Toprak...
Mülkiyet...
Garantiler...
Askerler...
Egemenlik...
Eşitlik...
Kıbrıs sorununda bildik temel parametreler bunlar...
Kendi adıma 46 senedir bu parametreler çerçevesinde yürütülen ya da çoğu zaman yürütülemeyen müzakerelerle yatıp kalkıyorum.
Doğdum doğalı yani!..
**
Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar ‘çözüm’ için elbette liderle düzeyinde müzakere edecek.
Mutlaka parametreler de olacak, görüşme zemini de...
Peki ama şu ömrümden geçen 46 yıl boyunca bu parametrelerden ne anladım, ne kazandım kazandım?
Ya siz?
Biz Kıbrıslı Türkler ne kazandık?
Kıbrıslı Rumlar ne elde ettiler bugüne kadar?
“Toprak” diye diye nutuklar salladık da yarım asırdır ne geçti elimize?
“Tam egemenlik”-“ayrı egemenlik” sloganları ile kaç arpa boyu yol alabildik?
Bu soruları sormak için yeterince vakit kaybetmedik mi şu ‘Akdeniz adasının yerlileri’ olarak?
**
Liderler masaya oturduğunda yine aynı parametreleri konuşacaklar.
Toprak...
Mülkiyet...
Garantiler...
Askerler...
Egemenlik...
Eşitlik...
Bir taraf başka çalacak, diğer taraf başka söyleyecek.
Karşılıklı suçlamalar duyacağız her zamanki gibi...
Yetmedi mi?
**
Liderler keşke müzakere masasına oturduklarında ‘yeni parametreler’ arasalar.
Mesela ‘yeni nesil’ nasıl bir yaşam sürüyor, ona baksınlar.
Çocuklarımıza, gençlerimize nasıl bir ülke bıraktığımızı düşüsünler.
Parametreleri ‘devlet odaklı’ değil, ‘insan odaklı’ kurgulasınlar.
Bu ülkede ekonominin nasıl ileriye gideceğini, istihdam olanaklarının nasıl artırılabileceğini konuşsunlar, tartışsınlar.
İlla kapışacaklarsa bunlar için kapışsınlar.
‘Soyut’ değerler yerine ‘somut’, insanların yaşamını doğrudan etkileyen kavramlara kafa yorsunlar.
**
‘Yeni parametreler’ şunlar olmalı bana göre:
İş...
Ekmek...
Gelecek...
Çocuklarımız ‘aş’ derdinde olacak, ‘egemenlik’ peşinde değil!
‘İş’ arayacaklar kapı kapı, ‘siyasi eşitlik’ değil!
‘Gelecek’lerini görmek isteyecekler, tıpkı ‘normal’ ülkelerde yaşayan yaşıtları gibi...
Liderlere çağrımdır: Bir de bu parametreleri deneyin. Belki işe yararlar.
‘İnsan odaklı’ düşünmek için daha fazla zaman kaybına tahammülü yok bu ülke insanlarının...
En azından benim bir 46 yılım daha yok Kıbrıs sorununa feda edebileceğim.
Ve kızımın da ömrü boyunca ‘Kıbrıs sorununa endeksli’ olmasını istemiyorum.
Var mı çocuklarına kötülük etmek isteyen?