Neriman CAHİT
Tamer Öncül, kendi anlatımıyla – “Şiir Serüvenine, 70’li yılların ortalarında: “Toplumcu – Gerçekçi Şiiri, ‘Kıbrıslılık’ duyarlılığıyla yoğurarak kendi çizgisini oluşturmaya başladı. Bu güne dek, ‘Şiir Dalında sekiz / Araştırma – Deneme dalında ise ‘dört’ kitabı var.
Onun şiirleri – neredeyse – insan ve toplum yaşamının ‘Minyatür resimleridir’, çoğu kez… İnsan ruhunun en silik en yakalanamaz, en uç gizleri… Aşk ve nefret gibi birbirine karşıt, ancak, birbirinin içinden çıkan duygu karmaşaları… Deli dolu gençlik ve uzayan – uzatılan gençlik yılları… Tutkular… Ülkemizin ‘onulmaz yaraları / acıları… Atışmaları…
Yazarlara ve diğerlerine iğnelemeler… Şiirinin özünü oluşturuyor…
BU KONUDA İSE…
Bu konuda ise, gerçekten de çok başarılı... Bunu, biraz da: ‘Figüratif bir Şair’ olmasına borçludur…
“İçindekiler Bölümü’ndeki: Şiir Ayrımının Başlıklarına Bakıyorum:
• YER ÜSTÜ: Tam (15) şiir var ve tümünün öznesi de HAYVAN…
• İkinci Bölüm: “YER ALTI…”
• Tam (9) şiir yer almış… İnsana Dair…
• Üçüncü Bölüm: YER YILDIZ…
• Benim en sevdiğim bölüm oldu bu: Ve, tam (14) şiir yer alıyor…
• SON BÖLÜM BAŞLIĞI: “ESKİ BİR DEFTERDEN…”
• Dört Şiir yer alıyor…
• Bu, bölümdeki şiirlerin hepsi de yayımlanmış… Ve, 1970’li – 80’li yıllara ait…
İnsanı, gerçekten de etkiliyorlar…
***
İşte onlardan biri:
SU YÜREKTE DE YANAR…
Uzun
meşe yapraklı
yeşillenen dallarda
salınıyor yüreğim…
oltada çırpınan
Kocaman bir balık –
Kanıyor her atışta.
yapraklara damlıyor kan
moraran yapraklar toprağa…
ince dudaklı bir kadın
bir türkü fısıldıyor
yüreğimin kulağına
çırpınış, çırpınış
kan toprağı suluyor…
Sedir yaprakları
girip çıkıyor damarlarıma,
alev alev
kan basıyor her yanı…
yangın söndürücüler
ne arıyor burada –
Su, yürekte de yanar…
(1987 İstanbul)
***
Sevgili Okur…
Bir insani etkinlik olan şiir, kuşkusuz ‘insanlık durumlarını’ yansıtacaktır. Ve, ben şunu da eklemek istiyorum: “Bir insani etkinlik olan şiir elbette ki, ‘İnsanlık durumlarının’ bir sonucudur… Ve, çok başarılı şiirlerde ‘bu’ daha bir somutlaşır. Yani, her şey şiir olabilir… Reddetsek de bunları ‘bilmek’ zorundayız…
Lütfen bu kitabı okuyun…
Ve, tartışın… Seveceksiniz…
-------------------------------------------------------------------
Dinle Komşum…
BARIŞIN ZAMANIDIR ARTIK…
Sen güneye ben kuzeye
Savrulup gideli komşum
Yoruldum…
Savaş tanrılarına kurban doğurmaktan
Tanrılara adak mumları yakmaktan
Yoruldum…
Aç yüreğini
Aç ve kulak ver yaralı toprağına
Yaşamın…
Sevmek ve bağışlamak olduğunu
Bir anne sesiyle fısıldıyor sana…
Gel
Kinlerin ve kör öfkelerin karanlığında
Paslanmış yüreklerimizi
Barışa açalım birer birer…
Bu iş, yine biz analara kaldı
Çocuklarımız adına
Gel artık barışı doğuralım
Bir çiçek gibi takalım da göğsümüze
Kimseye ama hiç kimseye
Soldurtmayalım…
Bir düş’üm var benim
Yıllardır kendini dayatıp duran:
Ortak bir vatanda’
Sevinç ve tasada
Ortak yaşamak… olan…
Hep başkaları söyledi biz dinledik…
Kuralları onlar koydu
Biz uyduk…
Bunun biraz da bizim suçumuz olduğunu
Bilmiyor muyduk…
Daha ne kadar bekleyeceğiz
Söz sırası ne zaman gelecek bize
Hade, hep birlikte ayağa kalkalım
HADE… Hep birlikte…
“Çünkü, barış hiçbir yerdedir
Eğer bizim içimizde değilse…”
Bak bizim gafletimizden
İkiye bölündü bu ‘Anne Toprak’
Yüreğinden…
İkiye bölündü Yurt sesimiz
Yürek sesimiz
Can evinden…
Gelin bir türkü tutturalım hep birlikte
Sevgi aksın, barış aksın yüreğimizden…
***
Yarım bir kalp çizmiştim…
Yaşlı bir zeytin ağacının gövdesine
Hala yarım duruyor orda…
Beşparmaklarda…
Ne dersin birlikte tamamlamaya…
Çocuklarımız, dikenli tellerle böldüğümüz
bir dünyada / ‘Ortak bir Vatanda’
Yaşamak yerine…
Birbirimizi yok etme planlarımıza
Ortak oldular…
Bizler kuramazsak BARIŞI…
Tekrar sınırlara koşacak onlar
Unutmadın değil mi komşum
Hatırlıyorsun…
Çocuklarımızı öldüren aynı kurşunlar
Ve, farklı olsa da dinimiz
Aynı ağıtları yakıyor yüreğimiz…
***
Kin mevsimi, kan mevsimi
İntikam mevsimi geçsin
Barışın zamanıdır artık
Hoş gelsin… Sefa gelsin…
Neriman CAHİT