“Vefa” ve “Yaşatmak”; aynı çemberin iç dolgusudur.
“Vefa” borcunu hisseden, hissettiklerinin eylemine; borç duyduğuna karşı “yaşatma” çabası içerisindedir.
Bu duygu ve hissediş; günümüzde git gide kaybolmakta olsa da; geçmiş insanlık duygularına sahip çıkan, koruyan ve bu “duyguyu” kuşaklar sonrasına taşımaya çalışan insanların, kurumların hâlâ varolduğu da bir gerçektir bu küçücük ada’mızda.
Bazan serzenişte bulunuruz; “ölmeden insanları onure edelim” diye.
Evet belki insan “dünya gözüyle” görmek istemektedir; bu toplum için yaptıklarının değer gördüğünün “teşekkür” göstergesini.
Onure edilmek, ruhunun okşandığını, kendisiyle birlikte, kendisinden gurur duyulduğunu görmek en büyük dilekleri olabilirdi hayatta olmayanların.
Ama günümüzde; toplumsal bir öncülüğü olan bir insanımızın hayata veda etmesinden sonra bile “yaşatılır” olması, günümüz “vefa” anlayışında bile “razı” olunan bir gerçektir.
Belki de böylesi insalarımızı yaşatmak için kurulan Vakıflar, kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, ya da aileleri; çok daha zor bir sorumluluk beklemektedir.
Kısacası; “aile” ya da “kuruluş” olarak elinizi çektiniz mi; böylesi insanların bir daha yaptıklarıyla,hatıralarıyla “anılmaması” hiçtendir.
Bu noktada “yaşatmak” adına böylesi değerli insanlarımızın sahiplenmesi “aile-yakın” çevre etkinliğinden toplumsal ve farklı kurumlarca sahip çıkılması, “kalıcılık” adına büyük önem taşımaktadır.
Çok değerli bir eğitimci, araştırmacı, bu ada’nın; zeytininin, köyünün sevdalısı, felsefeci rahmetli hocamız Ali Nesim’in; Girne Belediyesi tarafından Zeytinlik köyünde yer alan bir meydana “Ali Nesim Meydanı” adının verilmesi; “vefa”nın ve “sahip çıkmanın” en bariz örneklerinden biridir.
Meydan, cadde, sokak isimleri; ister sosyal, isterse siyasi ya da tarihsel olsun; bir “kimlik”tir. “yaşatılır” olmak adına nelerin kalıcı olduğunu ben; Mete Adanır adına bugüne kadar çok gerçekle karşılaştım.
Mete Adanır’ın ismi; Girnemizin en önemli caddesine, Lefkoşa ve Akdeniz köyünde bir sokağa (ve bilmediklerim de olaiblir) verilmeseydi, “yaşatılırlığı”nın ortadan kalkma riski bir o kadar daha olurdu.
Aynı şekilde Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneğinin uzun yıllardan beri her yıl verdiği “Mete Adanır Yılın Futbolcusu” ödülü de olmasaydı, yine Mete Adanır’ın yaşatılmasında olumsuzluk yaşanabileceği bir gerçektir.
Siz sahip çıkmadan kurumların sahip çıkması en anlamlısıdır.
Bir zamanlar “Antreman Sahaları” ismiyle de anılan Mete Adanır’ın, bu konuda artık isminin anılmayacağı gerçeğiyle karşılaşmamız; yarın; Karaoğlanoğlu Mete Adanır Statyumu’nun devlet tarafından sahip çıkılmadığı anda bu ismin de ortadan kalkabilecek riskinin olduğu gibi. Ama bir cadde, bir Meydan, sokak; en azından “yaşatılmak” adına en önemli adımlardan biridir.
Ali Nesim hocamız için ilk adımın bu şekilde atılmış olması tek kelimeyle mükemmel. Bundan sonrası Ali Nesim hocamız adına düzenlenecek ve “geleneksel” hale getirilecek anmalar, ödüller, yayınlar vb gibi kalıcı adımlar olacaktır.
Tekrardan Girne Belediyesi Başkan ve Meclis Üyeleri’ni bu kararlarından dolayı kutlarım.