Kuzey Kıbrıs siyaseti 2019 yılında yoğun geçeceğe benziyor. Kıbrıs sorunu görüşme süreci BM inisiyatifi ile ilkbahardan itibaren hareketlendirilmeye çalışılacak. Ne kadar hareket olabileceği kestirilemiyor ama hareket olsa da, olmasa da gündemdeki önemli yerini koruyacak ve 2019 yılının en çok konuşulan siyasi konularından biri olacak.
İç siyasetin konuları da öncelikle ekonomi, dört ortaklı hükümetin sürdürülmesi, hükümet programının tam uygulanması, yurttaşlıklar, iç asayiş gibi konular olacak. Bu konular dönem-dönem gündeme girip çıkacak ancak 2020 yılı Nisan ayında yapılacak olan KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri tüm yıl boyunca gündemde hep kalacak; zaten daha şimdiden aday isimleri konuşulmaya, bazı aday adayları nabız yoklamaya, sivil toplum örgütlerine ziyaretlere, medyada yer alacak etkinliklerde görüntü vermeye başladı bile.
Çok adaylı bir seçim olacağı kesin, mecliste temsil eden altı siyasi partinin de aday çıkarma olasılığı var. Sağ partilerde ittifak olabilir ama sağın tek aday ile yarışa katılmayacağı da kesin görünüyor. Sol partilerde cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turuna ittifakla girme geleneği pek yok; meclis dışındaki sol partiler yapabilir ama… Adanın geleceği için Kıbrıs sorununa BM ölçütlerinde çözümü destekleyen tüm siyasi partilerin, meslek kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin uzlaşacağı bir adayla seçime gitmek ideal ama biraz ütopik görünüyor. Dolayısıyla, bu kesimin, en az iki adayı olacağı öngörüsü hatalı olmayacak; biri şimdiki Cumhurbaşkanı Akıncı, diğeri de CTP’nin adayı…
Crans-Montana’nın hemen ardından Akıncı’nın verdiği mesajlar yeniden aday olmayacağı algısı yaratmış olsa bile, bu algıyı değiştirecek yeni mesajlar vermeye ve çabalarda bulunmaya gecikmedi. Akıncı’nın yeniden TDP destekli bağımsız aday olarak seçime katılacağı kesin… Haziran 2018 yerel seçimlerinde Lefkoşa Belediye Başkanlığı için aday çıkarmayıp da görevdeki TDP’li Belediye Başkanı’nı destekleyen CTP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Akıncı’yı destekleyeceğine dair yorumlar yapılmıştı. Ancak, yerel seçimlerin hemen sonrasında, CTP Genel Sekreteri cumhurbaşkanlığı seçimlerine CTP’nin kendi adayı ile katılacağına dair açıklama yaptı…
Şimdi merak edilen ve kesinleşinceye kadar yıl boyunca gündemde tartışılacak olan konu CTP’nin adayının kim olacağıdır. Bu konuda ibre Parti Başkanı ve Başbakan Tufan Erhürman’ı gösteriyor; bu görevin gerektirdiği niteliklere haiz bir siyasetçi ve Kıbrıs sorunu görüşme süreçlerini de yaşamış olmanın birikim ve deneyimlerine de sahip… Böyle bir kararda örgütsel sorun ve sıkıntı da yaşanmayacak. Ancak, CTP’nin bir bağımsız adayı destekleyerek yarışa katılmasının da 2019 yılında konuşulacak konular arasında olma olasılığı yüksektir. İşte burası iyi düşünülmeli ve geçmişin deneyimleri göz ardı edilmemeli…
2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine CTP bağımsız aday ile katıldı; adayın ve adayın kampanyasını yürütecek olan şirketin tercihi ve ısrarı bu yönde idi. Hükümette iken CTP’ye karşı gelişen ve 2009 erken genel seçimlerinin sonuçlarına da yansıyan toplumsal memnuniyetsizlik bu tercih ve ısrarın nedeni olarak gösterildi. Normal seçimlerin erkene alınmasının ana nedeni de genel seçimlerle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yakın tarihlerde olmasının CTP’nin cumhurbaşkanı adayını da olumsuz etkileyeceği endişesi idi… Türkiye hükümetinin baskı yaptığı ekonomik protokol konusu mazeret oldu ve hükümet meclisten erken seçim kararı aldı. Seçimin sonucunda da UBP tek başına hükümet kurabilecek meclis çoğunluğuna ulaştı.
Dolayısıyla, CTP yönetimi, 2010 cumhurbaşkanlığı seçimleri için adayın ve adayın kampanyasını yürütecek şirketin talebi doğrultusunda bağımsız adayı destekleme kararı aldı… Parti örgütü ve taban bu karara sıcak bakmadı; “O bağımsız aday, biz de bağımsız seçmen” diyen nice partilileri yatıştırmak da kolay olmadı… Kampanyalar sırasında yaşanan en sıkıntılı konular, aday ile Parti’nin iki ayrı kampanya yönetmesi ama patronun da adayın kampanya şirketi olması… Parti kampanyasına talimatlar oradan gelecek, harfiyen uygulanacak… CTP’nin başkanı da dahil olmak üzere, CTPli sembol isimler adaydan uzak duracak, yan yana görüntü verilmeyecek, aynı bölgede kampanya yapılmayacak, aday için kullanılan seçim sembolü öne çıkarılıp, CTP bayrak ve flamaları asgaride kullanılacak… Ve CTP kadrolarında bu durumlara ilişkin olarak gelişen tepki: “Biz cüzzamlı mıyız?”. Bunu da CTP’yi yönetenler yatıştıracak… Ansızın bildirilen yerlere, sembol isim olmayan CTP’li üyeler kitle olarak hemen gönderilecek… Projeleri aday söyleyecek, CTP proje konuşmayacak…
Güzelyurt sel felaketi oldu; aday, örgütün de haberi olamadan ziyarete gitti, nerdeyse yalnız dolaştı; haber alan örgüt üyeleri ve meclis başkanlığı da yapmış sembol isimler katılmak istedi, sorun oldu… Bayramlaşma ziyaretine çıkılacak, CTP örgütlerinin adayla aynı anda aynı yeri ziyaret etmemesi istendi… İki ayrı seçim bütçesi ve hangi faturanın hangi tarafça ödeneceğinin kargaşası…
Konunun özeti, bağımsız aday ile seçim kampanyası yapmak verimsiz, etkisiz, kargaşalı ve odaklanma sorunu yaşanan bir süreç oluyor. Dolayısıyla, CTP 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kendi adayı, kendi amblemi, kendi projeleri, kendi sloganları, kendi kadroları, parti örgütleri ve partinin yönettiği tek seçim bütçesi ile girmeli… Bunu da erken açıklarsa, yıl içinde kafa karışıklığı yaratacak konuşmalar da önlenmiş olur.
Konunun önemi, CTP bu seçimi kazanmalı…
Bir konu daha: CTP 2015 seçimlerine kendi adayı ile katıldı ve başarısız oldu… Bu da bir başka köşe yazısı konusu olarak beklesin…