Uğur Sayılır, Hemşirelik Meslek Yüksek Okulunu bitirdikten sonra, Cengiz Topel Hastanesi’nin Acil Servisinde ambulansta görevli olarak 15 yıl görev yaptı.
‘Extreme’ sporlara oldu olası meraklı olduğunu belirten Sayılır, motor sürüşleri yaptığını, denize ve doğup büyüdüğü Yedidalga’ya olan sevgisi, yakınlarının balıkçı olması nedeniyle balıkçılık da yaptığını anlatıyor.
2008 yılında internette gördüğü uçurtma sörfü videosu sonrasında, bir anda bunu yapmaya karar verdiğini dile getiren Sayılır, mesleğine aşık olduğunu ifade ediyor.
2009’da amatör olarak sörf eğitimi vermeye başladığını, 2011’de ise işini profesyonel alanda yürüttüğünü söylüyor.
Sayılır, işletmeciliğini ve eğitmenliğini yaptığı Heaven Surf House’un da böyle doğduğunu belirtiyor.
İnternetten öğrenip sörf tahtasına çıktı…
12 sene önce sörfe gönül verdiğinde yurt dışından ekipman getirerek hemen işe koyulduğunu söyleyen Sayılır, “İnternetten edindiğim bilgiler ışığında geniş ve güvenli alana ihtiyaç duyulan bu spora başlamak için Akdeniz sahiline gitmeye başladım. Giderken yanımda arkadaşlarımın yanı sıra birçok kuzenimi ve çocukları da götürmeye başladım. Herkesin de bu sporu denemesini ve görmesini istiyordum. Sörf tahtasına çıkıp kaymaya başladıktan sonra fark ettim ki Akdeniz sahilinde rüzgar, Yedidalga’da esiyordu. Her gün Akdeniz sahiline sürmekten vazgeçip kendi köyümde kaymaya karar verdim. Artık uçurtma kontrolüm vardı, ama rüzgar hakkında tam anlamıyla bilgiye sahip değildim ve hala tam anlamıyla güvende hissetmiyordum. Yine de beklemekten ve araba sürmekten daha iyi olacağına karar vererek, kendi köyümde uçurtma kaldırabileceğim bir nokta aramaya başladım. Tek uygun yerin belediye plajı yanı olduğunu fark etmemle, belediye plajı yanında yıllar önce büfe olarak kullanılan yerin yanında uçurtmamı kaldırıp sörf yapmaya başladım…” diye anlatıyor.
Girne’den Mersin’e sörf yaparak gitti…
Yedidalga’nın her gün rüzgarı olduğunu belirten Sayılır, Güzelyurt körfezinin rüzgar kanalını oluşturduğunu, bu nedenle de rüzgar şiddetinin üç kat arttığını ifade ediyor. “Her zaman sörf yaparak Türkiye’ye gitmek istedim. Bu spora başladıktan 14 ay sonra, Kamil Tuncay abimin de bana eşlik etmesiyle gerçekleştirme kararı almıştım. Bu çılgın girişime arkadaşım Çetin Uzun ve Caner Aspava da maddi destekte bulundu. 4 saat süren yolculuğumuzu 1 Temmuz 2009’da gerçekleştirdik. Sert rüzgarın bizi karşıladığı açık denizde dev dalgalar arasında karşıya geçmeyi başardık. Girne Escape sahilinden çıktığımız maceraya Mersin Aydıncık sahiline ulaşmayı başardık. Bu yolculuk bir film karesi olarak her zaman hafızamda yer aldı ve alacak…” şeklinde konuşuyor.
Hem sörf okulu, hem bar…
Yaptığı bu yolculuk sonrası eğitim için taleplerin geldiğini ifade eden Sayılır, 2011 yılında uluslararası sertifikalı IKO programına katılarak, hobisini mesleğe dönüştürdüğünü belirtiyor.
Yedidalga belediye plajı yanındaki eski büfe alanını kiralayan Sayılır, Heaven Surf House isimli merkezini buraya kurmuş. Mayıs ve Ekim aylarında burada sörf eğitimi verdiğini, kalan zamanda ise sörf konseptinde bar olarak bu mekanı işlettiğini kaydediyor. “Amacım uçurtmalarımızı kaldırabileceğimiz güvenli bir alan yaratıp sporcular için küçük bir tesis oluşturmaktı. Spora başlamak isteyenlerin gelip rahatça sporu izleyebilecekleri, sporcuların ailelerinin rahatça zaman geçirebilecekleri ve akşamları biraz da eğlenebileceğimiz bir alan yaratmaktı. Önemli olanın 1 saat kaymak değil aslında, önemli olan sporu yaparken paylaşmak, iyi ilişkiler kurmak ve huzurlu bir ortamda sevgi ile paylaşmaktır” diye konuşuyor.
Kıbrıslı Rum arkadaşıyla, ada etrafında yaklaşık 1000 km kaydılar…
Güneyde yaşayan birçok arkadaşı olduğunu, iki toplumlu ve barışçıl projeler yaratarak Kıbrıslı Rum arkadaşı Niko ile ada etrafında sörf yaptıklarını anlatıyor. Sayılır, “2015 ve 2016 yıllarında iki kez bu güzel adanın etrafını kayarak turladık. 11 gün süren turda ortalama 1000 km kayarak projemizi gerçekleştirdik. Çok güzel olaylarla karşılaştığımız tur süresince büyük bir takipçi kitlesine ulaştık. Her geçtiğimiz noktada büyük sevgi gösterileri ile karşılaştık. Gerçekten barış ve sevgi ve dostluğu hissettiğimiz turu Heaven Surf House’da başlayıp Batıya sürerek tam bir tur attıktan sonra yine Yedidalga'da tamamladık” diyor.
“Elimizde olanla doğayı bozmadan, zarar vermeden, betona yatırım yapmadan…”
Ülkede bu gibi sporların ve işletmelerin desteklenmesi gerektiğine inanan Sayılır sözlerine şöyle devam ediyor: “Önemli olan hayatı güzelliklerle sevgi, saygı anlayış içinde huzurla yaşamak gerektiğine inanmaktayım. Şu anda beach bar, kite okulu, misafir evi ve kamp alanı olan uluslararası standartlarda bir sörf tesisi olduğumuzu gururla söyleyebilirim. Elimizde olanla doğayı bozmadan, zarar vermeden, betona yatırım yapmadan, başta kendi insanımızın sağlığını ve çıkarlarını koruyarak gençlerimize ve çocuklarımıza değer verdiğimizi göstermek bu kadar zor mu? Duyarsızlığı bir kenara bırakıp doğru ve güzel şeyler için çalışmak için el ele verip, önyargılarımızdan kurtulmamız lazım. İçinde bulunduğumuz bu zor ve sıkıntılı günleri aşmamız için birlik olup güzelliklerle dolu yaşamı seçmeliyiz. Belki de Devletimiz bugüne değin Yedidalga’da yürüttüğümüz faaliyetlerin ne kadar özel ve güzel olduğunun farkında değildir… İlgisizlikten dolayı yakınmak değil de, sesimizi duyurmak amacımız…”