Halkın Partisi (HP) Girne Milletvekili Jale Refik Rogers, Türkiye Cumhuriyeti’yle imzalanan ekonomik protokolün geçmişte imzalananlardan pek farklı olmadığını söyledi.
Rogers yazılı açıklamasında, her bir bakanlığın Türkiye Cumhuriyeti’yle müzakere edip kendi bünyesinde hazırlığını yaptığını, önceliklerini belirlediğini belirtti.
Bazı konuların yıllardır konuşulduğunu ama hiçbir şey yapılmadığını savunan Rogers, “Kendimizi de eleştirmeliyiz. Belli şeylerin bu ülkenin yararına olacağını söylüyoruz ama o adımı atacak cesareti de göstermiyoruz. Biz siyasiler olarak doğru gördüğümüz reformları geri adım atmadan gerçekleştirmeliyiz, cesaretle üzerine gitmeliyiz. Belli konular var ki hızla hayata geçirilmesi gerekiyor” dedi.
“BATI NİL VİRÜSÜYLE MÜCADELEDE HER BELEDİYE AYNI PERFORMANSI GÖSTEREMİYOR”
Jale Refik Rogers, protokolde de yer alan belediye sayılarının azaltılması konusuna değindi ve sayının fazlalığı konusunda hemfikir olduğunu söyledi:
Rogers, şunları ifade etti:
“Bu küçük ülkede 28 belediye var. Çoğu belediye kendi ayakları üzerinde durmakta ciddi anlamda zorluk çekiyor. Bunun farklı konularda etkilerini yaşıyoruz. En güncel örneklerinden biri; Batı Nil virüsü konusu. Sivrisinekten insanlara geçen bir virüs bu. Sulak alanların ilaçlanması, sivrisineklerle mücadele belediyelerin rolü olan bir konu. Bunu bir belediye başarıyla yaparken diğeri aynı performansı gösteremediğinde tam bir mücadele olamıyor. Sivrisinekler sınır da tanımadığından çok ciddi halk sağlığı sorunları yaşıyoruz. Dolayısıyla yapılması gerektiğine inandığımız konularda siyasilere büyük görev düşüyor. Genel sağlık sigortası da bu protokolde atıfta bulunulan başlıklardan biri. Bu da yıllardır konuşulan ama henüz hayata geçirilemeyen konulardan biri”.
Toplum olarak ne istenildiğine karar verilmesi gerektiğini, Avrupa ülkelerini örnek verdiklerini ancak bir yandan da değişime de direnç gösterdiklerini belirten Rogers, “ Reform gerektiren konuların üzerine korkusuzca gitmemiz gerekiyor. Örneğin bir önceki hükümet döneminde, müşavirliği kaldırarak önemli bir başarı elde ettiğimizi düşünüyorum. Kamu reformunun önemli bir bacağıydı. Kamu reformunu da on yılı aşkın süredir konuşuyoruz. Belki de kamu reformunun tamamını geçirmeye çalışmaktansa parça parça geçirmek daha çabuk sonuç almamızı sağlar. Özellikle üçlü kararnamenin kapsamının daraltılması ve kamuda müdürlerin sınavla yerleştirilmesi çok önemli bir noktadır. Kamuda verimliliği artıracak ve kurumsal hafızayı koruyacak bir adımdır. Buradan devam edebiliriz” diye konuştu.
“BAKANLIKLARIMIZ ÇALIŞMALARINI HIZ KESMEDEN SÜRDÜRÜYOR”
Belediyeler reformuyla ilgili İçişleri Bakanlığı’nın çalıştığını ifade eden Rogers, mevcut belediyeler yasasında iyileştirme ve sayılarının azaltılması noktasında da çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Rogers, Ekim ayında yasa tasarısının Meclis’e geleceğini ve hükümetin bunu geçirecek iradesinin olduğuna inandığını söyledi.
Rogers, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nda araç-muayenenin Kamu Özel İşbirliği’ne geçirilmesi, Telekomünikasyon Dairesi’nde altyapıyla üstyapının ayrıştırılması ve altyapının devlette kalacağı, üstyapının Kamu Özel Ortaklığı’na devredileceği bir yapı üzerine çalışmalarının sürdüğünü de söyledi.
Rogers, “Bakanlıklarımız çalışmalarınız hız kesmeden sürdürüyor. Bürokratlarıyla birlikte dersine iyi çalışan ve hazırlığını yapan bakanlıklarımız olduğu sürece, devletin denetleyici ve düzenleyici rolünü gösterebildiği bir düzen kurabilirsek her şeyin daha iyi olacağını düşünüyorum.” dedi.
“HAYAT PAHALILIĞI KARARI TASARRUF DEĞİL, HATANIN DÜZELTİLMESİDİR”
Hükümetin hayat pahalılığı ile ilgili siyasi kararlılığının sürdürmesiyle ilgili olarak ise Halkın Partisi Girne Milletvekili Jale Refik Rogers, bunun bir ekonomik tasarruf değil, yapılan hatanın düzeltilmesi olduğunu söyledi.
Rogers, “Geçen hükümet döneminde yüzde 2,03 oranında fazla verilen bir hayat pahalılığı ödeneği var. Bunun maliyeye yükü de yaklaşık 90 milyon TL gibi ciddi bir miktar. Bir önceki Maliye Bakanı da bunun yanlış olduğunu açıklamıştı. Kanun hükmünde kararnameler genelde ekonomik tedbirlerde uygulanacak bir yöntem. Genel Kurul’un tatilde olması nedeniyle Ekim ayına kadar beklememek için bu yola başvurmuştuk. Yüksek Mahkeme yöntemi doğru bulmadığına ilişkin bir karar açıkladı. Hükümet olarak bu düzeltmenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Gerekirse bununla ilgili bir yasal düzenleme yapacağız. Hükümetin niyeti, kanun hükmünde kararnameyle fazla verilen hayat pahalılığını geri almaktı. Birilerinin hakkı olanı elinden almaya çalışmıyoruz.” İfadelerini kulandı.