BİR AV YAZISI…
Gazeteciliğe başladığım yıl 2000'dir.
Ancak yazı yazma hevesim lise yıllarına dayanıyor.
2000 yılından önce de Kıbrıs Gazetesi'ne 'okuyucu mektupları' gönderir yayınlatırdım.
O yıllarda yazdığım yazıların konusu hep "av" olurdu.
Yani demem o ki, naçizane 20 yıldır av ile ilgili yazılar yazıyor, kafa patlatıyorum.
Kimileri av ile ilgili yazılarımı, görüşlerimi aşırı bulur.
Bugün yine avı yazacağım. Av ve Avla İlgili Yaban Hayatını Düzenleme Yasası değişiyor. Çevre örgütleri ile Avcılık Federasyonu’nun ortak çalışması sonucunda hazırlanan tasarı, Cumhuriyet Meclisi’ne gönderilecek.
“Av ve Avla İlgili Yaban Hayatı Düzenleme Yasası”ın iyileştirilmesi için bir süredir çalışma yapılıyor.
İçerisinde Biyologlar Derneği'nin de olduğu ekip Avcılık Federasyonu ile birlikte taslak üzerinde yoğun çalışmalar yürütmüş ve “asgari müştereklerde uzlaşılan” bir yasa taslağı ortaya çıkarıldı.
Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten taslak için “Bizim açımızdan mevcut yasaya göre oldukça önemli ve olumlu yönde iyileştirmeler içeren bu yasa taslağının süratle meclise sevk edilerek değişikliklerin hayata geçirileceğine inanıyoruz” yorumunda bulunuyor ve yasada sözü edilen iyileştirmeleri sıralıyor.
Hem bu iyileştirmeleri hem de kendi yorumumu madde madde aktarmak istiyorum.
1-Merkezi Av Komisyonu'na avcılar dışında biri biyolog olmak üzere iki sivil toplum temsilcisi de yer alacak. Şu an sadece avcı ve devlet temsilcileri bulunuyor.
(Güzel bir gelişme ancak yeterli değil elbette. Çevreyi bire bir ilgilendiren av konusunda çevrecilerin belirleyici olması tercih edilirdi)
2-Ağustos avı kaldırılıyor. Üveyik avı sadece Eylül'de yapılabilecek ve her avcının vurabileceği sayı 40 adetten 10 adete düşürülüyor.
(Ağustos Avı- Üveyik Avı ne yazık ki İrsen Küçük Hükümeti tarafından başımıza bela edilen bir av. Pek tabii, tüm partilerin katkısının olduğu yasal dayanakları var. Olayı sadece UBP'ye mal etmek istemiyorum. Ancak Bu avı Ağustos sonu değil de Eylül’e almak pek bir anlam ifade etmiyor. Sayı konusuna ise hiç girmiyorum, nesli tükenme tehlikesi bulunan bu türün 10'ar adet vurulabilecek olması kabus gibi. Yanlış buluyorum. Bu av tamamen kapatılmalıydı, üveyik avı yasaklanmalıydı)
3-Öldürülmüş veya yaralanmış av hayvanlarının sosyal medya dahil her türlü fotoğraf ve görüntüsünün yayınlanması yasaklanıyor.
(Güzel bir adım. Uygulamasını takip edeceğiz ancak bu konuda umutlu değilim. Çünkü bir bu kültür göstergesi)
4-Göletlerin 500m çevresi yanında tüm doğal ve yapay pınarların 200m çevresi ava kapatılıyor.
(Olumlu bir adım. Ancak ördeği av kuşu olarak ilan etmek sulak bölgeleri potansiyel av bölgesi yapıyor. Ördeği av hayvanı ilan etmek bütün sulak bölgeleri risk altına soktu)
5-Av köpeklerine çip takılması ve kayıt edilmesi zorunlu oluyor. Hem avcı hem de çoban beraberindeki köpeklere sınırlama getiriliyor. Köpeğini terk eden ve yaralayanlar hakkında ceza getiriliyor.
(Olumlu bir adım. Umarım terk edilen köpekler konusu denetlenir. Kırsal bölgelerde bu sorun büyük bir sorun. Köylerde aç kalan köpeklerin tavuk kümeslerine ağıllara saldırması avcıların eseri.)
6-Avlanacak kuş türü sayısı yeşilbaş ördeğin eklenmesine rağmen hem mevcut yasaya hem de önceki taslağa göre toplamda azaltılıyor. Meclise sunulan önceki taslakta 34 türün avı serbest olacaktı. Bu yasayla yarı yarıya azaltılarak karga dahil 17 tür av kuşu oluyor. Bu rakam Türkiye'de 25 güney Kıbrıs'ta ise 33'dür.
(Sayı azaltmak olumlu adım. Ama üstte de dediğim gibi ördekleri av kuşu ilan etmeye hazırlanmak tüm sulak alanları su bölgesi haline getirecek, kendini bilmez birçok avcı sulak alanlara girecek.
Avcılık Federasyonu “Büyük av mevsiminde günde 20 cikla ve 8 ördek avlanabilecek” diyor. 8 ördek, korkunç bir rakam!
Av mevsimlerinde avcıların avlayabileceği av kuşu çeşitleri artmıştır, buna göre Büyük Av mevsiminde günde 20 cikla ve 8 ördek avlanabilecek! İkinci İnce Av mevsiminde Mevcut yasada bir günde 8 adet avlanılabilen fassa 15 adete yükseltildi, 32 adet avlanılabilen üveyik 10 adete düşürüldü. Birinci ince av mevsiminde cikla kuşuna 100 limit getirilmiştir. Ayrıca 8 ördek avlanılabilecek!)
7-Av korucularının yetkileri artırılıyor. Polis yanında av korucularına da kaçak ve yasaya aykırı avlananlara müdahale yetkisi getiriliyor. Ayrıca, av korucusu olacakların daha önce av ruhsatı çıkarmamış olması koşulu konuluyor.
(Olumlu bir adım)
8-Her av bölgesinin içerisinde avın korunması ve saklanması için avlanmanın yasaklandığı, av hayvanlarının doğal olarak üremesine imkan sağlamak amacıyla ayrılmış en az 5 yıl sürekli ava kapalı cep bölgeler oluşturuluyor.
(Olumlu bir adım. Ancak bu bölgelerin kapsamı, genişliği ve özellikleri önem taşıyacak)
9-Mevcut yasada 12.000 TL üzeri ceza verilemezken yeni yasa birçok başlık altında detaylandırılan suç ve cezalarda mahkum olan kişiler asgari ücretin 30 katına kadar para cezasına veya 10 yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilecekler.
(Olumlu bir adım, uygulanırsa ne ala)
10-Mahkum olmasalar bile haklarında idari işlem başlatılanların soruşturma süresince av ruhsatına el konularak avlanması yasaklanıyor. Yürürlükteki yasada, suç işleyen kişinin sadece silahına el konularak serbest bırakıldıktan sonra adına kayıtlı bir başka silahla avlanmaya devam edebiliyor.
(Olumlu. Uygulamada izleyeceğiz.)
Pek tabii yeni çalışmayı Avcılık Federasyonu da yorumluyor.
Mesela Avcılık Federasyonu açıklamasında tilki avı dikkat çekiyor. Keşke tilki konusunda böyle bir karar alınmasaydı, umarım uygulanmaz.
***
Genel olarak yasa çalışmasını olumlu buluyorum.
Ancak, tilki avı, sulak alanlar, ördekler, su kuşları ve üveyik konusunda şüpheliyim, kaygılıyım, üzgünüm.
Umarım yasa çalışması sürdürülebilir çevreye katkıda bulunur.
Hani bir zamanlar bir siyasi hareketin de dediği gibi; yetmez ama evet.
Birileri daha iyisini yapana kadar eldeki “iyi” bu…