İki toplumun yeniden yakınlaşması için son kırk yıldır mücadele veren Yeni Kıbrıs Derneği, bu alanda bir öncü oldu: Pek çok kez “hainlik”le suçlandı, saldırı altında kaldı ama barış mücadelesinden hiç taviz vermeden yoluna devam etti.
Geçtiğimiz günlerde Yeni Kıbrıs Derneği 40ncı Kuruluş Yıldönümü’nü kutladı – 4 Nisan 2015’te Lefkoşa’da Classic Otel’de yapılan bir etkinlikte, son kırk yılın mücadelesi değerlendirildi…
Bu etkinlikte bir konuşma yapan Yeni Kıbrıs Derneği Başkanı Thukis Thukkidis, bu kurumun ENOSİS’i reddeden ilk kurum olduğuna dikkat çekti.
Thukkidis’in “tarihi” diye niteleyebileceğimiz önemli konuşmasının yanı sıra, dernek ileri gelenlerinden Takis Hacıdemetriu da önemli bir konuşma yapmıştı… Bu iki konuşmayı Türkçeleştiren Yeni Kıbrıs Derneği’ne bunun için teşekkür ederiz…
Thukis Thukkidis, konuşmasında şöyle dedi:
“Derneğin kuruluşu durup dururken olmadı. Böyle bir gereksinim, ülkemizin yakın tarihinde derin izler bırakan trajik Temmuz 1974 olayları sonucu ortaya çıkmıştı.
O günkü olaylar, herkesi olduğu gibi, küçük bir grup insanı da sarsmıştı. Daha somut söylemek gerekirse, Derneğin kuruluş bildirgesinde belirtildiği gibi, bu grup 9 kişiden oluşuyordu. Bu insanlar “Kıbrıslılar olarak hayatımızı yeni baştan ele almak gerektiği” kararını aldılar. 9 kişiden oluşan bu küçük grup bazan birilerinin evinde, bazan birilerinin ofisinde ve çoğu zaman da bir garajda buluşuyordu. Uzun tartışmalardan sonra yakın geçmişimizi gözden geçirip yeni temeller üzerine bir yapı kurabilecek bir dernek oluşturmaya karar verildi. Ülkemiz için yeni bir başlangıç oluşturacak, ülkemizin kendi ayakları üzerinde durmasını bekleyen, ve Kıbrıs halkını oluşturan tüm kültürlerin bilincinde olan bir dernek. O andan itibaren tüm Kıbrıslıların odak noktası Kıbrıs olacaktı ve Kıbrıs halkı gerçekte olduğu gibi çok etnisiteli olacaktı. Tüm etnik toplumlar eşit muameleye tabi tutulacaklar ve hepsine de eşit derecede saygı gösterilecekti.
Gerçekten de birkaç ay sonra, somut olarak 19 Mart 1975 günü dernek kuruldu. Kıbrıs için yeni bir başlangıcı işaret etmesi amacıyla derneğe Yeni Kıbrıs adı verildi. O günkü koşullar göz önünde tutulursa derneğin esas eylemlerinin iki büyük toplumun yakınlaşmasını sağlamak, Kıbrıs devletinin pekiştirilmesi ve demokratik ilkelerin ileriye götürülmesi amaçlarını içermiş olması şaşırtıcı olmasa gerekir.
Kolayca anlaşılacağı gibi derneğin amaçları doğrudan ülkedeki iki büyük
toplumun birbirinden ayrılma çabalarını ve Türk işgali ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tasfiye edilmesinin önlenmesini hedefliyordu. Elbette Yunan darbesinin demokratik kurumları ortadan kaldırmasının önlenmesini de. Daha sonra Derneğin temel amaçları arasına insan haklarına saygı gösterilmesi de eklendi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Aralık 1974’te geri dönmesi ve ülkede demokrasinin yeniden hayata geçirilmesi göz önünde tutularak demokratik kurumların korunması konusuna daha az önem verildi. Bu ana kadar varlığı tehlike altında olan Kıbrıs devletinin korunmasına daha çok vurgu yapıldı. Elbette iki büyük toplumun yakınlaşması en çok önem verilen konulardan biridir. Bu iki toplum, 2003 yılından beri ilişki kurma fırsatları artmış olmasına rağmen, günümüze kadar iki ayrı birim olarak varlığını sürdürüyor.
Yeni Kıbrıs Derneği’nin ortaya çıkışı, ilk etapta her iki toplum tarafından hoş karşılandı. Yunan cuntasını Kıbrıs halkına karşı işlediği suçlar henüz hafızalardan silinmemiş olması nedeniyle derneğin eylemleri ilgi uyandırıyordu. Özellikle de on yıl süreyle Kıbrıslı Türklere karşı uygulanan diskriminasyondan sonra Rum tarafından sempatik, kardeşçe ve pratik bir destek sesinin gelmesi dikkat çekiyordu.
Burada şunu hatırlatmam gerekir ki darbe ve işgalden sonra Kıbrıslı Türklerin bir kısmı Baf’ta ve öteki bölgelerde yaşamayı sürdürüyorlardı. Ama tamamen izole edilmişlerdi, mallarından yoksun ve Rum halkının düşmanca tavırlarıyla karşı karşıyaydılar. O günlerde Dernek Güney’de yaşayan Kıbrıslı Türk yurttaşlara gücü yettiğince bazı sorunlarını çözmek için yardım etmek amacıyla bir takım özel gruplar oluşturmuştu. Olup bitenler hakkında bilgi edinmeleri için Kuzey’den ele geçirdikleri gazeteleri onlara gönderilir, onlara yiyecek temin edilir, ihtiyaç duyanlara sağlık hizmeti hatta haksız yere suçlandığına inanılan Kıbrıslı Türklere hukuki destek sağlanıyordu. Baf ve Limasol’daki Kıbrıslı Türkler Kuzey’e geçtikten sonra da geride kalan az sayıdaki enklavdaki Kıbrıslı Türklere Dernek yardım etmeyi bir süre daha sürdürmüştü.
DEVAM EDECEK