Yeni sezon yarın başlıyor.
Uzun maraton için takımlara başlarılar, tüm futbolculara sakatsız bir lig dilerim.
Umarım hafta sonu BJK –GS maçında yaşanan çirkin olayları yeni sezonda sahalarımızda görmeyiz. Ne de olsa “üzüm üzüme baka baka kararır”.
BJK-GS maçından sonra çıkan olaylar herkesin malumu. BJK’nin çıkışı engellenmek istenmişti. Atatürk Stadyumu’ndan daha güzel bir yer olamazdı. BJK ENGELLENDİ. Fatih Terim kurtarılmak istenmişti. KURTARILDI. Ancak o da Ünal Aysal’a takılıp çok sevdiği takımından KOVULDU. Ne de olsa Türkiye gibi yerde bir ipte iki cambaz oynamaz.
Bizim için bu olaylar artık NORMAL. ANORMAL olan futbolun doğru zeminde doğru insanlarla oynanmasıdır. Örneğin İngiltere, Almanya, İspanya futbolu Türk insanı için ANORMALDİR. Çünkü oralarda yalnızca futbol oynanır.
Devlet işin içinde değil. Polis biber kazı kullanmaz.TV’lerde masalar kurulmaz. Tetikçi yok. Yalnızca maçlar izlenir.
Her takıma eşit mesafede yorumlar yapılır ve bir sonraki maça konsantre olunur. Böylelikle futbolun MARKA değeri artırılır. Daha doğrusu futbolun bir oyun olduğu insanlara hatırlatılır.
Bakmayın Türkiye’nin Olimpiyat veya 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı düzenlemek istemesine. Bakmayın ayni dili konuştuğumuza. Aramızda çok ciddi farklar var.
Özellikle kültürel ve sportif bakımdan dünyaya kapalı olmamıza rağmen, düşünce olarak Türkiye’nin çok çok üzerindeyiz.Türkiye’de spora yapılan yatırımın 100’de biri Kıbrıs Türk gencine yapılsın, on gömlek üzerlerine çıkmazsak adımı değiştiririm.
Tüm bu olumsuzlukları izlerken, kendi ülke futbolumuzu unutmamalıyız. Bize yakışan, zorluklar içerisinde futbolun marka değerini artırmaktır. Artık masa başlarında futbol dışında konuları tartışmakla bir yerlere varılmayacağını herkes anlamalı. Bu konuda da futbol federasyonuna büyük iş düşmektedir. Doğru zeminde, doğru insanlarla futbolu tartıştırmalı. Milat öncesi yasalarla futbolu yönetmemeli. KOP görüşmelerine daha çok önem verip, uluslararası alana Kıbrıs Türk futbolunu taşımak için elinden geleni yapmalı. Aksi halde sezon içerisinde yine“hakemlerin performansları” yine “verilen ve verilmeyen cezalar” yine “başkan ve yöneticilerin TV programlarındaki şovları” derken, futbol yine ayni yerde saydırılacak. Hele hele ekonominin kötüye gittiği, kulüplerin ise hayali bütçelerle yarıştığı bir ortamda, didişme hiç ama hiç bitmeyecek.