Kadri Fellahoğlu göreve başladı.
Yeni bir döneme girmenin heyecanı ve umuduyla Lefkoşa Belediyesi’nin çalışanları da görevlerine dört elle sarıldılar gibi…
Tabii ki bu görüntünün altında yeni Başkan Kadri Fellahoğlu’nun hemen seçimin ertesi sabahı saat 07.00’de Belediye çalışanlarını gezmesi, öncesindeki ilişkileri ve herhalde verdiği güven nedeniyle çöpler toplanıyor şimdi Lefkoşa’da…
Umarım arkası gelir, çöpler toplanır, Lefkoşa pislikten temizlenir ve diğer işler için de projeler yürürlüğe konulabilir.
Daha önce de söz etmiştik Başkan’ın işi kolay değil. Diğer belediyelerin özellikle CTP’li belediyelerin desteği önemlidir. Öte yandan elbette ki otoritenin, yani hükümetin ve İçişleri Bakanlığı’nın bu dönemde yeni yönetime destek vermesi elzemdir.
Ancak İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun dünkü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra çıkışında söyledikleri ‘olumlu’ gibi görünse de o sözlerin altında pek de olumlu bir düşünce olmadığı görülebilir.
Geçmiş dönemde toplantılara katılmayan meclis üyelerini hatırlatarak, üyelerin belediyenin çalışmasına izin vermediklerini söyleyebiliyor ama “biz böyle yapmayacağız” gibi de eklemeyi ihmal etmezken aslında kafasında hangi düşüncenin gezindiğini gösteriyordu. Sayıştay raporlarında yapılan usulsüzlük ve yolsuzlukların belgelenmesi gibi durumlar varken, meclisten habersiz alınan krediler konuşulurken İçişleri Bakanı belediye meclis üyelerinin toplantıya neden katılmadıklarını hâlâ sorgulayabiliyor. Böyle bir bakandan bundan sonrası için yeni yönetimin icraatlarına destek beklemek ne kadar doğru olur bilemem.
Ancak hükümetin gerekli desteği vermemesi durumunda bile Belediye çalışanlarının, sendikanın ve Lefkoşalı’nın gerekli sabrı göstereceğini ve yeni başkana yeterli zamanı vereceğini umuyorum.
***
Bir yanlışlık var!
Trafikte hız tesbit kameralarına karşı değilim ama oldukça fazla artan sayıları ve şimdi de ‘point to point’ biçimindeki pilot denemelerin başlaması trafikteki gerginliği daha da artırmaya başladı gibi… Elbette ki kameraların amacı trafikteki dikkati artırmak olabilir ama sayıları, sıklıkları o kadar arttı ki bu dikkat artık gerginliğe yol açmaya başladı. Arabada yol alırken “acaba nerede kamera var, acaba azami limit neydi, geldik mi, geçtik mi, bu kamera önden mi çekiyordu yoksa arkadan mı” diye düşünmek ve gözlerin sürekli kameraları takip etmek zorunda kalması trafikteki gerginliği artırıyor.
Günlük hayatta da sürekli trafik kamerası tartışmaları yaşanıyor. “Ben geçtim, beni arkadan çekti” gibi… “Yarın yurt dışına çıkmam gerek, kamera cezam varsa beni yurt dışına çıkarmazlar belki de” gibi…
Oysa ki çağdaş ülkelerde gördüğümüz trafik düzeni trafikteki gerginliğin azaltılması ve rahat araba kullanımını sağlıyor. Oysa ki bizde gerginlik artıyor. Bir yerde bir yanlışlık yapılıyor galiba!