'YAŞAM KALİTESİ DÜŞÜYOR'

Hayat pahalılığına işaret eden vatandaş, asgari ücretli çalışanın geçim derdinden yakındı…

Fehime ALASYA

Yaşam kalitesinin hayat pahalılığı ile gün be gün düştüğünden dert yanan vatandaşlar, sadece acil ihtiyaçlar için çalışır olduğunu vurguladı.

Hayat pahalılığının etkisini ise en fazla özel sektör çalışanları ve esnaf hissediyor.

Özel sektörde çalışmanın, hayat pahalılığında çok daha zor olduğu konusunda hemfikir olan vatandaşlar, asgari ücretle, normal standartlarda geçinmenin mümkün olmadığını belirtti.

Özellikle kirada kalıp ev sahibi olmayan insanların geçinmekte çok zorlandığını anlatan vatandaş,  hayat pahalılığı denildiği zaman ürperiyor.

Hayat pahalılığı denildiğinde ilk akla gelenin ‘elektrik, su, telefon, benzin, market’ gibi giderlerin olduğun ifade edenler, bunun dışında kalan harcamaların artık ‘lüks’ olduğunu kaydetti.

Asgari ücretin döviz karşısında gün be gün eridiğine dikkat çeken vatandaş, “özel sektör çalışanı hayat pahalılığıyla nasıl başa çıksın?” diye sordu…

Çözüm odaklı önerilerini sorduğumuz vatandaş ise bu yönde görüş sunmaktan kaçındı. Geleceğe umutsuz bakan birçok kişi, hayat pahalılığının gün be gün artacağından endişeli… 


Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi?

Sedat Mete:

“İnsanların geliri düştükçe giderleri artıyor. Kirada olan insanlar her ay asgari ücrete nasıl geçinsin...”

Bu ülkedeki en büyük sıkıntı bana göre hayat pahalılığıdır. Aile geçindirmek çok zor... Türkiye’den 1 TL alınan şey burada 3 TL... Her şeye zam yapılıyor. İnsanlar psikolojik olarak da iyi değil bence, intiharlar arttı. İnsanların geliri düştükçe giderleri artıyor. Kirada olan insanlar her ay asgari ücrete nasıl geçinsin... Her ay zam, ama asgari ücrete senede bir 100 lira zam, yapmasalar daha iyi... Yıllardır her şey aynı, değişen bir şey olmuyor.

 

Mehmet Deveci:

“Buradaki ambargolar kalkmalı, hayat ucuzlamalı. Bence bu şart… Kendi ürettiğimizi satamazsak sürekli dışa bağımlı kalmakta mahkûmuz”

Benzine zam, elektriğe zam, tüp gaza zam, asgari ücrete çalışıyoruz, nasıl geçineceğiz... Komşu ülkeleri örnek alıp rekabete başlasalar her şey daha iyi olacak. Gerek geçmiş gerekse şimdiki hükümetler hiçbir şey yapamıyor. Buradaki ambargolar kalkmalı, hayat ucuzlamalı. Bence bu şart… Kendi ürettiğimizi satamazsak sürekli dışa bağımlı kalmakta mahkûmuz. Tüm bunlar da halka, ailelere oradan da bireylere yansır...

 

Faysal Dağdelen:

“Hayat pahalılığı her kesimi etkiler ama özelde çalışan vatandaşı çok daha kötü etkiliyor”

Hayat pahalılığı denince aklımıza ilk olarak geçim derdi geliyor. Bu yıl daha iyi olacak derken giderek her yıl kötüye gidiyoruz. Hayat pahalılığın önüne geçmek çok zor değil. Güneye baktığınızda ekonomisi iflas etmiş bir bölge ama yine de bizden daha iyi, rekabet gücümüz hiç yok... Bizi de memur yapın diye el açacak noktaya geleceğiz... Hayat pahalılığı her kesimi etkiler ama özelde çalışan vatandaşı çok daha kötü etkiliyor. Asgari ücret döviz karşısında gün be gün eriyorken özel sektör çalışanı hayat pahalılığıyla nasıl başa çıksın...

 

Bayram Kaynakçı:

“İnsanların gideri çok fazla ama geliri aynı yerde sayıyor. Döviz, ev telefon su faturası derken acil ihtiyaçlar için çalışıyorlar”

Yurt dışında yaşıyorum ama buraya sürekli geliyoruz. Mukayese yapınca şaşırıyoruz. Yem yiyecek fazla pahalı değil ama elektrik su kiralar çok fazla pahalıdır. Bir de verilenin karşılığı alınmıyor, ne elektrik ne de su düzgün değil. Yollarınız çok kötü, bu insanlar nasıl vergi veriyor, neden bu yollar böyle... En kötüsü yollar, aydınlatma yok, her yer delik, tüm yollar kap karanlık... İnsanların gideri çok fazla ama geliri aynı yerde sayıyor. Döviz, ev telefon su faturası derken acil ihtiyaçlar için çalışıyorlar. Özellikle işçi kesimi için bu durum çok zor. Bunun için de baştakilere iş düşüyor. İki kişi asgari ücrete çalışsa ve net rakamı alsa ancak geçinir, asla mal mülk sahibi olamaz...

  

Turgut Kanı:

“Devlet az maaş alanlara daha fazla hayat pahalılığı vermeli, maaş artışı yaparken yüzdelik üzerine değil, farklı bir yöntemle yapılmalı”

Devlet az maaş alanlara daha fazla hayat pahalılığı vermeli. Bu düzenlenmeli. İki üç milyara bir asgari ücretli nasıl geçinsin. Bu en çok da özel sektörü etkiliyor. Maaş artışı yaparken yüzdelik üzerine değil, farklı bir yöntemle yapılmalı.

 

Bingöl Akdoğan:

“Nasıl önlem alınabilir konusunda da çok umudum yok... Yedi yıl da yurt dışında yaşadım, geri döndüğümde bırakın ileri gitmeyi daha da geri buldum”

Hayat pahalılığı denince gıda, benzin, alışveriş, elektrik, su telefon, her şey aklıma geliyor. Gün be gün her şey kötüye gidiyor. Nasıl önlem alınabilir konusunda da çok umudum yok... Yedi yıl da yurt dışında yaşadım, geri döndüğümde bırakın ileri gitmeyi daha da geri buldum. Yatırım yok, bakım yok, dıştan gelen para da hiç değerlendirilemiyor... İleriye gitmemiz için imkan da sağlanmıyor...

 

 

Yaşar Sedat:

“Ne kanun var ne hükümet var, hayat pahalılığı çok... Üstelik bu daha kötüye gider ama düzelmez”

Ne kanun var ne hükümet var, hayat pahalılığı çok... Üstelik bu daha kötüye gider ama düzelmez. Bir çalışan 300 TL su, 400 TL elektrik faturası öderse nasıl geçinsin. Bir kişi üç bin TL ile geçinemez... Adanın hali zaten kötüye gidiyor. Kıbrıslı olarak biz burada misafirmişiz diyorlar. Akıncı kaç tane Kıbrıslı türkü temsil ediyor bize söylesin...

 

Hasan Ekingen:

“Vatandaş olarak da masraflarımız yükseliyor, gelirimiz de düşüyor, bıçak bizi her iki yandan kesiyor”

Alım gücümüz çok düştü. Eğitimimizi dışarıdan satın alıyoruz, döviz üzerine, oradan büyük kaybımız var. Temel gıdalar olsun her şey pahalılaştı. Özel sektörde çalışıyoruz. İnsanlar bütçeden ilk olarak lüksünden kesiyor, doğal olarak hemen etkileniyoruz. Bir esnaf olarak da bir vatandaş olarak da çok etkileniyoruz. İnsanlar lüksünden kestiği zaman çarşıya pazara inmiyor, alışverişinden kısıyor. Vatandaş olarak da masraflarımız yükseliyor, gelirimiz de düşüyor, bıçak bizi her iki yandan kesiyor.   

 

Özel Haber Haberleri