‘YENİ’ ÜLKEYİ YENİ NESİL KURACAK

Onur Olguner

Bir zamanlar sağ bir partiden milletvekilliği yapmış sevdiğim bir büyüğümle sohbet ediyorduk. Sohbetimiz sırasında “Sağ bir parti olarak dünyada ender rastlanan sosyal konut örneğini, dünyada pek çok sol hükümetin yapamadığı bir şekilde nasıl başardınız?” diye sormuştum.

Verdiği cevap beni çok şaşırtmıştı. “Türkiye’den çok para geliyordu, ne yapalım diye şaşırdık, bari ‘ev yapalım da insanlara verelim’ dedik” diye cevaplamıştı.

Yine o dönemde kamu yöneticiliği yapmış başka biri de “Türkiye’den çok para geldiği için memurları erken yaşta emekli ediyorduk ki yeni ve genç memurlar alabilelim” demişti.

Ona da çok şaşırmıştım.
Ama artık şaşırmıyorum!

Bu ülke kurulduğundan beridir Türkiye’den para akışını da Annan Planı dönemindeki bolluğu da, yükseköğrenimin tavan yaptığı dönemi de İngiliz ve Rusların yerleşmek için ülke bütçesini büyütmesini de gördü.

Bu dönemlerde maalesef ülke adeta bir ağustos böceği gibi davranmayı huy haline getirdi. Kendi har vurup harman savururken, birkaç karıncanın “sorumlu olmalıyız” demesini gülerek izledi.

Her seferinde devletin başına çıkabilen ağustos böcekleri, devlet kasasının ağzını açtı ve seçimlerde sesi çıkan sorumlu karıncaları hep gömdü.

Bu hata sadece siyasetin değildi. Hayır, halk da koparabildiğini kopararak ağustos böceği yönetim tarzını tekrar tekrar seçti. Tekrar tekrar güçlendirdi.

Belki düzenin böyle olmaması için mücadele eden büyüklerim hadsizlik ettiğimi düşünecek ama söylemek zorundayım: Geçmiş jenerasyonlar ülke yönetme ve ülke olma işini eline gözüne bulaştırdı. Bu işi beceremedi!

Sorumsuzlar sorumluları bastırdı. Ağustos Böceği Yönetimi 33 yıllık devlette ne eğitim sistemi, ne sağlık sistemi, ne ulaşım sistemi kuramadı. Dahası adalet ve eşitliği hiç sağlayamadı!

Bize bırakılan miras o kadar kötü halde ki, bizler kendimize üzülmekten çok sıradaki nesillere acır hale geldik.

Dahası yeni nesil ne zaman “gençlere yol açın dese” bu hakaret olarak algılandı. Çok sevdiğimiz büyüklerimizden “biz de genciz” lafını duyduk.

Hem de o kadar bir baskıcı olarak söylendi ki bu cevap, dönüp de “sevgili büyüklerimiz, sizin enerjik olmanız, içinizdeki savaşma gücünün bitmemesi genç olduğunuz anlamına gelmiyor” bile diyemedik.

Bugün artık herkesin dilinde bir laf var: Yeni bir sayfa, yeni bir ülke.

Belki de bana kızacaksınız ama açıkça söylemeden edemeyeceğim:

‘YENİ’ ÜLKE YENİ NESİLLERLE KURULUR!

Bizim neslimiz, hatta o yadırgadığınız 2000 kuşağıyla kurulur yeni ülke ve yeni düzen.
O yüzden açıkça seçenekleri ortaya koyup bir karar verelim:
Ya, kulağa hoş söylemlerle aynı tas aynı hamam devam edeceğiz,
Ya da gerçekten yeni nesiller ile yeni bir ülke kuracağız.
Karar bizim!