Dilara Topcan
2016 yılını saatler sonra geride bırakıyoruz ve yepyeni bir seneye merhaba diyoruz. Her defasında olduğu gibi her yeni gelen seneyle ilgili hepimizin birçok umudu, hayali oluyor. Fakat çoğu zaman umutlar boşa çıkıyor, hayaller de kırılıveriyor. Belki de en güzeli her anı olduğu gibi yaşamak, kabulleniş içerisinde olmak ve en önemlisi de zihni berrak tutarak düşünce biçimimizi ‘güzelleştirmek’… Ancak bu sayede beklentiler olmaksızın gerçek bir huzur ve mutluluk hali içerisinde yaşamımızı sürdürme şansına sahip olabiliriz…
HAYATA NASIL BAKIYORSUNUZ?
Bu sene yeni umutlar ve dilekler içerisine girmeden önce hayata nasıl bakıyor olduğunuzu sorgulayın. Aslında hayata nasıl baktığımız geleceğimizi şekillendiriyor. Sağlıklı yaşam ve diyet konusuna gelince de durum esasında aynı. Eğer sağlıklı yaşama kendimizi uzak hissediyor ve hiçbir şekilde sağlıklı yaşam tarzını benimseyebileceğimize inanmıyorsak sağlıklı yaşam biçimini hayatımıza entegre edemeyeceğimiz de kesinlikle aşikârdır. Yani inanmak başarmanın yarısıdır derler ya, aslında inanmak başarının ta kendisidir belki de…
BAKIŞ AÇIMIZ VE SAĞLIĞIMIZ
Bahsettiğimiz gibi bakış açımız ve hayatı nasıl ele aldığımızla sağlığımız da doğrudan ilintili. Örneğin sürekli olarak negatif bir bakış açısına sahip bir bireyin pozitif bir geleceğe sahip olması neredeyse imkânsızdır. Bakış açımız ve zihin yapımızın sağlığımız üzerindeki etkileri de kesinlikle azımsanamayacak derecede önem taşımaktadır. Mesela sağlıklı olduğuna inanan bir bireyden sağlıklı davranışlar içerisinde olmasını bekleriz. Aksi takdirde sağlıksız davranışlar içerisinde bulunan bir bireyin sağlıklı olduğuna inanması/inanmaya çalışması son derece samimiyetsiz bir tutumdur. Bu noktada eğer birey kendisine karşı dürüst yani samimiyse, düşündüğü gibi yaşamayı seçecektir. O halde sağlıklı olduğunu söyleyen bir bireyin sağlıksız davranışlar içerisinde olması ne kadar da mantıksızdır değil mi?
KİLOLARINIZIN SORUMLUSU BELKİ DE ZİHNİNİZDİR
Zihnimizde ne var ne yoksa onları hayatımıza çekiyor ve bir şekilde yaşıyoruz. Diyet başarısı/başarısızlığı için de aynı şey geçerli. Örneğin sağlıklı beslenme ve diyet konularında da başarı sağlamak isteyen birisi sürekli olarak diyetten kopuyor ve sağlıksız bir yaşam biçimi içerisinde ömrünü sürdürüyorsa bu bireyin öncelikli olarak zihninde diyet konularıyla ilgili inanışlarını ve yarattığı düşünce kalıplarını incelemek gerekiyor. Zihin ve davranışlar bir bütündür. O halde diyet başarısı için ilk etapta zihni diyet başarısına inandırmak ve sonrasında buna uygun davranış biçimlerini samimiyetle hayata entegre edebilmek gerekir…
SAMİMİYSENİZ KAZANIRSINIZ…
İsteği ve hedefi konusunda samimi olan birisi her ne olursa olsun inancını sağlam tutarak o yolda ilerler. Aksilikler çıksa da, önünde blokajlar oluşsa da er ya da geç hedefine ulaşmak için savaşır. Kolay vazgeçmez ve türlü çabalar içerisinde sırf hedefine ulaşabilmek için uğraş verir. Aslında isteklerimizde ne kadar samimi olduğumuzun farkına varmak ‘gerçek isteklerimizi görebilmemize’ de fazlasıyla yardım edecektir…
Tüm bunları düşününce belki de zihin yapınız ve inançlarınız yüzünden hala kilo problemi yaşıyorsunuzdur, ne dersiniz?
BU SENE KENDİNİZİ ‘FORMATLAYIN’
2017 senesiyle birlikte gelişin ve dönüşün. Artık olması gereken ‘siz’i yaratmak için kendi içinize dönün, feneri kendinize doğru tutun. Bu sene kendinizi çözün… Unutmayın, diyet konusunda hala başarı sağlayamıyorsanız bu ne diyetisyeninizle ne de diyetinizle ilgilidir… Bu yüzde yüz sizinle alakalıdır. Diyetisyenle ilgili olsa bile diyetisyeni de yine ‘siz’ seçtiniz, unutmayın. Yani sorumlu yine sizsiniz!
ARTIK ERTELEMEYİN, KARARLI OLUN
Artık geleneksel alışkanlığımız haline dönüşen ‘erteleme’ huyumuzu da bir kenara bırakmamız gerekiyor. Hayat ertelenecek kadar uzun değil, sanırım hepimiz bunun farkındayız. Bu nedenle 2017’de hayatı ertelemeyen bir siz olacağınıza dair kendinize söz verin. Kendinize inanın, diyete başlayın, kararlılığı elden bırakmayın ve başarın… İşte bu kadar basit…
Hepimiz için sağlık, huzur, sevgi ve barış dolu bir yıl olsun. Mutlu seneler!