço’ya ‘Kuzu’ olarak değiştirmesi önerilmiş.
Lambaya Püf De : Erotik.
Ölüm Allaın Emri: Girişte zurna kullanılmış. (Pop müzikte zurna kullanılamaz). Sözlerde karamsarlık var.
(Hatta ve hatta) Bir Bahar Akşamı: TS Müziğinin ‘yozlaştırılmış’ bir örneği. Bir pop müzik şarkıcısı Türk Sanat Müziği okuyamaz.
Musa Eroğlu:
Yolun Sonu Görünüyor : İntiharı özendiriyor.
Orhan Gencebay:
Batsın Bu Dünya : Düzene isyan var. Karamsarlık var. İnsanların ruh halini bozuyor.
Cem Karaca:
Namus Belası : (Kötü örnek.)
Tamirci Çırağı : Komünizm propagandası.
1 Mayıs : Komünizm propagandası. Komünist şarkısı.
Not: Siyasi oldukları gerekçesiyle Cem Karaca’nın tüm şarkıları yasaklanır.
Zülfü Liveneli:
Şarkışla Türküsü: Sözlerde ‘Deniz’ adı geçiyor. Deniz Gezmiş için yapıldığı açık.
Hoşça Kal Kardeşim Deniz : Deniz Gezmiş için yazılmış.
Sezen Aksu:
Sarışınım : Bestecisi Ermeni
Özdemir Erdoğan:
Gurbet: Türk Halk Müziği motifleri.
İkinci Bahar: Türk aile yapısına ters. Ahlaka aykırı.
Adnan Şenses:
Doldur Meyhaneci : Halkı içki içmeye özendiriyor.
Şenay:
Hayat Bayram Olsa: Komünizm propagandası yapılıyor.
Melike Demirağ:
Arkadaş: Üstü kapalı komünizm propagandası. Üstelik şarkının bestecisi ve söz yazarı da Şanar Yurdatapan.
Ninni: Düzeni eleştiriyor. Üstelik bestecisi ve söz yazarı Şanar Yurdatapan.
Esmeray:
İnsanız: Eleştiri var. Söz ve müzik Şanar Yurdatapan’ın.
Bir Beste: Eleştiri var. Söz ve müzik Şanar Yurdatapan’ın.
Şanar Yurdatapan:
Tüm eserleri: Komünist.
Anonim Türkü:
Ormancı: Devlet memurunu yeriyor.
TSM:
Ada Sahilleri: Yassı Ada’yı çağrıştırıyor.
v.s. v.s. v.s.
İnternet sitesindeki listede yok ama ben, şarkıları yasaklanan başkalarını da hatırlıyorum. Örneğin Selda Bağcan, Ruhi Su, Rahmi Saltuk, Aşık İhsani, Aşık Mahsuni Şerif ve daha niceleri.
Dönemin en ilginç yasaklamalarından biri de, şarkılarını Türkçe olarak da plağa okuyan yabancı şarkıcılara gelmişti. Adamo, Sacha Distel, Marc Aryan, Dario Moreno, Juanito gibi..
Gerekçe de çok ilginçti: ‘Güzel Türkçemizi bozuyorlar....’
Bir başka ilginç yasak ise (ASALA’nın terörist eylemler yaptığı yıllardı) Ermeni asıllı, Fransız şarkıcı Charles Aznavour’a getirilmişti.
Gerekçe: Ermeni asıllı.....
Ve Bayrak Radyosu. Neler yasaklıydı?
----------------------
Bayrak Radyosu'na bir gün sayfalar dolusu bir ‘yasaklar’ listesi geliverdi!.. “Bayraktarlık” imzasını taşıyordu bu liste. ‘Büyük tehlike’nin şarkılarda olduğunu keşfeden birileri tarafından hazırlanmıştı besbelli. Neler, kimler vardı bu listede ?
Cem Karaca – Bütün şarkıları.
Selda Bağcan – Bütün şarklıları.
Zülfü Livaneli- Bütün şarkıları.
Şanar Yurdatapan- Bütün şarkıları.
Ruhi Su- Bütün şarkıları.
Sözleri Nazım Hikmet’e ait tüm şarkılar.
Daha neler neler, kimler kimler....
Gerekçe: “Bölücülük......” veya ‘Komünizm propagandası...’.
----------------------
Türkiye’de bunlar olurken Kıbrıs’ta Bayrak Radyosu ne yapıyordu ?
25 Aralık 1963 tarihinde ilk yayınını yapan Bayrak Radyosu, bir ‘Askeri Radyo’ olarak kurulmuştu. İlk Müdürü de bir TMT mensubuydu. Daha sonra, Müdürlük dahil tüm yönetici kadrosu CBC’den (Cyprus Broadcasting Corporation-Kıbrıs Yayın Korporasyonu) gelen sivillere verilmişti. Ama kuruluş, doğrudan doğruya Bayraktarlığa bağlıydı. Yani ‘Askeri Radyo’ özelliğini korumaya devam ediyordu. 1983 yılında ‘Kurum’ oluncaya kadar da öyle kaldı.
Müzik yayınları bağlamında, 70’li yıllara kadar Bayrak Radyosu’nda özel olarak yasaklanan müzik olmadı. Bir şarkı veya türküyü yasaklama veya kullanmaktan kaçınma, Radyo Program Amirliği ama özellikle de programcıların oto-kontrolü altında sürdürüldü. Örneğin, açıktan ideolojik mesaj içeren şarkılar, yahut erotik sözleri olan olan şarkılar (Türkçe veya İngilizce) program yapımcılarının kendi insiyatifleri ile yayınlarda yer almamaktaydı. Sonra, ne olduysa oldu, bir gün sayfalar dolusu bir ‘yasaklar’ listesi geliverdi programcıların önüne. “Bayraktarlık” imzasını taşıyordu bu liste. ‘Büyük tehlike’nin şarkılarda olduğunu keşfeden birileri tarafından hazırlanmıştı besbelli. Neler, kimler vardı bu listede ?
Cem Karaca – Bütün şarkıları.
Selda Bağcan – Bütün şarklıları.
Zülfü Livaneli- Bütün şarkıları.
Şanar Yurdatapan- Bütün şarkıları.
Ruhi Su- Bütün şarkıları.
Sözleri Nazım Hikmet’e ait tüm şarkılar.
Daha neler neler, kimler kimler....
Gerekçe: “Bölücülük......” veya ‘Komünizm propagandası...’.
İsimlere ek olarak bir de uzun mu uzun ‘şarkılar’ listesi vardı. Topyekün yasaklanmayan ama bazı şarkıları ve türküleri ‘sakıncalı’ bulunan bir sürü şarkıcının, türkücünün, bir sürü şarkısı türküsü...
Gerekçeler: ‘Sözleri sakıncalı...’, ‘İdeolojik...’ , ’Müstehcen....’, ‘Karamsarlık...’ v.s.
İsmen yasaklanmış yabancı şarkıcılar da vardı listede. Örneğin Charles Aznavour. Gerekçe Türkiye’dekinin aynıydı: “ASALA’ya destek veriyor. Ermeni asıllı...”.
Yahut George Moustaki veya Demis Roussos veya Nana Mouskuri...Gerekçe: Yunan asıllı...
“GÜZEL TÜRKÇEMİZİ BOZUYORLAR....”
Listenin en ilginç yasakları ise, şarkılarını Türkçe okuyan yabancı sanatçıların tümüne gelmişti. Bunun da gerekçesi Türkiye’dekinin aynıydı: “Güzel Türkçemizi bozuyorlar....”
Çok tarıtışılmasın gereken bir listeydi aslında. Özellikle de tüm şarkıları yasaklananlar. Çünkü söz konusu şarkıcıların ‘aşk’ temalı, ‘sevgi’ temalı, ‘doğa, çiçek’ temalı şarkıları da vardı. Hatta Nazım Hikmet’in de. Ama tartışılması yasak’tı. ‘Bayraktarlık’ emir vermişti ve bu emir uygulanacaktı. Uygulandı da.
Herkes işini gücünü bıraktı, tüm plaklar, tüm bantlar teker teker taranmaya başlandı. Plaklar üzerine YASAK etiketleri yapıştırıldı, bantlardaki yasaklı şarkılar silindi, yok edildi.
Uzun yıllar yürürlükte kaldı Bayraktarlığın ‘Yasak’ listesi. Hiç kimse “Falanca şarkıya, filanca şarkıcıya getirilen yasak yanlış” deme cesaretini gösteremedi.
Bayrak Radyosu’nda bu süre içinde ne Charles Aznavour’un ‘La Boheme’ şarkısı çalındı ne de Zülfü Livaneli’nin ‘Özgürlük’ şarkısı.... Ne Cem Karaca’nın ‘Baba’ şarkısı çalındı, ne de Ruhi Su’nun ‘Büyük Taarruz’u ... Ne Selda’nın ‘Dane Dane Benleri Var’ türküsü çalındı, ne de Ajda Pekkan’nın ‘Petrol’u.... Ne Melike Demirağ’ın ‘Arkadaş’ şarkısı çalındı ne de Orhan Gencebay’ın ‘Batsın Bu Dünya’sı... Ne Dario Moreno’nun ‘Aşkımız Bitti’ şarkısı çalındı ne de Adamo’nun ‘Her Yerde Kar Var’ı.