Bir ülkenin gelişmişliğine eğitim sistemine bakılarak karar verilebilir. Bu nedenle bir ülkenin gelişmişliğini sürdürülebilir kılmanın yegane yolu, eğitim sistemini de sürekli olarak yeni değerlere göre şekillendirmektir.
Bugünün çocukları internet çocuklarıdır. Teknoloji ile arkadaş olmalarının ötesinde teknolojik, bireysel, zor beğenen küresel dünya vatandaşlarıdır. Bu çocuklar; TV’den sonra Internet’i tanıyıp benimsemiş, özgürlüğüne düşkün, kısmen sadakatsiz ve tatminsiz, zor beğenen ama isteklerini ısrarla ifade eden ve tercihlerini açıkça ortaya koyan toplum bireyleridir.
Bu çocuklar; cep telefonu ekranı, bilgisayar ekranı, hatta TV ekranı karşısında iseler bile aynı anda birden fazla faaliyette bulunabiliyor: Cepten SMS atarken, bilgisayar ekranında hem “skype”de yazışıp hem de ödevini yapabiliyorlar… Bir yandan yeni şeyler keşfederlerken, bir yandan da bu keşiflerini “facebook”da paylaşabiliyorlar…
Peki, ama bugün eğitim sistemimiz, bu bireyleri yetiştirmeye ne kadar uygun? Çünkü bu çocukların; mektup ya da dilekçe yazma, uzun yıllar önce olmuş savaşlarda kimin kaç tane tüfeği, kaç tane atı, kaç tane tankı olduğunu bilme, eğik atış, yatay atış ya da havuz problemlerini çözmekten çok daha önemli sorunlarla uğraşması gerekiyor. Bu çocukların; küresel ısınma, ekonomik krizler, yoksulluk, kitlesel sağlık sorunları, genel olarak dünya nüfusunun hızla artıyor olması, göçmenlik ve belki de hâlâ daha çözememişsek Kıbrıs Sorunu gibi küresel sorunlara çözüm bulmaları gerekecek…
Bu çocukları; öğretmenin tahta başında durmadan bir şeyleri anlatıp, ezberletmek istediği sınıf ortamlarında bırakın geleceği, günümüz dünyasının ihtiyaçlarına bile hazırlamak pek mümkün değil... Bu durumun aksine onlara; sınavların, eğitim sistemini esir almadığı, teknolojin en az evindeki kadar okulunda da olduğu, tutum ve değerleri kazanmaya yönelik anlayışların hakim kılındığı bir bilgi okuryazarlığı ortamı sağlanmalı…
Her ne kadar toplumsal olarak dünya toplumları arasında yerimizi alamamış olsak da, gençlerimizi dünya vatandaşı olarak yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Çünkü onlar artık teknoloji yerlileri olarak birçok anlamda dünyalı olmanın hem hazzını hem de önemi fark etmişlerdir… Bu nedenle başarmamız gereken ilk ve en önemli şey; ansiklopedik bilgileri satır satır ezberleten eğitim anlayışını terk ederek, olayları ve olguları, eleştirel düşünebilmeyi öğretebilmektir.
Bu çocukların; günlük yaşamlarındaki geniş dünyaları ile okullarında dört duvara arasına sıkışmış sınıf düzenleri arasındaki karşıtlığı ortadan kaldırmamız gerekliliği kaçınılmazdır. Bu nedenle sınıfın duvarlarını aşacak; aktif öğrenme, sosyal sorumluluk, çevre duyarlığı, düşünmeyi ve bilgiye ulaşma yollarını bilme gibi temel değerleri içeren bir eğitim anlayışına sahip olmalıyız… Aksi durumda çocuklarımıza, okullarını ve öğrenmeyi sevdirmeyi başaramayacağız…
-------------------------------------------
Aklınızda Bulunsun
Jisseki - Kankei
Farklı ülkelerdeki program geliştirme çalışmalarının yer aldığı ve editörlüğünü Prof. Dr. Özcan Demirel hocamızın yaptığı “Gelecek İçin Eğitim” kitabında; Japonya, Kore, Kaliforniya, İrlanda, İngiltere ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin eğitim sistemleri karşılaştırmalı olarak inceleniyor. Okulöncesinden yüksek öğretime, öğretmen yetiştirmeden, meslek edindirmeye kadar eğitim sistemlerinin farklı boyutlarının yer aldığı kitapta Japonların, işgücünün planlanmasının ve bu plana uygun personel yetiştirilme programlarını nasıl geliştirdikleri ile ilgili kısım, eğitim yönetiminde “planlama” adına ders alınacak nitelikte…
“Jissekki – Kankei”, Japonya’da okullar ve işverenler arasındaki sözleşmelerle verilen addır. Bu sistemde, okulların birincil görevi, kendi öğrencileri bir işe yerleştirmektir. İşverenler de, okulların önerileri doğrultusunda seçilen öğrencilere istihdam imkanı sunmakla yükümlüdürler. İşverenler, bu sistemle; istihdam koşullarını, okullara sunulan iş sayısını, iş tanımlarını, ücretleri ve çalışma sürelerini Japon İstihdam Güvenliği Yasası’na uygun olarak Kamu İstihdam Güvenliği Ofisine (PESO), okullar da bu özelliklere uygun programları ve yetiştirdikleri öğrencileri eğitimden sorumlu bakanlıklarına bildirmek zorundadırlar.
Kaliteli ve etkin bir mesleki eğitimin ülke ekonomisine katkısı yansınamaz. Japon ekonomisin bugünkü durumunda olmasının en büyük nedeni olarak “Jissekki – Kankei”’yi 1960’dan beri başarı ile uygulanması gösterilmektir.
-----------------------------------------
Anlayana - Gülmece
İyi Seçim
İki mühendislik örgencisi kampus içerisinde yürürken biri diğerine sorar;
• Bu muhteşem bisikleti de nereden buldun?
Diğeri cevap verir;
- Dün tek başıma dolaşırken bir yandan da okulu bitirince ne is yapacağımı düşünüyordum. Birden bu bisikletin üzerinde nefis bir kız geldi ve yanımda durdu. Bisikleti çimenlerin üzerine bıraktı ve üzerindeki bütün giysileri çıkarttı. Sonra da bana ” hangisini istiyorsan al” dedi.
Diğer öğrenci, arkadaşını doğrularcasına başını sallayarak:
- İyi seçim yapmışsın, elbiseler belki sana uymayabilirdi".