Sibel Siber hükümeti Cumhurbaşkanı Eroğlu’ndan onay aldı. Üç yıllık İrsen Küçük hükümeti böylelikle tarihe karıştı.
CTP, DP ve TDP’nin oluşturduğu koalisyon hükümetinde görev yapacak isimler belli oldu. Bugün tümü de işbaşı yapacak.
Kabinede siyasette deneyimli isimler de var, genç ve yeni isimler de...
Sonuçta bir ‘geçiş hükümeti’ olsa da bakanlık bir yanıyla onurlu, bir yanıyla da sorumluluğu ağır olan bir görev... Birbuçuk ay gibi kısa bir süre için de olsa o görevi en iyi şekilde yerine getirmek, bazı adımları atabilmek bakanlar açısından da, onları bu göreve getiren partiler açısından da önemli...
Sibel Siber hükümetinin görev süresi kısa, ama bana göre sorumluluğu oldukça yüksek...
28 Temmuz’da erken seçim var ve hükümetin performansı seçmenin tavrını önemli ölçüde etkileyecek.
**
Geçiş hükümeti seçim yasakları nedeniyle bazı uygulamaları yapamayacak. Ancak tamamıyla eli kolu bağlı da olmayacak.
Birbuçuk ay gibi kısa bir sürede müdür, müsteşar atayamayacak bakanlar... Dolayısıyla kendi ekiplerini kuramayacaklar.
Ama örneğin çevre konusunda adım atmaya, dış ilişkilerdeki pasifliği aktive etmeye, yurttaşlık dağıtımını durdurmaya, belediyelerin katkı paylarının önündeki sorun neyse onu aşmaya, yollarda en azından asfalt yaması yapmaya ve buna benzer işleri yerine getirmeye engel olan bir yasak yok bakanları engelleyen...
Belki büyük projeleri hazırlamaya, ihaleye çıkmaya ve uygulamaya geçirme fırsatı olmayacak Sibel Siber hükümetinin, ancak toplumun demokratik anlamda rahat bir nefes almasını sağlayabilir pekala...
Duruşuyla, verdiği mesajlarıyla, kamu çalışanlarına ve devletin yayın organlarına tavrıyla ‘fark’ yaratabilir geçiş hükümeti...
**
‘Ya hep, ya hiç’ modeli yaklaşımlar genelde yanlışa götürür. En ideal olana ulaşmak isterken, aslında ‘sıfır sıfır elde sıfır’ sonucu çıkabilir.
Bu yüzden siyasette imkansızı istemek ve onu zorlamak gerekliyse de, aslolan mümkün olanı yapmaktır.
Zaman, mekan, imkan yetersizliği birer mazeret olabilir, ama en büyük yokluk içinden bile güzellikler üretmek imkansız değildir.
Seibel Siber başkanlığında oluşturulan hükümetin önünde bazı tehditler de vardır, ama fırsatlar çok daha fazladır.
Toplumun yaka silktiği dört küsur yıllık UBP hükümetinin yarattığı ‘enkaz’ üzerine edebiyat yapmak da bir yöntemdir ve bu edebiyatın alıcısı az değildir.
Ancak aslolan iş yapmak, toplumu siyasetten soğutan uygulamaların tersine çevrilebileceğinin sinyallerini verebilmektir.
Toplumun hakikaten morale ihtiyacı vardır.
Siyasetin ve devlet yönetiminin ‘başka türlü’ de yapılabileceğini görmek istiyor insanlarımız...
Sibel Siber ve bakan arkadaşlarından en fazla ‘moral değerler’e katkı bekliyorum kendi adıma...
Başarılar...