Dilara Topcan
Yemeklerle kurduğumuz bağ sağlıksız bir noktada olunca bu durum kilo alımını, diyet başarısızlığını ya da bir türlü var olan kilolardan kurtulamamayı tetikleyebiliyor… İyice bir düşünürseniz stresli olduğunuz, canınızın sıkkın olduğu, yaşamdan genel anlamıyla ‘tat’ alamadığınız, belki de aşırı mutlu olduğunuz, kutlama odaklı yaşam tarzını benimsediğiniz, eğlenceyi yiyeceklerle ilişkilendirdiğiniz zamanlarda ne yapıyorsunuz? Tok olmanıza rağmen, pek de canınızın çekmemesine rağmen ekstradan yiyecek tüketmeye yöneliyor musunuz? Eğer durum sizin için de böyleyse yemeklerle kurduğunuz bağı analiz etmeye başlamanızda fayda var…
HEPİMİZİN YİYECEKLERLE OLAN BAĞI FARKLI OLABİLİYOR…
Kimimiz çok mutsuzken, kimimiz çok mutluyken, kimimiz stresliyken, kimimiz yalnız hissederken yiyecekleri ‘konfor artırıcı’ birer aracı olarak görerek onları tüketime yönelebiliyoruz… Şöyle bir düşündüğünüz zaman siz hangi durumlarda kendinizi mutfakta buluyorsunuz?
YİYECEKLERE YÜKLEDİĞİMİZ ANLAM
Örneğin bazen sıcacık bir pide bize çocukluğumuzla ilgili mutlu bir anı hatırlatabiliyor… Kokusu, dokusu, tadı, yumuşaklığıyla çocuklukta mutlu olduğumuz bir anı bu sıcacık pideyle eşleştirebiliyoruz… Bu eşleştirme sonucunda da şu anda mutsuz olduğumuz bir durum gerçekleştiğinde tekrardan geçmişteki o ana gidip o anki mutluluğu yaşama hevesiyle sıcacık bir pide tüketme isteğine girebiliyoruz… Kısacası kendimizi sanki pide tüketirsek mutlu olacakmışız gibi bir yanılsamaya yönlendirebiliyoruz… Tabii bunu genellikle de fark etmeden yapıyoruz…
NEGATİF HİSLER Mİ POZİTİF HİSLER Mİ SİZİ YİYECEKLERE YÖNLENDİRİYOR?
Duygusal beslenme… Bazılarımızı negatif duygu durumları, bazılarımızı ise pozitif duygu durumları daha fazla besin tüketimine yönlendirebiliyor… Kimimiz stresli ya da mutsuzken daha fazla yiyecek tüketmek isterken, kimimizse daha fazla mutluyken ya da en güzel anlarımızı yaşarken (doğum günü, tatil vb.) daha fazla besin tüketimi isteği içerisine girebiliyoruz… Bu noktada mühim olan şey ise bu isteğin ‘ne derece sağlıksız bir seviyede’ olduğu… Örneğin iki duygu durumunda da bir şeyler tüketme isteğinde artış normal kabul edilebilirken, eğer bu artış sağlığımızı negatif yönde etkileyebilecek ve bizi kilolandıracak seviyelerdeyse sağlıksız olarak tanımlanabiliyor…
İLK ÖNCE KENDİNİZİ ANALİZ EDİN
Tüm bunların ışığında siz de kendinizi analiz ederek bugüne kadarki kilo sorunu kaynağınızın bu noktalara bağlı olup olmadığına bir bakın… Çünkü kilo problemi çok büyük bir oranda duygusal beslenmeyle de ilişkili olabiliyor…
FARKINDALIĞIN ÖNEMİ
Farkındalık kadar önemli bir nokta yok… Bizler yaşadığımız durumları analiz edip farkına vardığımız zaman adeta sorularımıza cevaplar bulmuş oluyoruz… Evet, bazen cevapları bilsek de sorularda yaşamaya devam etmeyi seçtiğimiz de olabiliyor… Fakat en azından cevapları bilmek yani farkında olmak içimizdeki manasız huzursuzluğu yok edebiliyor… Buna bağlı olarak söz konusu diyet ve bu konuyla bağlantılı duygusal beslenme olunca da farkındalığın önemi hayli büyük bir rol oynuyor… Nasıl beslendiğinizi ve duygusal durumunuzun bu durum üzerindeki etkilerini fark etmeye başladığınız anda işler diyet başarısı konusunda da sizin lehinize çalışmaya başlayabiliyor…
ÇÖZÜMSÜZLÜK NOKTASINDA YARDIM ALIN
Halihazırda bir şeylerin farkında olmanıza rağmen değişime direniyorsanız bir uzmandan yardım almanız gerekebilir… Yardım almaktan çekinmeyin, çünkü unutmayın ki günümüzde zaman zaman hepimizin desteğe, farkındalık adına başka gözlerden kendimize bakmaya ihtiyacımız olabilir…
Hepimiz için sağlık ve güzelliklerle dolu bir gün olsun… Mutlulukla kalın…