Bu köşede gördüğünüz fotoğrafta Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı ve Dipkarpaz Belediye Başkanı Mehmet Demirci gayet samimi bir pozda görülüyorlar.
…….
Burada dikkat çekmek istediğim konu, bir Çevre Bakanıyla, bölgenin gelişmesi! adına birçok yanlış çalışma için büyük gayret sarfeden bir belediye başkanının dostluğunun bölge adına, bölge halkı adına, bütün toplum adına zarar verici bir işbirliği haline dönüşmemesidir.
Burada bana ulaşan bir iddiayı yazmak isterim; Denildiğine göre AKP hükümetinin yapılan seçimlerde İskele bölgesinde desteklediği 5 kişi varmış. Bunlardan biri şimdiki Çevre Bakanı Hamit Bakırcı’ymış. Bakırcı Meclise girmekle kalmamış, AKP’nin isteğiyle Karpaz’ı da direkt ilgilendiren bir şekilde Çevre Bakanı yapılmış. Ben iddiaların yalancısıyım!
Umarım doğru değildir.
***
Yukarıdaki bölümü 10 Eylül 2013’te yazmışım. Yani şimdiki hükümetin kurulmasından 10 gün sonra… 30 Ağustos’ta bir yılını dolduruyor CTP-BG/DP-UG Hükümeti… Herhalde sayın Başbakan 365 gününü değerlendiren bir konuşma yapacaktır ay sonunda…
Çeşitli bakanlıklar ve icraatlarla ilgili açıklamalar ve bu açıklamalarla ilgili eleştiriler ve karşı görüşler de ardından gelecektir. Onları o zaman için konuşuruz ancak bugünlerde gündemde olan Çevre Bakanı Hamit Bakırcı ve yaptıkları veya yapmadıkları…
Bir şirketin davetlisi olarak eşiyle ve bakanlık teknik personeliyle birlikte Marsilya’ya gitti Hamit Bakırcı… Taşocakları rehabilitasyonuyla ilgili bilgi almak için gittiklerini söylüyor, “bunun neresi abes?” diye de arkadaşımız Meltem Sonay’ın sorusuna soruyla karşılık veriyor.
Özel bir şirketin davetlisi olarak bir bakanın davete icabet etmesinin sonuçlarından veya ne anlama geleceğinden Hamit Bakırcı’nın bihaber olması beklenemezdi ama dün Başbakan’ın açıklamasından Bakırcı’nın ‘bihaber’ olduğu anlaşıldı! Çevre Bakanı, Başbakan Yorgancıoğlu’na “siyasete yeni girmiş olmasından dolayı böyle bir durumun yanlış anlaşılacağını tahmin etmediğini” söylemiş ve “bundan sonra böyle bir davete katılmayacağını” söylemiş.
Diyelim ki Marsilya gezisinin ne anlama geldiğini bilmiyordu, bir SİT alanı olan Akdeniz köyü kıyısını gençlere sörf yapmak için kiralarken bir SİT alanının kiralanamayacağını da mı bilmiyordu? Orada kaplumbağaların yumurtladığını bilmiyor muydu? Endemik bitkilerin varlığından haberi yok muydu? Eski Eserlerin ‘olumsuz’ yanıtına karşın orayı kiralarken mazereti “siyasete yeni girmek”miydi!
***
Ve girişte hatırlattığımız yazıda belirttiğimiz gibi Dipkarpaz eski belediye başkanı ile makamında iki dost olarak poz verirlerken Dipkarpaz’da hâlâ kaçak olarak bulunan ve kaçak olarak artan yapıları neden yıktırmıyor, neden engellemiyor?
O bölgede, milli parktaki yapılaşmayı, yok edilen doğayı korumak için ne yaptığını açıklayabilir mi?
Şimdi Dipkarpaz’da yeni bir belediye başkanı var. Yeni başkanın Karpaz’ın özelliğini koruyarak gelişmesi yönünde mi yoksa eskiden olduğu gibi “bölge halkı böyle istiyor” diye Karpaz’ın yok edilmesi yönünde mi taraf alacağını göreceğiz.
İskele bölgesindeki halk belediyelerini CTP-BG’li başkanlara emanet ederken Çevre Bakanı Hamit Bakırcı’nın icraatları ne çerçevede olacak bu bölgede… Başkanlar, Bakanla nasıl bir işbirliğine girecekler, bunlar da zaman içinde görülecek şeyler.