Yeni hükümet öyle veya böyle kuruluyor. Spor Bakanlığı DP-UG’ye kalmış durumda. Artık doğru insanlarla sporu yönetme zamanı gelmiştir.
Yalakalıktan uzak, vizyon sahibi, yasaları iyi bilen, sorumluluğu göğüsleyebilen, sunumu yüksek, hızlı karar verip ağızlı yüzlü projelere imza atabilecek, korkak olmayan kişilere ihtiyaç duyulmaktadır.
Spor yöneticilerini oluştururken “aman bu benim partimdendir ve onu onorize edeyim. Aman bu benim şeherlimdir de onu idare edeyim” gibi davranışlardan kaçınılmalı.
Doğru adamı bulmalı ve özellikle seçilecek kişilerin de “o koltukların babalarının malı olmadığı gibi yerlerinin de doldurulabilineceği” kendilerine hatırlatılmalı.
Artık garagözlüklerle sporun yönetilemeyeceği bir döneme giriyoruz. Gençlik resmen eriyor. Geçmiş bizlere göstermiştir ki, “katakullilerle ve yalanlarla” , “şovlarla ve tehditlerle”, “bölgecilik ve adam kayırmacılıkla” spor illigal yönetilmiş.
Yeni süreç çok farklı olmalı.
Eline her top alan veye topa her vuran yönetici olmamalı. Sporu bugüne kadar yukardaki sebeplerden dolayı berbat ederek yüzümüze gözümüze bulaştırdık. İş bilenleri ayıkladık. İş öğrenenleri en üst noktalara çıkardık. Sanki de birilerine vefa borcumuz varmış gibi adamları müdür veya müsteşar daha sonra da müşavirlikle uğurluyoruz. Bu ne biçim sistem, ne biçim devlet anlayışı.
Planlama her işte olduğu gibi, sporun da temel prensibidir. “Planlama” ganimet kültürüyle büyüyen bizim gibi toplumlarda çok sık kullanılan bir kelime değildir.
Halbuki, gelişmiş ülkelerin tümünde PLANLAMA sporun ve diğer sektörlerin en büyük hedef noktasıdır. Plan yapma sanat işidir. Herkes plan yapamaz. Hele hele paldır küldür devletin en üst kademelerne balıklama dalanlar hiç yapamaz. Onların yaptığı tek plan “hayatlarının geri kalan kısmının garanti altına alınmasıdır”.
Dr. Fazıl Küçük oyunları bu yıl yapılamıyorsa, tek suçlusu geçmiş hükümetin ve onun spor koordinatörünün plansızlığındandır. Eğer bu oyunlar için bütçe ayrılmamışsa sorumlusu sporun başında oturan kişidir. Doğruyu söylemek gerekirse bu ülkenin başına ne gelmişse, İngiliz dönemi insanların emekliğe ayrılıp, 1983 sonrası dijital modellerin (yalaka) damdan düşercesine hak etmeden en üst makamlara gelmesiyle başladı. Hal böyle olunca hem planlama yapılamıyor hem spor yönetilemiyor hem de Dr. Fazıl Küçük Oyunlarını yüzümüze gözümüze bulaştırıyoruz.
Tüm bu olumsuzlukları alt alta koyup topladığımda, ülke sporunun A’dan Z’ye revize edilmesi gerekir. Yani reform kaçınılmazdır.
Artık “ÇAKMAK HASAN, KİBRİT HÜSEYİN” dönemi bitmeli. Yetrince müşavir ordusu yaratıldı. Yeni dönem geçmiş dönemlerden çok daha farklı olmalı. Katılımcılık ön planda tutmalı. Dinamik ve özverili çalışanların önünü açmalı. Planlama ve denetimin ön koşul olduğu yeni bir yapılanma modelinin tartışılarak hayata geçirilmesi sağlanmalı. Aksi, takdirde ülke gençliğini her geçen gün kendi elimizle bataklığa yitmiş olacağız.