“20 - 30 yıl sonra bir Başbakan buraya geldiğinde, kendisini karşılayacak Kıbrıslı Türk bulamayacak.”
Bu sözler İngiltere’de yaşayan gençlerimizin kurduğu Kıbrıs Türk Gençlik Birliği Başkanı Nafiye Horozoğlu’na ait.
İngiltere’ye “asimile” oluyor gençler, kendi kimlik ve kültürlerini öğrenemeden...
İsyan buna!
* * *
Sevgili Nafiya, böyle giderse eğer, 20-30 yıl sonra İngiltere’ye giden bir Başbakan, dönüşte, adanın kuzeyinde de kendini karşılayacak Kıbrıslı Türk bulamayacak.
Ortak çaba bu “kötü senaryo” yaşanmasın diyedir.
Umarım, Başbakan Erhürman ve heyetinin İngiltere ziyareti de bu endişeyi değiştirme yolunda bir adım olur.
* * *
O zaman uzlaşmamız gereken manzara net.
Bir yandan üretim kapasitemizi artırarak, dayanışma ve umutla büyürken; diğer yandan toplumsal kimliğimize ve irademize sahip çıkmak zorundayız.
* * *
Çok uzun seneler sonra bir Başbakan, ilk kez böylesi kapsamlı bir programla İngiltere’ye, oradaki Kıbrıslı Türklere gitti.
Ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliğinin yanı sıra dayanışmanın da ileriye taşınması adına ziyarete yönelik olumlu mesajlar aldık.
Elbette hem örgüt temsilcileri, hem de Başbakan Erhürman’dan detayları öğrendikçe daha ileri yorumlar yapabileceğiz.
İngiltere’de Kıbrıs’tan daha fazla Kıbrıslı Türk var sanırım ve hele böylesi kriz dönemlerinde, onların destekleri çok daha önemli.
* * *
Bir rahatsızlığımı bu vesileyle yazmak istiyorum. Ada’nın kuzeyine dair yeni bir “algı operasyonu”nun kokusu yayılıyor.
Bu koku “Yeni KKTC” sloganıyla İngiltere ziyaretinde Başbakan Erhürman’ın da üzerine üflenmiş.
“Federal Kıbrıs” yerine konmak istenen bir kavram gibi duruyor bu medya mühendisliği!
“Kalıcı bölünme”yi kutsuyor!
Tutmaz.
Tufan hocanın “toplumsal başarı hikayeleri yazmak” üzerinden odaklandığı bir projeyi böylesi spekülatif “gölge oyunları”na meze etmek de çok adil durmaz.
* * *
90’lı yıllarda İngiltere’deki Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs’a gönderdiği bir seçim ilanı, gazetelerin o dönemde mahkeme kararı ile toplatılmasına neden olmuştu.
Seçim dönemi Rauf Denktaş’ın fotoğrafının kullanıldığı ilanda şu mesaj veriliyordu: “Gidişin dönüşümüz olacak.”
Aslında Denktaş’ın isminde sembolleşen olgu “çözümsüzlük”tü.
Gitmesi istenen “statüko”ydu!
“Ufuksuz” bir düzene başkaldırı vardı.
Çünkü on binler ana yurtlarından göç etme sebeplerini iyi biliyordu.
* * *
Dünyanın dört bir yanında, Tufan hocanın da sözüyle “göğsümüzü kabartan” Kıbrıslılar vardır.
Ve sanırım gelecek, Kıbrıslı Türkleri çok daha fazla görünür yapacak “Yeni bir Kıbrıs” için yurtsever bir dayanışmayla büyüyecektir.